Hayatı uzun sürmüş bir
sıkıntıdan ibaretti. Boş, içeriksiz bir sıkıntı. Neden hayatım bir sıkıntıdan ibaret diye soramayacak kadar
tembel yaratılışlı olmalıydı ki, ölmek daha kolay geldi.
Varlığım hudutsuz bir deniz olduğu zaman o, benim vücudumdaki zerreleri aydınlatır.
Bunun için ben, şule gibi yanarım; ta ki aşk yolunda bütün zamanlarım bir andan ibaret olsun!..
Kafama taktığım en son şey insanların ne düşündüğü. Ne düşünürlerse düşünsünler. Onlardan zerre kadar haz etmiyorum zaten, fikirlerine de çok nadir saygı duyuyorum.
Televizyon içimizdeki bütün iğrençliklerin özü. Hayatta bazen kabullenmeye zorlandığımız insana ait özellikler televizyonda göründüğünde çarpıcı hale geliyor. İnsanlar salaklaşıyor.