Eline Sağlık Babacığım
Biz çok köfte yemeyiz. Daha doğrusu yiyemeyiz, babamın kazancı azmış. Öyle ya, ben biliyorum etin ederini, biz bir oturuşta yarım kilo kıyma yersek, hiç olur mu? Annem yarım kilo kıymadan üç yemek yapar; kıymalı nohut, kıymalı patates, kıymalı tarhana...
Sayfa 81 - Bilgi Yayınevi
Kuzum
Gerçekten yeleğim çok ısıtıyordu. Ama ben üşüyordum.
Sayfa 48 - Bilgi Yayınevi
Reklam
"sırf bazılarımız okuma-yazma biliyor ve biraz da matematikten anlıyor diye evreni fethetmeye hakkımız yok."
Bir seferinde bana genç bir adam getirmişlerdi. Genç adamın uykusundayken sineklerin ağzından yahut burnundan bedenine girdiği ve içerde sürekli dönüp durdukları gibi çılgınca bir fikri vardı. Bu nedenle, elbette başı çok dertteydi. Şu ya da bu tarafa dönerdi; bu içerde dönüp duran dervişler yüzünden dik bir şekilde oturamazdı bile;
Narsistin empati yoksunluğu çeşitli şekillerde ortaya çıkabilir. Örneğin, sonunda narsiste size karşı daha duyarlı olmasını söyleyecek olursanız, Hokus-Pokus! Olasılıkla aniden gözünüzün önünden kaybolacaktır. Gerçekten de cümlenizin ortasında kalkıp gitmeye başlayabilir ya da hemen ilgilenmesi gereken “çok önemli” bir şey olduğunu söyleyebilir. Bunu bir kadın narsist de yapabilir, ancak bunun bir erkek narsistle başınıza gelme olasılığı daha fazladır..
Sayfa 39 - PsikonetKitabı okudu
928 syf.
5/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Kitap değil, taslak gibiydi. Haddinden fazla uzun bir taslak üstelik. SJ Maas kimilerine göre kraliçe olabilir ama sakız gibi uzayan serilerine layık gördüğü oldu bittiye getirilmiş mantık hatası dolu sonlardan sonra benim gözümde balonlar kraliçesi kendisi. Şu şöyle olmuş, bu böyle olmuş, şunun sebebi böyleymiş hmm... Kitabın son bölümünde hile kodu girilmiş oyun gibi bütün bölüm sonu canavarlarını tek tek yendiler ya, hokus pokus, aman da panzehir içtim hop, mantar yemiş Mario gibi güçlendim oley derken kitap bitti. Yani şu serideki sevişme sahnelerinin sayfa sayısını toplasak burdan Mars'a yol olur ama her şeyin parmak şıklatır gibi çözülmesine harcanan sayfayla Eskişehir'den Ankara'ya geçilmez, öyle bir oransızlık. Bu tarz kitaplar için yaşlandım galiba ya da belki Sarah bu tarz kitaplar yazmak için yaşlanmıştır, başını sonuna tutturamiyor çünkü.
Alev ve Gölge Hanesi
Alev ve Gölge HanesiSarah J. Maas ·  Dex Kitap · 2024117 okunma
Reklam
Bir varmış bir yokmuş!
Narsisiste size karşı daha duyarlı olmasını söyleyecek olursanız, hokus-pokus! Olasılıkla aniden gözünüzün önünden kaybolacaktır.
Sayfa 39 - PsikonetKitabı okudu
Hayatım boyunca insanların tutumunun birkaç dakikada, neredeyse birkaç saniyede böylesine kolayca değiştiğini görmedim. Hitler sadece birkaç cümleyle dinleyicileri resmen terslerine çevirmişti, sanki bir eldivenin içini dışına çıkarmak gibiydi. Neredeyse bir hokus-okus pokus, bir sihir gibiydi.
Sayfa 154 - Erasmus yayınlarıKitabı okudu
Külkedisi Sindirella Masalı Sindirella'nın annesi ölünce babası yeniden evlenmişti. Üvey annesinin iki kızı vardı. Ay Işığı ve Tatlı Pınar idi adları. Kızların babaları Tatar olduğundan sadece Tatlı Pınar'ın gözleri çekikti. Çok güzellerdi. Bir gören bir daha bakardı. Kızların kalpleri de çok güzeldi. İyilik etmekten mutluluk
Komünyon ayininde rahip bir parça ekmek ve bir bardak şarap alır ve ekmeği İsa'nın bedeni, şarabı İsa'nın kanı ilan eder. Bunları yiyip içen inançlılar İsa'yla birlik olurlar. İsa'yı bizzat ağzınızda tatmaktan daha gerçek ne olabilir? Eskiden rahipler bu cesur duyuruyu din, hukuk ve hayatın sırlarının eski dilini konuşarak, Latince yaparlardı. Rahip toplaşmış çiftçilerin büyülenmiş bakışları önünde bir parça ekmeği havaya kaldırır ve "Hoc est corpus!" (Bu [İsa'ya ait] bedendir!) diye haykırırdı ve ekmeğin İsa'nın bedenine dönüştüğü varsayılırdı. Okuma yazma ve Latince bilmeyen çiftçilerin zihninde "Hoc est corpus!" tabiri, "Hokus pokus!" şeklini almış ve böylece kurbağaları prense, balkabağını at arabasına dönüş­türen sihirli kelimeler doğmuş.
Sayfa 258Kitabı okudu
Reklam
Hokus-pokus
"Keşiş çörək tikəsini yuxarı qaldırıb ucadan deyir "Hoc est corpus!" – "Bu bədəndir!" və guya çörək olur Məsihin əti. Latınca anlamayan savadsız kəndlilərin şüurunda "Hoc est corpus" təhrif olunaraq "Hokus-pokus" olub və beləliklə də bu güclü ifadə qurbağanı şahzadəyə, balqabağı isə karetaya çevirməyə qadir olub".
Sayfa 235Kitabı okudu
"Onu bir şekilde kontrol etmem gerek. Ama nasıl? Ardımda­ kinin yok olması için ne yapmam gerek? Onun yok olmasını mı istemeliyim? Hokus pokus mu demeliyim? Lütfen, lütfen, sevgili bilinçaltım, bırak, şimdi uyanayım. Yeterince eğlendin, ama artık istemiyorum. Lütfen uyanmamı sağla!"
Ebeveynim, bay ve bayan sade vatandaş, hayatımı çabucak tamir edip gittiler. İşte benim süper kahramanlarım. Problemi, örümcek hisleriyle anladılar. Mandrake gibi [Hokus Pokus! Abrakadabra! Karamba karambina!] yuvamı donattılar. Süpermen'in pabucunu dama attılar.
... hokus pokus...
sevilen kişinin ortadan, kaybolması, hele ki adım adım yok oluyorsa, harekete geçenin kim olduğuna, gezginlere özgü hangi nedenle yerinden ayrıldığına bakmaksızın keder verir.
Sayfa 104