Celâleddin Hızır, son yapıtlarında, hastalıkların sağaltımını gereksiz ve anlamsız bulduğunu, zira hastalıkların nedeninin, sürdürülen yaşam biçimiyle, vicdanın istekleri arasındaki çelişkiden kaynaklandığını anladığını yazıyordu.
"Ufka dikin gözlerinizi, bakın, ustamız Hızır bizi bekliyor, iki denizin birleştiği yerde... günahların tam da ortasında... O halde, Yusuf gibi, dünyaya sırt çevirelim de varsın gömleğimiz arkadan yırtılsın! Kıyamet günü Münker'le Nekir'e gösteririz, tek hayırlı amelimiz bu!' deriz; 'Biz dünyayı değil, sadece onu sevdik!"
Sayfa 123 - Kapı Yayınları 14.BaskıKitabı okudu
Reklam
sen ve ben
Su… ve Toprak… Ne olacak bu su ile… Toprak ile Cenneti ateşe verecem… Su ile cehennemi söndüreceğim… Bunu yaparsam... ...iki engelle ortadan kalkmış olacak… Kulluk tam olacak… Böylelikle insanlar... …Cennet sevgisi ile yapmayacak... ...ya da cehennem korkusuyla değil... ...sadece Allah aşkıyla... ...yapılacak her amel rıza makamına uygun olacak… …Beni sorma... ...ben bir aşığım... ...kölesini arayan deli... …Musasını arayan Hızır… …maşukumun bilinmesini isterim… …Maşukum olmazsa... ...ne ben de varım… …ne varlığın tümü... …Hatta... ...sen de olmazsın gülüm…
Veda Semfonisi-7 (Zerya'm) Çünkü kavuşmaktı kavlimiz bugün Çünkü koşacaktık güneşe dek şirk Gözlerin kah Hızır kah ilm-i ledün Sen bana kundaktın ben sana beşik
"Gözlerinde yaş. İçi hıçkırık. Dışı yas. Kanatları kuş. Ayakları Hızır."
Ölene kadar aramızda
Abıhayat/Bengisu
“Abıhayat, Türkçe’de Bengisu denen ve içenin kıyamete kadar yaşayacağı bir sudur. Buna “Abıhayvan” ve “Abızindeganî” de derler. Güya İskender, bir memlekete varınca oralılar, ileride bir deniz olduğunu, deniz geçilince karanlıklar ülkesine girileceğini ve bu suyun, karanlıklar ülkesinde bulunduğunu haber vermişler. Hızır Peygamber ve İlyas Peygamber de İskender’le berabermiş. Bengisu’yu aramaya giderlerken karanlıklar ülkesine gelmişler. İskender’de karanlıkları aydınlatan iki mücevher varmış, birisini Hızır’a vermiş. Suya hangisi rastlarsa, öbürüne haber vermek şartıyla ayrı ayrı yollardan o ülkeye dalmışlar. Hızır’la İlyas, bir hayli gidip yorulmuşlar. Bir yerde oturup yanlarında bulunan pişmiş balığı yemek istemişler. Hızır, yemekten önce o civarda bulunan bir suda ellerini yıkamış. Elinden bir damla su balığa damlamış. Balık, hemen canlanıp sıçrayarak suya atılmış. Hızır, abıhayatın bu su olduğunu anlamış, İlyas’la beraber kana kana bu sudan içmiş. Fakat ikisine de İskender’e haber vermemeleri emredilmiş, onlar da haber vermemişler. Bir rivayete göre de İskender, karanlıklar ovasına girmeye korkmuş ve abıhayattan mahrum kalmış. Hızır’la İlyas, ebedi hayata erişmişler. İlyas denizde, Hızır karada zorda kalanlara yardım eder.”
Reklam
Kimseye sonsuz güvenmeyin at izi, it izine karışmış. Kim hızır. Kim hınzır belli değil çünkü.
Hicran destanini kendinden oku, Mecnun'dan duyup da rivayet etme. Aşkin Leyla'sini gördünse söyle. Söz temsili bulup hikayet etme. Yüz bin Leyla dogar alemde her gün, Senin aradigin zevk, sefa dügün. Tutacagin işi önceden düşün; Daha ilk adimda nedamet etme. Sevdanin oduna pek güvenilmez, Tutuşurşan eger kolay sönülmez. Bu yolun hükmüdür
Sûreyê Îbrahîm:42
Zinhar tu hizir neke ku Xwedê ji ya ku zalim dikin, bêageh e! Bêguman ew bes (cezayê) wan dihêle rojekê ku tê de çav zeloq dibin.
Sayfa 261 - Nûbihar
160 syf.
·
Puan vermedi
Yüzünde Bir Yer
Ah ile başlıyorum. Bazı cümleleri okurken "dur bir saniye, ne dedin şimdi, ne demek istedin, ne dedin yani tam olarak ne dedin?" paniklemesi yaşadım. O kadar yoğun bir kitap ki... Tek bir cümle kaçırma lüksünüz yok. Öyle katmanlı, öyle dolu ki zihninize düşen düşüncelere göz ucuyla bakma imkânınız yok. Mitoloji, din, 1938 Dersim, sürgün, katliam, İncir ağacı, Hızır, dua, kadın... katman katman işlenmiş. İnsanın içine işliyor. Tin suresinin başlangıcını okuduğumda bi kalakaldım. Hemen tamamının Türkçesini buldum. Hızır var tabii bi de! İncir de tabii! Sema Kaygusuz işte yakıp geçiyor gene.
Yüzünde Bir Yer
Yüzünde Bir YerSema Kaygusuz · Metis Yayıncılık · 2021713 okunma
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.