Hülya Açılan

Şu kadarını gayet iyi öğrendim ki sevgi sözcüğü bir tek kan kırmızı mürekkeple yazılır. Sevgi seni tuhaf şeyler yapmaya zorlar. Rengarenk şekerlemeler dağıttırır, kırmızı ayakkabılarla sokak sokak dans ettirir ve sana gecenin bir yarısı cennet bahçelerinde kanlı ellerle mezar kaldırmaktan çekinmez. Sevgi derin yaralar açar ama ona güvenip zaman vermen şartıyla, kendine has tarzını konuşturup o yaraları iyileştirir de. Kendi yaralarıma elimi sürmeyeceğim. Eskileri iyileşmeden yeni yaralar edineceğim ve başkalarında yaralar açacağım. Her birimiz kendi bıçağımızı taşıyoruz.
Sayfa 376Kitabı okudu
Reklam
Firar etmek bazen çok kolaydı. Gerçeklikten koptuğum günler hatta bazen haftalar oluyordu. Ödünç kitapların beni içine çektiği maceralar tıpkı Binbir Gece Masalları’ndaki gibi birbirinden öyle farklı ve öyle renkliydi ki… Yine de üzerimdeki etkileri aynıydı: Beni koruyucu bir pelerin gibi sarıyor; İnsancıklardan, dışarıdaki dünyadan koruyorlardı. Kütüphaneyi işte bu yüzden seviyordum. Burası dünyamın merkeziydi.
Sayfa 110Kitabı okudu
Başımıza gelen şeyler, hakkımızda bir yargı içermez. Bu cümle beni etkilemişti ama bir süre sonra gene, cümlenin güzel mi doğru mu yoksa sadece ilginç mi olduğunu bilemez olmuştum. Akşam olurken en azından, bu cümlenin kendi durumum hakkında düşünmeyi ikiye böldüğünü fark ettim. İçinde, bir taraftan şimdilik kaçışa yer bırakmayan durumumun tanınması vardı; öte yandan cümle şimdiden bu kaçamayışa karşı bir zaferdi.

Reader Follow Recommendations

See All
Annelik, en dikkatsiz kişiyi bile uyanık hale getirir ama hiç kimseyi iyi yapmaz.
Sayfa 325Kitabı okudu
keşke yaşananları geri alabilseydim. Kaybettiğim tüm yılları. Keşke onları kopyalayıp Şimdi’ye yapıştırabilseydim. Çok daha güzel yaşardım hepsini.
Sayfa 286Kitabı okudu
Reklam
Kusursuz bir anı mahvetmenin en iyi yolu, devam etmesine izin vermektir.
Sayfa 270Kitabı okudu
Yazmak darboğazda yazmaktır. Çıkışı çıkışsızlıktan, ufuğu ufuksuzluktan, imkanı imkansızlıktan yaratmaktır. Yazmak tepetaklak ilerlemektir.
Çoğunluğu çoğunluk yapan sadece birlikte konuştukları anlar değil, birlikte sustukları anlardır. Bazı konularda aynı anda ısrarla susabiliyor olmaları.
Ufuk bir kez belirince, insan gözlerini bir kez yola çevirince, yaşadığı yerle arasında bir çatlak oluşur. En yakınındaki hayat, hayat olmaktan çıkar.
Sayfa 150Kitabı okudu
Kuralları zedeleyen;dili,içerisinde ne var diye merak ediyormuş gibi parçalayan yazarlardan çok hoşlanıyorum.
Reklam
Sansürün bulunduğu yerde,bütün kitaplar sansürcünün etkisi altındadır;yasaklı olarak işaret edilenler de,izin verilenler de.
“Eninde sonunda sahip olduğumuz tek şey bu...bu insan sıcaklığı.”
Her yere benzeyebilen ama bir tek kendisine, bir türlü benzeyemeyen. Ankara ayazdır, Ankara memurdur, Ankara halısahadır, pavyondur, geçiş üstünlüğüdür. . Ankara’yı sevmek, evcilleşmiş bir vahşi hayvanı sevmek gibidir, her an dönüp ısırabileceğini bilerek. Ankara’yı sevmek, şehirde sevilecek tek şeyin Ankara olduğunu bilmektir. . Onda neyin sevileceğini bir onu sevenler görür.
Sayfa 123Kitabı okudu
“..hayattaki en önemli tecrübelerimden biri,şimdiye kadar kapıldığım kaygıların hemen hemen hepsinin lüzumsuzluğunun ya da anlamsızlığının er ya da geç ortaya çıkması.Bu yüzden hayat tarafından kandırıldığım duygusu içindeyim.”
31 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.