İran'la İsrail'in düşmanlığı, İSLAM DÜNYASINDA azınlığı temsil eden İran'ı KAHRAMAN/LİDER; soykırımcı İSRAİL'i de EMPERYALİST batı nezdinde "mağdur" göstermeye matuf bir tiyatrodur. Irak'ta, Suriye'de ve Yemen'de on binlerce Ehl-i Sünnet mümini/alimi katleden İran, "İsrail'e saldırıyor" diye kıyametler koparıldı lakin tek bir siyonist ölmedi. Bu nasıl bir saldırıdır ki İran'ın ne attığı, nereye attığı ve atılan füzenin ne zaman, nerede olacağı önceden bildiriliyor. Suriye'de her attığını isabet ettiren İran, nedense israil'e gönderdiklerinin %99'unda başarısız oldu. Dağın bir kez daha fare doğurduğunu İslamcılar dışında herkes gördü. Hz. Ebu Bekir'e, Hz. Ömer'e söven, Hz. Aişe'ye(ra) iftira eden İran rejimi, İslam yolunu açmaya değil kapamaya memurdur. Lakin bizdeki her şeye müsait İSLAMCILAR Ehl-i Sünnet akidesine dair tek bir risale okumadıklarından SELÇUKLU gibi cihan devletini içerden çökerten zihniyete TARAFTAR oldu, HUMEYNİ'nin, Ehl-i Sünnet düşmanlığını deşifre edenlere MEZHEPÇİ diye iftira etti. Eğer bu zihniyet olmasaydı doğu sınırını güvence altına alan Osmanlı, Avrupa'nın tamamını fethederdi. Perdeler açılacak perdeler kapanacak İran, İsrail'le düşman gözüküp Irak'ta, Suriye'de, Yemen'de ve Lübnan'da yeni mevziler kazanacak. Bu tiyatro son İslam Devleti Osmanlı'nın halefi olacak BAŞYÜCELİK NİZAMI dünya siyasetinde yerini alana kadar değişmeyecek.
-Dr. İhsan Şenocak