Bende hiç tükenmez bir hayat vardı, Kırlara yayılan ilkbahar gibi.
DİYOJEN GİBİ YAŞAMAK
Bir fıçıda yaşadı. Çünkü bir evin duvarları, bir kafesin parmaklıkları gibiydi ona göre. İnsanlar, altın peşinde ömürlerini harcarken, o yalın ayak sokaklarda dolaştı; çünkü ne paraya ne gösterişe ihtiyacı vardı. Gerçeği arıyordu; kalabalıkların alkışında değil, sessizliğin ortasında. Bir gün elinde fenerle gündüz vakti pazara çıktı. “Ne yapıyorsun?” dediler. “İnsan arıyorum,” dedi. Çünkü insan, etten kemikten yapılmazdı ona göre — erdemden, doğruluktan, cesaretten yapılırdı. İnsanlar biriktirerek yaşarken, o vazgeçerek özgürleşti. “Mutluluk, sahip olmakta değil; hiçbir şeye ihtiyaç duymamakta” dedi. Ve bir kral önüne diz çökse bile, gölge etmesine bile tahammülü yoktu. Çünkü bazı insanlar hükümdar doğar; tahtsız, tacız, yalın.
Reklam
132 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Yakın çağ düşünür ve filozoflarının içinde bulunmuş olduğumuz pandemi sürecini değerlendiren yazılarından meydana gelen derleme kitap süreci farklı boyutlarıyla değerlendirmek isteyenler için önemli gözükmektedir. Toplumsal olaylarda sıcağı sıcağına yorum yapmaya kalkışmak acelecilik olarak adlandırılsa da bir yazarın "söylediklerimin sıcağı sıcağına acı vereceğini biliyorum fakat demirin tavında dövülmesi gerektiğini de biliyorum" ifadesinden hareketle bu değerlendirmelerin önemli olduğunu düşünüyorum. Zira gün gelip her şey süt liman olduğunda herkes malumun ilanını yapacaktır. Nicolo Machiavelli, "Prens/Hükümdar" kitabında "ince hastalığın başta teşhisi zor fakat tedavisi kolaydır. Zaman geçtikçe teşhis kolaylaşacak fakat tedavi imkansız hale gelecektir" diyerek toplumsal olayları da bu duruma göre değerlendirmektedir. Bugünkü biyolojik ya da toplumsal hastalığın tedavisini tez zamanda teşhis edebilmek tedavi imkanlarını artıracaktır muhakkak. Totaliter yönetim biçimlerinin övgüye konu olmasından, işçilerin haklarının sömürülmesine; sağlık politikalarından, ekonomik bunalım ve hamlelere; biyolojik savaştan, ekolojik dengenin bozulumuna kadar birçok hususa değinen kitap okunmaya değer...
Çivisi Çıkan Dünya
Çivisi Çıkan DünyaKolektif · Runik Kitap Yayınları · 202081 okunma
Yazarı Türk olan fantastik bir seri
672 syf.
8/10 puan verdi
Hepimiz Gökyüzü Olmak İstedik Serisinin ilk kitabının adı: "Krallar ve Varisler" Pervasız bir boyun eğmez Nova, akıllı ve uyumlu olan yakın arkadaşı Ayzer ile seçmeli dersteyken saldırıya
Lordlar ve Varisler
Lordlar ve VarislerN. G. Kabal · Martı Yayınları · 20229,1bin okunma
664 syf.
10/10 puan verdi
·
13 günde okudu
Kitabı elime ilk aldığımda beklentim, klasik bir tarihsel biyografi okumaktı. Ancak daha ilk sayfalarda Koçu’nun anlatım tarzı sayesinde bunun sıradan bir tarih kitabı olmadığını fark ettim. Kitap tarihi belgelerden besleniyor ama aynı zamanda hikaye anlatıcılığıyla harmanlanıyor. Sonuçta ortaya; resmi tarih ile halk anlatısı arasında bir yerde duran, etkileyici bir metin çıkıyor. Kösem Sultan’ın saraya cariye olarak girişinden başlayıp, Valide Sultan ve naibe-i saltanat (naip hükümdar) olarak devlet yönetiminde söz sahibi olduğu dönemlere uzanan hayatı; zeka, hırs, fedakarlık ve entrika dolu bir yolculuk. Reşad Ekrem Koçu, onun hem siyasi zekasını hem de anneliğini, insani zaaflarını ve trajedisini derinlemesine ele alıyor. Özellikle oğulları IV. Murad ve I. İbrahim ile olan ilişkileri kitabın duygusal ve psikolojik derinliğini artırıyor. Koçu’nun üslubu öylesine renkli ki; saray yaşamını okurken kendinizi sanki Topkapı’nın koridorlarında dolaşıyormuş gibi hissediyorsunuz. Olaylar, karakterler, entrikalar… Her şey canlı ve akıcı. Özellikle saray kadınları arasındaki iktidar savaşları, günümüz politik dizilerine taş çıkartacak türden. Zaten kitabın en güçlü yönlerinden biri de bu: Tarihi “yaşayan” bir hâle getirmesi. Kısacası okurken büyük keyif aldım. Kurgusal tarihe merakı olanların mutlaka okuması gereken bir kitap…
Kösem Sultan
Kösem SultanReşad Ekrem Koçu · Doğan Kitap · 2015243 okunma
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.