Aziz milletvekilleri! Dünyaca malum olmuştur ki, bizim devlet idaresindeki ana programımız, Cumhuriyet Halk Partisi programıdır. Bunun kapsadığı prensipler, idarede ve siyasette bizi aydınlatıcı ana hatlardır. Fakat bu prensipleri, gökten indiği sanılan kitapların dogmalarıyla asla bir tutmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz (alkışlar).
Bizim yolumuzu çizen; içinde yaşadığımız yurt, bağrından çıktığımız Türk milleti ve bir de milletler tarihinin bin bir facia ve ıstırap kaydeden yapraklarından çıkardığımız sonuçlardır (alkışlar).
Elimizdeki programın ruhu, bizi yalnız bir kısım vatandaşla ilgili kalmaktan men eder. Biz, bütün Türk milletinin hizmetindeyiz. Geçen yıl içinde, parti ile hükümet teşkilatını birleştirmekle vatandaşlar arasında ayrılık tanımadığımızı fiilen göstermiş olduk. Bu olayın bizim, devlet idaresinde kabul ettiğimiz, "Kuvvet birdir ve o milletindir," hakikatine uygun olduğu meydandadır (al kışlar). Kuvvetin tek kaynağı olan, Türk milletinin seçkin vekillerini, büyük mutlulukla eğilerek selamlarım (bravo, yaşa sesleri, şiddetli ve sürekli alkışlar).
İngiliz Yüksek Komiser Vekili Amiral Webb, 11 Mart 1919 günü Londra'ya gönderdiği iletisinde yeni kurulan Damat Ferit Hükümeti için "düşünülmesi mümkün olan en İngiliz yanlısı hükümet" nitele- mesini yapıyordu. Hatta bu hükümetin "İngiliz isteklerine uyum de- recesinin hayli mahcup edici (utandırıcı) olduğunu", sadrazamın "her valiye bir İngiliz danışman atamak istediğini", bu önerinin "ilginç ol- duğunu" belirtiyordu. Tutuklamalar konusunda ise şöyle yazıyordu: "Yeni hükümet, övünülecek bir çabayla yeniden tutuklamalara başladı. İtaatli bir ata fazla antrenman yaptırıyoruz. Daha fazla adam tutuklar- sak bu hükümet istifa eder. Daha iyisini de bulamayız. Başbakan her bir valiye bir İngiliz danışman atamak istiyor. Bizi mahcup ediyor.""
İnanıyordu ki iktidara geçmeden önce kendi halinde birer vatandaş olan köylüler ce zanaatkârlar siyasi iktidarı ele geçirip hükümet memuru olduktan olunca en az devirdikleri sınıf kadar burjuva kesilir ve küstahlaşırlar.
BAKUKİN
Sözde ilericiler, batıcılar, modernistler ve kendilerini daha nasıl adlandıran kimseler, onlar bütün İslam dünyasında tam bir felaketi temsil etmektedirler, zira çok sayıdadırlar ve özellikle hükümet, eğitim ve kamu hayatının tümünde çok etkilidirler. İslam'ı hocalar ve muhafazakârlarda görerek -başkalarını da buna inandırarak modernistler bu düşünceyi temsil eden her şeye cephe almaktadırlar. Bu kendi kendini reformist ilan eden kimseleri, genelde utanmaları gereken şeylerle gurur duyduklarından tanırsınız.
Tutuculuk yalnızca hükümet etme kuramlarıyla sınırlı değildi Hipokrat tıbbı , Batlamyus'un astronomi ve coğrafya bilgileri ve diğer Ortaçağ bilimleri , batı Avrupa' da çoktan rafa kaldırılmış olduğu halde Osmanlı Devletinde çok uzun süre varlığını sürdürdü. Müslümanlığı savunanlar İslam'ın insan mantığına aykırı olmadığını her zaman öne sürdüler. Ayrıca özellikle çağımızda İslam'ın en mantıklı din olduğunu da ısrarla belirttiler. Yine de resmi Osmanlı İslam'ı , aklın üstünlüğüne dayalı yeni öğretilerin yayılmasını geciktirdi ancak durduramadı.
Kağıt paranın ilk çıkarılmasında herkesçe bilindiği gibi memleketimize gelen düşmanlarla kuşatılmış olduğundan dışarıyla ve özellikle mütefıklerimizle (irtibat) bulunmadığı ve vatanımızda da kağıt paranın göz önünde olan şekilde düzenlenip basılması ve (…) bilinmediği için maliye işleri ve ticaretin bir an içinde madeni para yerine kağıt para ile değiştirilmesi ve uygulanması çaresi bulunduğundan dolayı Osmanlı piyasasında altın ile (…) birlikte tedavülü mecburiyeti ortaya çıkmış, bu da halkımızın saflığından ve hükümetimizin namus ve itibarı eseri olup karşılığı tamamıyla altın olarak saklanmış olan kağıt paranın anlam ve önemini anlamadığından istifadeye kalkışan vurgunculara kolayca zengin olma fikrini vermiş ve bundan da bugünkü kağıt para ticareti meydana çıkmıştır. Halbuki şimdiye kadar gerek Osmanlı ordusunun ve gerekse müttefiklerimiz ordularının hamdolsun her taraha kazandıkları zaferler memleketimiz kuşatmadan kurtularak (...) memleketimizle birleştiği için birçok ihtiyacımız arasında çok önemli olan kağıt para meselesi de hallolarak hükümet mevcut altın madeni para kadar kağıt para basıp çıkarma çaresini bulduğu için artık altının tedavülden tamamıyla kaldırılması ve bu sayede vatanımızın mali bağımsızlığının tehlikeden uzak bulundurulması zamanı gelmiştir. Dolayısıyla artık altın para ile alışveriş katiyen yasaktır.
Önce, Ermeni diasporası ve bazı ülkeler tarafından Soykırım Günü kabul edilen 24 Nisan 1915 tarihi konusunda Ermeni meselesine aşina olmayanların düştükleri bir hataya, o günün tehcir tarihi zannedilmesi yanlışına işaret etmem gerekiyor.
24 Nisan 1915, o sene giderek artan Ermeni olaylarının önlenebilmesi için, Dahiliye Nazırı Talât Bey'in
Meclis üyelerini başka yönden incelemenin de ayrı bir önemi vardır.
Meclisi teşkil eden 380 üyeden % 56,3’ü halk tabakaları arasından gelmiş bulunuyordu. % 43,6’sı da hükümet mensuplarıydı.