384 syf.
10/10 puan verdi
·
21 günde okudu
Modernizmin Işığında Türk ve Dünya Romanları
Çevirmen ve yazar Sevim Kantarcıoğlu'nun çıkan 'Türk ve Dünya Romanlarında Modernizm' kitabını üniversite kitaplarımın arasından çıkarıp yeniden okunacaklar listesine almıştım. İyiki de almışım. Ele alınan romanların birçoğunu okumuş olduğum ve yazar, kitabın girişinde modernizm/modern romanın özelliklerine değindiği için anlamlandırmak benim
Türk ve Dünya Romanlarında Modernizm
Türk ve Dünya Romanlarında ModernizmSevim Kantarcıoğlu · Akçağ Yayınları · 20044 okunma
288 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Su hayattır!
Kitabın önsözünde yer alan; " Bütün cevherleri içinde taşıyan toprak olmak mı, yoksa toprağın içindeki cevher mi olmak istersiniz?" Sorusuna toprak olmayı tercih edenler; " Düşünüyorum ve hissediyorum, öyley- se varım!" sözünü benimseyenlerdir. " Toprağın içindeki cevher olmak isterim," diyenler ise Descartes'in " Düşünüyorum öyleyse varım!" öğretisini tercih edenlerdir. Burada amaç ise fikirleri yargılamak değil, sadece bir beyin fırtınası yaratmaktı. İnsan, bir damla sudur. Dünyaya temiz akar, yaşadıkça kirlenir. Ve onları yalnızca Bilgeler temizler!
Suyu Yıkayan Bilge
Suyu Yıkayan BilgeBilal Civelek · 0327 okunma
Reklam
238 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
“Düşünüyorum, öyleyse varım.” Bugüne kadarki en tuhaf okuma deneyimiydi benim için. Düşle gerçeğin iç içe geçtiği bir evren, Osmanlı zamanında geçen fantastik diyebileceğim bir tarihi roman. Yeniçerilerle fantastik ögeleri aynı kitapta okuyacağımı hiç düşünmezdim herhalde. Ama tesadüflerin birbirine ustaca bağlandığı öyle güzel bir kurgu, büyülü, destansı öyle güzel bir anlatımdı ki bayıldım. Bazı kitaplar vardır, iyi ki anadilimde yazılmış derim. Onlardan biriydi Puslu Kıtalar Atlası. Nasıl başka bir dile çevrilir, nasıl Türkçe’deki gibi etkileyici olur, bilemiyorum… Bu hissi yaşayabildiğim için şanslı hissediyorum kendimi. Ebrehe karakterine değinmeden geçemeyeceğim. Tüm karanlığına rağmen bilgiyi, bilmeyi tatmış, değerini kavramış harika bir karakterdi. Ebrehe’yle olan diyalogların keyfi bir başkaydı. Yazardan okuduğum ilk roman oldu Puslu Kıtalar Atlası. İhsan Oktay Anar’ın da ilk romanıymış. “İlk romanı böyleyse diğerleri nasıldır kim bilir” diye düşünerek hemen diğer romanlarını keşfetmeye gidiyorum.
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlasıİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 202048,7bin okunma
304 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
34 günde okudu
Küçüldükçe büyüyen ekonomi
Descartes'ın "düşünüyorum öyleyse varım"ından "hissediyorum öyleyse varız"a dönüşümünün kitabı bu aksi halde yok oluşun bir manifestosu. Kıyamet kapıdan bize bakıyor, hatta adımını içeri çoktan attı bile. Bu kitabın ne anlama geldiğini daha iyi kavrayabilmek için öncesinde günümüzün dünyasına bir bakış atmak
Çoğu Zarar Azı Karar - Dünyayı Küçülme Kurtaracak
Çoğu Zarar Azı Karar - Dünyayı Küçülme KurtaracakJason Hickel · Metis Yayıncılık · 091 okunma
77 syf.
10/10 puan verdi
Öncelikle kitabın mülellifi hakkında kısa bir bilgi vermek isterim. Ali Şeriati kendisi İran vatandaşı ve Müslüman’dır. Kendini Müslümanların dogmatik kalan ya da yanlış anlaşılarak kendi içinde dönüp duran İslam anlayışının gerekte Avrupa’yı yakından görme fırsatları bulduğundan dolayı kapitalizmin(kendisi tabiatın belirleyiciliği der) 2.dünya
İnsanın Dört Zindanı
İnsanın Dört ZindanıAli Şeriati · Fecr Yayınları · 20174,995 okunma
93 syf.
·
Puan vermedi
Kitabı yoğun bir tavsiye üzerine okudum. Şu özgürlük fikrini önemsiyorum. Bilen bilir, Ali Şeriati'ye pek hoş bakılmaz bizim itikatta. Hatta kitabı okurken bazı olmusuz tepkilerle de karşılaştım. Ancak şöyle düşünüyorum; bir kitabı okumuş olmak, o kitabı yazan kişinin her fikrini benimsemek anlamına gelmiyor, kaldı ki şayet kullanabildiğimiz bir aklımız varsa yazarın benimsediği fikirler bize ters düşüyorsa ve bunun idrakindeysek rahatlıkla reddedebiliriz. Bu kitap için konuşacak olursak bana ters gelen bir şeyle karşılaşmadım, hatta büyük ölçüde istifade ettiğimi söyleyebilirim. Özet olarak şunu söylemek istiyorum kitabın fikriyle alakalı, özgürlüğün önünde dört engel var, tabiatın belirleyiciliği, tarihin belirleyiciliği, toplumun belirleyiciliği, kendi belirleyiciliği... İlk üçünü öncelikle tanıyıp bilimle bu zindanlardan kurtulabiliriz ancak kendi belirleyiciliğimizi aşmamızın tek yolu kendimize itiraz etmektir. Kendi benliğine itiraz eder, içgüdülerinden kurtulur, ilk üç etkeni ve son olarak kendini de reddedersen ancak o zaman özgür bir insana dönüşürsün ki bence mantıklı. Bir de şu kısım dikkatimi çekti, Descartes; "Düşünüyorum, öyleyse varım." diyor. Gide; "Hissediyorum, öyleyse varım." diyor. Camus; "Başkaldırıyorum, öyleyse varım." diyor. Her biri varlığın ispatıdır ancak insana özgü en üstün var oluş; "Başkaldırıyorum, o halde varım"dır. Buna delil olarak sunduğu hadise ise Adem'in cennette meleklerden farksızken, yasak olan şeyi yaparak başkaldırmasıyla, var oluş iddiası yani insan olma serüvenidir. Hulasa tavsiye ederim, istifade ettim.
İnsanın Dört Zindanı
İnsanın Dört ZindanıAli Şeriati · Fecr Yayınları · 20174,995 okunma
Reklam