Uzun zaman önce ,dün gibi bir zamanda... Çok uzaklarda, gölgen gibi bir yerde... Hintli bir usta varmış. Bu usta yıllar yılı insanların işini görmüş, insanların işini görürken insanları tanımış , insanları tanıdıkça bilge olmuş , bilge oldukça durulmuş , duruldukça huzuru bulmuş . Geleceğe insan bırakmak için yanına çırak almış.
Sayfa 31 - VAVEYLA YAYINCILIKKitabı okudu
Hintli bir bilge öğrencileri ile gezinirken Ganj nehri kenarında birbirlerine öfke içinde bağıran bir aile görmüş. Öğrencilerine dönüp; ─ İnsanlar neden birbirlerine öfke ile bağırırlar? diye sormuş. Öğrencilerden biri; ─ Çünkü sükûnetimizi kaybederiz” demiş. Bu defa bilge; ─ Ama öfkelendiğimiz insan yanı başımızdayken neden bağırırız? O kişiye söylemek istediklerimizi daha alçak bir ses tonu ile de aktarabilecekken neden bağırırız? diye tekrar sormuş. Öğrencilerden ses çıkmayınca anlatmaya başlamış; “İki insan birbirine öfkelendiği zaman, kalpleri birbirinden uzaklaşır. Bu uzak mesafeden birbirlerinin kalplerine seslerini duyurabilmek için bağırmak zorunda kalırlar. Ne kadar çok öfkelenirlerse, arada açılan mesafeyi kapatabilmek için o kadar çok bağırmaları gerekir.” “Peki, iki insan birbirini sevdiğinde ne olur? Birbirlerine bağırmak yerine sakince konuşurlar, çünkü kalpleri birbirine yakındır, arada mesafe ya yoktur ya da çok azdır. Peki, iki insan birbirini daha da fazla severse ne olur? Artık konuşmazlar, sadece fısıldaşırlar. Çünkü kalpleri birbirlerine daha da yakınlaşmıştır. Artık bir süre sonra konuşmalarına bile gerek kalmaz, sadece birbirlerine bakmaları yeterli olur. İşte birbirini gerçek anlamda seven iki insanın yakınlığı böyle bir şeydir.” Daha sonra bilge öğrencilerine bakarak şöyle devam etmiş: “Bu nedenle tartıştığınız zaman kalplerinizin arasına mesafe girmesine izin vermeyin. Aranıza mesafe koyacak sözcüklerden uzak durun. Aksi takdirde mesafenin arttığı öyle bir gün gelir ki, geriye dönüp birbirinize yakınlaşacak yolu bulamayabilirsiniz.”
Reklam
56 syf.
·
Puan vermedi
·
7 saatte okudu
Hintli şair, yazar, besteci, ressam ve mistik Tagore, Hindistan’ın önde gelen yaratıcı sanatçılarından biri olmuştur. Kalküta’da Ulu Bilge (Maharişi) Debendranath Tagore’un oğlu olarak dünyaya geldi...
Rabindranath Tagore
Rabindranath Tagore
( 1861-1941). Yapıtlarını Bengal dilinde yazmıştır. Hint kültürünün Batı’ya, Batı edebiyatının da ülkesine tanıtılmasında önemli rol oynamış.. 1913’te Nobel Edebiyat Ödülü’ne değer görülmüştür. 1880’lerde bir dizi şiir kitabının ardından, 1890’larda en tanınmış şiirlerinden bazılarını içeren Manasi’yi yayımladı
Rabindranath Tagore
Rabindranath Tagore
bu eserini 1900lü yılların başında karısı ve iki çocuğunu kaybettikten sonra yazmış. Yoğun siyasi hayatı boyunca beş kez başbakanlık yapmış olan
Bülent Ecevit
Bülent Ecevit
, aynı zamanda şair, yazar ve çevirmendi. Hint ve Doğu felsefesiyle ilgilenen, Sanskrit ve Bengal dilleriyle ilgili çalışmalar yapan Ecevit’in yolu, yapıtlarında yoksulların dertlerini paylaşan ve evrensel insani değerleri savunan Tagore’la kesişecekti elbette. Gitanjali 1941’de, şairin bir diğer yapıtı Avare Kuşlar ise 1943’te onun çevirisiyle Türkçede yayımlandı.
Bülent Ecevit
Bülent Ecevit
in bu eserin çevirisini 16 yaşında yapmış Nilüfer çiçeğinin açtığı günde, heyhat, aklım avareleşmiş ve benim bundan haberim olmamıştı. Sepetim boştu ve ben bu açan çiçeğin farkına varmamıştım(.s:8) Şiir tadında kalın şiirce
Gitanjali
Gitanjali
Gitanjali
GitanjaliRabindranath Tagore · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20151,181 okunma
344 syf.
4/10 puan verdi
NİRVANAYI KİM BULMUŞ Kİ?
Bu tarz doğu mistisizmi kaynaklı öğretileri sevemiyorum nedense.Osho da zen budizmini temel alarak, mutluluk peşinde yanlış yollarda koşan biz ''zavallıları'' uyarıyor, öğütler veriyor vs. Bu tür mistik öğretileri epeyce okumuş biri olarak, kitapların ana fikirlerini size özetleyeyim.Zengin batı toplumlarında, para, itibar vs peşinde koşan hırs,
Martıları Seven Adam
Martıları Seven AdamOsho · Butik Yayınları · 2009648 okunma
Hintli bilge nehir kıyısında öğrencileriyle ders yaparken, yanlarından birbirlerine öfkeyle bağıran bir aile geçer. Öğrencilerine dönüp, şunu sorar bilge: “İnsanlar kızdıkları zaman neden bağırırlar?” Önce her kafadan bir ses çıkar, sonra içlerinden biri “Çünkü sükûnetimizi kaybederiz” diye cevap verir. “Ama hemen yanı başımızdaki insana neden bağırıyoruz?” diye sorar tekrar bilge. Öğrencileri cevap veremez. Bu sessizlik karşısında şu sözler dökülür ağzından: “İki insan birbirine kızgınken kalpleri uzaklaşır. Bu uzaklık yüzünden de sesini duyurabilmek için bağırmak zorunda kalır. Kısaca insan ne kadar kızgınsa, uzağı yakın edebilmek için o kadar çok bağırır...”
Harika!!
"Işığı önce kendi vicdanına tut. Belki hatanın bir bölümü sendedir" diyordu yaşlı ve bilge Hintli. Hatanı açıklamaktan çekinme. Tartış. Anlaşmazlıkları ortadan kaldırmaya çalış. Yoksa bir çekişme bir başka çekişmeye, bir savaş hemen bir ikincisine yol açar ve her korku, her zehir bir yenisinin doğmasına neden olur. Zor,yalnız zor doğurur. Zor'a karşı dur. Ama zor kullanma. Şiddet karşısında sevgi ve bilgelikle diren. Zafer senin olacaktır.
Reklam
85 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.