oldum olası hayret etmişimdir. diye yeniden söze başladı doc. bir insanda hayranlık duyduğumuz özellikler, iyi niyet, cömertlik, dürüstlük, açıksözlülük, hoşgörü ve duyarlılık gibi şeyler bizim sistemimizde başarısızlığa eşlik eden özellikler. sertlik, açgözlülük, hırs, acımasızlık, bencillik ve kendini beğenmişlik gibi istenmeyen özelliklerse insanı başarıya götüren araçlar. bizler iyiliğe hayranlık duyuyoruz ama kötülüğün meyvelerini seviyoruz
"Lorilleux'ler de Gervaise'i kıskandırmak amacıyla onun yanında Lantier ile Virginie'nin aşklarından söz etmekten geri kalmıyorlardı. Boche'lar da bundan daha uygun bir çift görmediklerini sezdiriyorlardı. Ama işin tuhaf yanı, Goutte-d'Or Sokağı sakinlerinin bu üçlü yeni aileden hiç gocunmamasıydı; hayır, Gervaise'e karşı katı davranan ahlak, Virginie'ye karşı uysaldı şimdi. Kimbilir, belki de mahalle halkının gösterdiği bu güler yüzlü hoşgörü, Virginie'nin kocasının belediye zabıta memuru olmasından ileri geliyordu."
Sayfa 376 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
oldum olası hayret etmişimdir. diye yeniden söze başladı doc. bir insanda hayranlık duyduğumuz özellikler, iyi niyet, cömertlik, dürüstlük, açıksözlülük, hoşgörü ve duyarlılık gibi şeyler bizim sistemimizde başarısızlığa eşlik eden özellikler. sertlik, açgözlülük, hırs, acımasızlık, bencillik ve kendini beğenmişlik gibi istenmeyen özelliklerse insanı başarıya götüren araçlar. bizler iyiliğe hayranlık duyuyoruz ama kötülüğün meyvelerini seviyoruz
Sayfa 149 - docKitabı okudu
"Bana gösterdiğin hoşgörü, benim kendimi hoşgörmeme engel oluyor."
Aşkı öldüren en büyük sorun...
Ama sen değişmiştin Mecnun! Aşkın özverili, hoşgörü ve güvenle beslenen yanını yok sanıp sahiplenici ve bencil yüzüne çevirmiştin yönünü. Deliler gibi kıskanıyordun Leyla'yı. Yaşam alanını daraltıyordun, soluk aldırmıyordun ona.
Soluksuz kalmış bir yürekte aşkın da yaşamayacağını nasıl düşünmedin?
Sayfa 21Kitabı okudu
Adalet ve hakseverlik kutsal din kitaplarında; hoşgörü, Mevlana’nın Mesnevi’sinde unutulmuştu. Yirmi birinci yüzyılın felsefe, edebiyat ve sanat akademisyenleri kıskançlık ve önyargı kıskacında çürüyorlardı.
