Cumhuriyet hükümeti biçiminin kalıtsal hükümet biçimi yerini alışının ani olduğu yerlerde, yeni anayasa insanların alışkanlıklarına yanıt verdiği ölçüde saygıyla karşılandığından, bu değişiklik çoğunlukla çeşitli sorunların doğmasına yol açar. Bundan ötürü, tutkulu kişiler diktatör olmaya çalışırlar ve bu niyetlerinden ancak uzun süreç içinde sürekli başarısızlığa uğradıktan sonra vazgeçerler. Eğer dikta niyetlilerinin yönetiminde böyle başarısız bir süreç geçirilmezse, cumhuriyet anayasası halkın gözünden düşer, bu da istikrarsızlığa yol açar. Amerika Birleşik Devletleri, yeni cumhuriyetler içinde, ta başından beri istikrarı koruyabilmiş olması bakımından biricik örneği meydana getirir.
Tabii ki, edebiyat hiç kimseyi adaletsizlikten yahut tamahkârlığın baştan çıkarıcı etkilerinden ya da iktidarın verdiği acılardan kurtarabilecek güçte olmayabilir. Gelgelelim her dikta­tör, her totaliter hükümet ve kendini tehdit altında hisseden her yetkili kitapları yakarak, kitapları yasaklayarak, kitaplara sansür uygulayarak, kitaplara vergi koyarak, okuryazarlık davasına sahte bir bağlılık göstererek, okumanın seçkinci bir faaliyet olduğunu üstü kapalı şekilde hissettirerek ondan kurtulmanın yollarını arı­yorsa eğer edebiyatın kendisinde var olan bir şey tehlikeli derecede etkili demektir.
Sayfa 112Kitabı okudu
Reklam
PROF.DR KEMAL GÖZLER
2017 CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ 1. ABD’de Başkan, Yasama Organı Tarafından Görevden Alınamaz; Türkiye’de Önerilen Sistemde ise Alınabilir 2. ABD’de Başkan, Yasama Organını Feshedemez; Türkiye’de Önerilen Sistemde ise Feshedebilir 3. ABD’de Başkan Yardımcısı da Halk Tarafından Seçilir; Türkiye’de ise Cumhurbaşkanı Yardımcısı veya
Çünkü bu ilkeye göre baştaki hükümet bir gün hırsız da olsa, diktatör de olsa, yurdunu açık açık satan cinsten bir hükümet de olsa halkın ona milliyetçilik adına başkaldırma hakkı olmayacaktır. Bu kadar aşırı bir sözü Batı sağcılarının en azılılarında bile göremezsiniz.
ileride yaşayacağımız sorunlara bakış açısı kazandırmak amaçlı;
Lan Fuller'ın Kinci Muhbir Problemi'nden alınan (Fuller, 1969:245-9) farazi örneğe bakalım: Zorlu ekonomik koşullar ve artan toplumsal bölünmeler arasında anayasal demokrasi ile yönetilen halk; hukuku uygulaması ve düzeni getirmesi için seçimle bir diktatörü başa getirir. Diktatör önceki rejime ait anayasayı, medeni kanunu veya ceza kanununu kaldırmadığı gibi; seçimleri iptal etmez, hakimleri veya diğer hükümet görevlilerini görevden almaz. Ancak zaman içerisinde eski hukuku diktatörün istediği şekilde yorumlamayan hakimler ve görevliler görevden alınır ve yerine diktatörün istediği şekilde davranan görevliler getirilir. Bu yeni hakimler ve kanun koyucular eski hukukun anlamını çarpıtır, eski hukukun onayladığı ve koruduğu eylemleri suç haline getiren geriye dönük ve olağanüstü hal hükümlerini yürürlüğe sokarlar. Ancak sonunda diktatör devrilir ve eski hukuk yeniden yürürlüğe girer. Ancak bir problem baş gösterir. Aile üyelerine, komşu ve patronlarına kin gütmekte olan bazı vatandaşlar bu kişileri diktatörlük döneminde diktatör tarafından koyulmuş, seçim mitingine katılmak gibi, eskiden hukuka uygun olduğu halde 'geçmişe yönelik' olarak suç haline getirilmiş eylemlere ilişkin kanunlar da dahil olmak üzere, kanunları ihlal ettikleri gerekçesiyle tutuklatmışlardır. Buradan doğan soru şudur: Bu 'kinci muhbirler' kişisel hesaplarını görmek için tartışmaya açık kanunlardan çıkar sağladıkları için cezalandırılmalı mıdır? Cezalandırılmaları gerekiyorsa, bu ceza hangi hukuka dayandırılacaktır?
Sayfa 17 - 1. Baskı: Mayıs 2019 — Fol KitapKitabı yarım bıraktı
200 öğeden 131 ile 140 arasındakiler gösteriliyor.