hikmet yılmaz

Yaralar vardır hayatta,ruhu cüzam gibi yavaş yavaş ve yalnızlıkta yiyen,kemiren yaralar.
Reklam
Traudel’in, sekiz saatlik bir mesaiden ve hemen hemen bir saat süren araba yolculuğundan sonra alışverişle, ev işleri ve akşam yemeğiyle ilgilenecek gücü nereden bulduğu bir muamma benim için. Fakat Traudel’in her şeye el atma dürtüsü o kadar kuvvetli ki, zaman zaman ben de bunun kurbanı oluyorum.
Bir kitap yazabilseydim başlıca tezi şu olurdu: İnsan felaketleri ancak izleyebilir, kavrayamaz.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Giysilerin epriyip yıpranması sayesinde kişi (hızlıca ve kabaca düşünürsek) kendi yok oluşuna da aşina olur, giderek epriyen giysileriyle üstünde taşıdığı yok oluşu, adım adım hayatına girer. İnsanların eskimiş giysilerini atmaya bu kadar hevesli olması, lime lime olmuş giysilerin işaret ettiği o süreçleri inkâr etmelerinin bir göstergesi bana göre.
İnsan yemek için yaşamaz,yaşamak için yer.
Reklam
Oysaki dünyadaki yanardağlarını süpürmeye insanların gücü yetmez.Başımıza dert olmaları da bu yüzdendir.
"İşin gerçeği bir şeyi anlamaya çalıştığın sırada dikkat etmek gereken gerçek şey ne idi?İşte bunu bilmiyordum.Sözleri değil de yaptıklarını dikkate almalıydım.
"Biliyor musun...İnsan acı çektiği zamanlarda,güneşin batışını başka türlü sever..."
Eğer bir ülkede adalet yozlaşırsa,o memleketin dibi oyulmuş demektir.Adeleti çökmüş bir milleti yok olmaktan hiçbir güç kurtaramaz.
Reklam
Biliyorum,vicdansız bir atsın,ama sen soylu bir atsın,soylu atlar da ölümsüzdürler,sonra kıyamet kopunca da cennete giderler.onlara orada peygamber,huriler,melekler binerler.Ama bugün burada bir kan işler de,Allahın yaptığı güzel yapıyı yıkarsan Allah da seni,senin gibi bir kanlıyı cennetine sokar mı?Sen cennetini,bir beni öldüreceksin diye cehenneme çevirme.Cehennem yerinde hiç ateş yoktur,isteyen ateşini buradan götürsün.sen kendi ateşini buradan götürme.
Kadir kıymet bilen kişi adamlar içinde adam,insanlar içinde insandır.
Çocukluk dönemindeki bağımlılığın yarattığı yetersizliğinden,çevreye olan bağımlılığından ötürü,çaresizlik içindedir insan.Bu yetersizlik duygusu sonuçta yarattığı aşağılık kompleksiyle,bir nevroza dönüşebilir çok kişide,Yaşamı boyunca da bireyler üzerinde üstünlük kurmak ve gücünü kanıtlamak için çaba gösterir kişi.Kusursuz biri olmak ister.sürekli üstün olma peşindedir.Bu bilinç öz amacı ortaya çıkarır."
Bir işin yapılması kadar,neden ve nasıl yapıldığı da önemlidir.
Arkalarında bıraktıkları dehşetten kaçan insanların başına garip garip şeyler gelir.kimi çok acı ve zalim...ama kimide öyle güzelki,inançlar tekrar tutuşur sonsuza dek dayanır.