Tesadüfen başladığım bir roman oldu. Nermin Yıldırım’mış yazarı, 80 ler doğumlu hem de! Hadi bunu da beğenmeyeyim derken ilk cümlesini, ilk paragrafını, dahasını merak edince ilk sayfayı bitirince, sonuna kadar gitmeye karar verdim.
Gencecik bir yazarın bu tecrübe ve yeteneğine hayran kaldım. Her adımda o kadar güzel betimlemelerle sunmuş ki bize hikayeyi, üstelik sürükleyiciliğinden de bir şey kaybetmeden. Ölmek üzere olan Adalet’in hikayesi bu. Yalnızlığını, pişmanlıklarını, suçluluğunu yanına alıp yollara düşen Adaletin. Sevgi ve anlam arayışında. Bitmeyen bir umutla.
“Bir hayatım daha olsa, korkmadan dokunmak için yaşardım onu. Bir keklik beslerdim ellerimle, varsın uçsun sonunda. Bir çiçek büyütürdüm, varsın solsun sonunda. Bir omuz ısıtırdım, varsın gitsin sonunda. Dokunurdum. Ben eriyene dek, o eriyene dek, biz hiçleşip karışıncaya dek bu derin boşluğa, dokunurdum. Ama yok bir hayatım daha. Bir hayat daha yok.
Yok.” (Romandan alıntı)
Bence de yaşamak gerek çok geç olmadan..
Herkeste aynı olur mu bilmem ama, bende çok derinlere dokunabildi bu roman. Kalemine sağlık, Nermin Yıldırım. Tavsiyemdir, okuyun.