Bu kitap, bir 1915 kitabı olmaktan çok, Hrant Dink'in deyimiyle "1915 metre derinliğinde bir kuyu"dan çıkamamanın kitabı.
Sayfa 11 - Metis Yayınları
"Benden bir şey olmaz" kanısı, oluşabilecek kalıplardan, yani bize zarar veren ve kökeni çocukluğa dayanan şemalardan yalnızca biridir. Şemalar hayatımızın haritaları gibidir. Bu haritada kişinin geçmişinde yaşantıladığı her şey gösterilmiştir. Bu yaşantılar kesinlikle kaderin bir sonucu değildir. Bize en yakın bakımı sağlayan anne-babalarımızın parmak izleridir bunlar. Transaksiyon analizi adı verilen psikoterapi eko- lünün kurucusu Eric Berne şöyle der: "Bütün çocuklar prens ve prenses olarak doğar, sonra ebeveynleri tarafından kurbağaya dönüştürülürler." Yakın zamanda Hrant Dink'in eşinin bebeklerden katil yaratan toplum diye tanımladığı durum da budur. Tabii ki şemaların oluşumunda doğuştan getirilen karakter özellikleri de rol oynar. Bundan hiç kuşku yok. Ama bir şemanın oluşumundan sorumlu olan en önemli etken, çocu- ğun en temel ihtiyaçlarını karşılamayan anne-babadır.
Sayfa 29 - PinhanKitabı okuyor
Reklam
Hrant Dink, Ermeni sorununun emperyalist devletlerin sofrasında meze yapılmasına da karşıydı. Bu devletlerin Ermeni soykırımı iddialarında, Ermenistan'dan yana tavır sergilemelerini samimi bulmuyordu. Dink bu konudaki fikirlerini 1 Kasım 2004 tarihli Birgün gazetesinde şöyle ifade ediyordu: "Benim geçmiş tarihimin ya da bugünkü sorunlarımın, Avrupalarda, Amerikalarda sermaye yapılması zoruma gidiyor. Bu öpmelerin ardında bir taciz, bir tecavüz seziyorum. Geleceğmi geçmişimin içinde boğmaya çabalayan emperyalizmin, alçak hakemliğini kabul etmiyorum artık. O hakemler geçmiş çağlarda arenalarda köle gladyatörleri birbiriyle vuruşturan, onların vuruşmasını büyük bir iştahla seyreden, sonunda da kazanana, yaralının işini bitirmesi için başparmağıyla işaret veren diktatörlerin ta kendileridir. Bunun için de, bu çağda ne bir parlamentonun hakemliğe soyunmasını kabul ediyorum ne de bir devletin. Gerçek hakem halklar ve onların vicdanlarıdır. Benim vicdanımda ise hiçbir devlet erkinin, hiçbir halkın vicdanı ile boy ölçüşemez. Benim tek isteğim canım Türkiyeli arkadaşlarımla ortak geçmişimi alabildiğine etraflıca ve o tarihten hiç de husumet çıkarmamacasına özgürce konuşabilmek. Bunu bir gün Türklerle Ermenilerin de kendi aralarında konuşabileceklerine yürekten inanıyorum. Özellikle de Türkiye ile Ermenistan'ın kendi aralarında da her bir şeyi rahatlıkla konuşabilecekleri ve düzeltebilecekleri ve onlar konuşurken benim ilgisiz üçüncülere dönüp, 'Size de artık üç nokta düşer.' diyeceğim günleri iple çekiyorum."
Sayfa 352Kitabı okudu
Hrant Dink, Emperyalizmin Türkiyeyi Hedef Aldığının Farkındaydı
Hrant Dink, emperyalizmin ulus devleti hedef aldığının farkındaydı. Ermeni ve Kürt meselesinin emperyalizmin çıkarları için kullanılmasına da karşıydı. Birlik ve kardeşlik temelli çözümler istiyordu. "Ermeniler Türklerin doktoru, Türkler de Ermenilerin doktoru. Bunun dışında ilaç, hekim yok! Diyalog tek reçete! Bunun dışında bir çözüm yok, yok, yok!" diye haykırarak iki toplumunda empati yapmasını önermişti. Hrant Dink 25 Nisan 2006'da Malatya'da hem Ermeni meselesinin perde arkası hem de o dönem Türkiye'yi tehdit eden PKK ve Barzani meselesiyle ilgili yaptığı konuşmada ise şunları söylemişti: "Geçmişte İngilizlerin, Fransızların, Rusların, Almanların şu topraklar üzerinde oynamış oldukları rol neyse, bugün aynen tekrarlanıyor. Geçmişte Ermeni halkı onlara güvendi, kendilerini Osmanlının zulmünden kurtaracak sandı. Ama yanıldı. Çünkü onlar geldiler, kendi hesaplarını yaptılar. Çekip gittiler ve burada kardeşi kardeşle kan içerisine bıraktılar. Amerika bu. Gelir o kendi hesabını yapar, işine bakar, iş bittiğinde de çeker gider, ondan sonra da burada tekrar insanları kendi didişmesi içerisinde bırakır."
Sayfa 351Kitabı okudu
Hrant Dink, "Türk'ten boşalacak o zehirli kanın yerini dolduracak temiz kan, Ermeni'nin Ermenistan'la kuracağı asil damarında mevcuttur." sözlerine de açıklık getirerek şöyle demişti: "Cımbızla makalemden böyle bir cümle çıkardılar ve beni o cümle üzerinden mahkum ettiler. Ben Ermeni kimliği üzerine bir yazı yazmıştım ve Ermenilere diyordum ki Türklere olan öfkeniz sizin kanınızı zehirliyor. Atın o zehiri dışınıza ve onun yerinde sizin artık bir devletiniz var, Ermenistan var, oranın halkı var."
Sayfa 351Kitabı okudu
Hrant Dink: Beni Ermeniler de sevmiyor, Türkler de.
Hrant Dink'n, "Beni Ermeniler de sevmiyor, Türkler de." demesi boşuna değildir. Çünkü Hrant Dink, Ermeni soykırımı tartışmalarında sadece Türkiye'nin resmi tezlerine karşı çıkmıyordu. Ermenilerin, "Türkiye soykırımı kabul etsin." isteklerini de bir dayatma olarak nitelendirdiğini söylemişti. Almanya'dan Avrupa Parlamentosu üyeliğine seçilen Türk işadamı Vural Öger de "Hrant, Brüksel'de Ermenilerle kavga etti. Türkiye'yi desteklediği için ona, sen ne biçim Ermeni'sin dediler." diyordu. Fransa'da, Ermeni soykırımını inkar suçunu öngören tasarı tartışılırken, "Paris'e gidip, Ermeni soykırımı yoktur diyeceğim. Beni tutuklasınlar." demişti.
Sayfa 350Kitabı okudu
Reklam
Sevgi Erenerol: Hrant Dink'i Ermeni Diasporası Öldürmüştür
Bütün şüphelerin milliyetçi kesim üzerinde toplandığı bir sırada Sevgi Erenerol'un yaptığı açıklamalar konuyu bambaşka bir yöne çekmiştir. Türk Ortodoks Patrikhanesi adına konuşan Sevgi Erenerol, Hrant Dink'in Ermeni Diasporası tarafından öldürüldüğünü iddia etmiş ve şunları söylemiştir: "Onu öldüren Ermeni Diasporası ve ardındaki güçtür. Dink, son zamanlarda onların işlerine çomak soktu. Çünkü kullanıldığını anlayıp uyandı. Ermeni soykırımı iddialarında tamamen Türklerden yana tavır almaya başladı. Güneydoğu'daki Kürtleri 'Oyuna geliyorsunuz.' diye aydınlattı. Ancak bu onun sonu oldu. Kullanıldığını fark edince ortadan kaldırdılar. Tetiği çeken kişinin soyadının Samast (Kilise Bekçisi) anlamına gelmesi önemlidir."
Sayfa 350Kitabı okudu
...Tehdit olarak algıladıklarımız aslında kendi korkularımızdır. İşte bu korkuydu Hrant Dink'in hayatına mal olan. Korku, vicdanın en güçlü susturucularından olsa gerek.
Sayfa 98 - ALFA, 1. Basım, Temmuz 2017Kitabı okudu
Her siyasi suikast, hedef aldığı insanla birlikte onun temsil ettiklerini de öldürür. Musa Anter ölür. Uğur Mumcu vurulur. Ve başkaları, sonra başkaları… Sonunda Hrant ölür
Hrant Dink, "Ben Malatyalıyım, Anadoluluyum, acımı onurla taşırm," diyen haysiyetli bir insandı. "Hiç kimsenin toprağında gözüm yok, bütün Türkiye benim, her yer benim vatanım," diyen bir yurtseverdi. "
810 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.