#AliİsmailKorkmaz
“sevinmesin zalimler öldüğüme benim yiğit ölmez kolay kolay, ben ölmedim ki! ben, ölmedim ki...”
Ben ülkemin bağımsızlığı ve halkımın mutluluğu için şerefimle bir defa ölüyorum. Sizler bizi asanlar şerefsizliğinizle her gün öleceksiniz. Biz halkımızın hizmetindeyiz. Sizler Amerika’nın hizmetindesiniz. Yaşasın devrimciler. Kahrolsun faşizm.
Reklam
Olayın tanığı gazeteci Rahmi Turan anlatıyor.. 40 yıl önce… Yıl 1968...Bahar aylarında üniversitelerde işgaller başlamıştı… İstanbul'da bir öğrenci lideri parlıyordu. Uzun boylu, yakışıklı bu liderin adı Deniz Gezmiş idi…
Deniz Gezmiş,Nazım Hikmet'in, 'Delikanlım' şiirinin dizelerini hiç düşürmezdi dilinden; "Delikanlım! Sen ki, ya bir köşe başında, kan sızarak başından gebereceksin. Ya da bir darağacında can vereceksin. İyi bak yıldızlara, onları göremezsin belki bir daha…"
Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan… Onlar kimseyi öldürmemişti, vatan satmamıştı, Hazine’yi soymamıştı, sahte belge düzenleyip halkı soyup soğana çevirmemişti, hayali ihracat yapmamıştı. Tek hedefleri bağımsız bir Türkiye, hakça toplumsal bir düzen ve Türkiye insanının mutluluğuydu. Bunun için asıldılar, bunun için öldürüldüler, bunun için ortadan kaldırıldılar, bunun için… bu bir cinayetti ve bu cinayette, Meclis’te onay için el kaldıranların da sorumluluğu sonsuzdu.
Asılma günü gelip çatınca, o sevdiğim giysilerimi giyeceğim. Postallarımı, parkamı. Öyle her zamanki gibi, eyleme gidiş tavrımla gideceğim darağacına. Yok, tıraş falan da olmayacağım. Sonra avukatlarıma döneceğim: ‘Sizler de, bizler için gelecek kuşaklara tanıklık edin’ diyeceğim. ‘Bir devrimci ölüme böyle gider işte. Bayram yerine gider gibi…’
Reklam
199 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.