Gülümseme, ruhu besler. Gülümsersen, sana da gü­lümserler. Senin gülümsemen, insanların sana gülümse­mesi, hayattır, moraldir, ruhun canlanmasıdır. (...) Niye yalnızken gülümsemek kızlarımız? Çünkü korkarlar... Çünkü kendilerine güvenleri yok­tur. "Siz bu ülkenin erkeklerini bilmiyor musunuz Hıncal Bey? O gülümsemeye ne manalar verirler. İnsana nasıl as­kıntı olurlar?" Sen gülümsemeyi bu kadar kıskanırsan, kırk yılda bir gülümsersen eğer, oğlan böyle düşünmekte haksız mı olur peki?
...Askerlik yapmayanlar bilemezler, anlayamazlar, hisse­demezler. Orada nasıl bir yalnızlık hissi çöker geceleri yorgun, bitkin yatağa uzandığınızda. Sıla nasıl buram buram tütmeye başlar burnunuzda. Gözlerinizi kapadığınız­da eviniz, sevdikleriniz gelir hayalinize bu defa. Özlem öyle sıcak bastırır ki. Çok ama çok uzaklardaki sevgili ye­rine yastığa sarılır, her gece bir eksilttiğiniz kalan günleri sayıklayarak uyursunuz.
Reklam
"Hayat anılardan ibarettir," derken Todd, anılarıma gömüldüm ve ağladım. Mutluluktan... Ne kadar dolu yaşadığımı hatırlattı anılarım bana. Gö­zümün arkada kalacağı pek bir şey yoktu. Tanrı, yaşam, ailem, dostlarım, sevdiklerim ne kadar cömert davranmışlardı bana. Ne bitmez tükenmez mutlu anılarım vardı. Nasıl sevmiş, nasıl sevilmiştim. Ne dolu, ne mutlu ya­şamıştım? Ölüm artık beni korkutmuyor, inanın.
Tanrıya asla neden ben! diye sormayın
Hıncal Uluç köşesinde yazmıştı: " Wimble­don' in ilk zenci şampiyonu efsanevi tenisçi Arthur Ashe, kan naklinden kaptığı AIDS'ten ölüm döşeğindeydi. Hayranlarından biri sordu: "Tanrı böylesine kötü bir hastalık için neden seni seç­ti?" Arthur Ashe cevap verdi: "Tüm dünyada 50 milyon çocuk tenis oynamaya başlar, 5 milyonu tenis oynamayı öğrenir, 500 bini profesyonel tenisçi olur, 50 bini yarışmalara girer, 5 bini bü­yük turnuvalara erişir, 50'si Wimbledon'a kadar gelir, 4'ü yarı finale, 2'si finale kalır. Elimde şampiyonluk kupasını tutarken Tanrı'ya 'Neden ben?' diye hiç sormadım. Şimdi sancı çekerken, Tanrı'ya nasıl 'Niye ben?' derim? Mutluluk insanı tatlı yapar. Başarı ışıltılı. Zorluklar ise güçlü. Hüzün insanı insan yapar, yenilgi mütevazı. Tanrı'ya asla 'Neden ben' diye sormayın. Ne olacaksa olur."
Îsa'ya doğduğu zaman hediye getiren Mecûsîler akıllı insanlardı. Noel'de hediye vermek adetini onlar keşfetti. Akıllı oldukları için daima uygun hediyeler getirirler ve çift olanları değiştirirlerdi.
OKUMADAN KİTAP ELEŞTİRİLERİ / 1998
"Paketlere, kutulara doldurulmuş sevgiden bahseden yazarlardan korkmaktayız. Bu bizim paranoyaklığımızdan olabileceği gibi, Hıncal Uluç'un yüzünde sevgiyi hızla şiddete doğru kırabilecek yeterince fay hattı bulunmasından da olabilir."
Reklam
162 öğeden 101 ile 110 arasındakiler gösteriliyor.