Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ben Küba'yı çok sevdim. Burda hacı hoca, cami, ezan olmamasını, çan, çıngırak sesi duyulmamasını sevdim. Sıkıldım yurdumun dört bir yanını sarmış elektro ses yükselticiden birer dakika arayla başlayan ezan sesinden çünkü bana Humeyni'yi çağrıştırıyor. irtica tarafından yakılan şam tiyatrosunu hatırlatıyor. Sivas'ta Madımak'ta diri diri yakılan aydınları hatırlatıyor.
ZEBANİ - Dingildeme ekselans, haydi yürü gidiyoruz... Daha senin altının ateşini yakıcam. Gidicem sırat köprüsünün altından yeni gelenleri toplıycam. Bütün gün seninle uğraşıcak değilim ya, ben de burda üçüncü dereceden emeklilik bekleyen zavallı bir zebaniyim, öbür tarafta ölen ölene.. Bu Saddam Hüseyin'le Humeyni işin bokunu çıkardılar. Hergün kamyon kamyon ölü geliyor. Bu kadar çok ölüm olunca Azrail işe yetişemiyor. Kimi ölümlerde Azrail gecikmeleri görülüyor... Adam ölmüş ölüsü bu tarafa gelmemiş durumlar var, kayıp ölüler var... Allah Baba, sabahleyin hem Azrail'e hem bize bi fırça, bi fırça...
Reklam
İnsanda bulunan bu nefs sevgisi, işlediği bütün ayıplarını,insanın kendisinden gizlemektedir.Bu sevgi yüzünden hiçbir ayıbını göremez.Hatta bazı zamanlar bu ayıbını güzellik olarak bilir.
Birçok insan, Allah’ın kulu olması gerekirken,kendi nefsinin kulu olduklarının farkında bile değillerdir.Hatta bunlar,kendilerinin nefs sevgisinden uzak ve arınmış da görmektedirler.
HUMEYNİ HAREKETİ
Sahabiler, âyetlerle medhü sena edildiği halde, bunlar, onların pek çoğunu -hâşâ- kâfir ilan etmektedirler.Hele Hz. Ömer ile Hz. Osman, bunların en büyük düşmanlarıdır. O Ömer ki, İran’ın Mecusilikten kurtulmasına sebep olmuştur.Yani İran fatihidir.Ateşe secde eden başlarını Allah’a çevirmekle onlara fenalık mı etmiştir ki, onu şehit eden Mecusi Ebu Lü’lü’ye Tahran’da türbe yapmışlardır.
Sayfa 220Kitabı okudu
HUMEYNİ HAREKETİ
Ülkenin idaresinde böylesine müşkilat ile karşılaşan Humeyni, tarih boyunca her diktatörün şiarı olan bir taktiğe başvurdu: Bir dış gâile ihdas etmek! Bunun içinse sebep hazırdı. Madem ki O, “veli fakih” sıfatıyla beklenen Mehdi’nin vekili ve Şii âleminin başıydı, o halde Şia’nın mukaddes şehirleri Necef (eski Kûfe) ve Kerbela kendisinin idaresi altında olmalıydı.Ayrıca Mekke ve Medine’nin “mesned-i hilafet” kabulu dolayısıyla halifenin idaresi altında bulunmasına benzer bir mantıkla, Irak’la İran arasında bir kavga düşündü.Çünkü o takdirde iç kargaşa umumen bir ihanet olarak görülecekti.Üstelik İran’la Irak arasında bir de “Bahreyn” çekişmesi vardı.Bu düşüncelerle Humeyni, İran’da seferberlik ilan etti.Bunun kendisine karşı olduğunu kavramakta gecikmeyen Irak ve onun ihtilalle iktidara gelmiş olan “Baasçı” lideri Saddam Hüseyin, İran’a karşı harbi başlattı.
Sayfa 208Kitabı okudu
Reklam
HUMEYNİ HAREKETİ
İslam inkılabı, dindarlarla hareket eden solcularla birlikte gerçekleştirilmiş olduğu halde Humeyni onlara makam ve mevki vermekte nekes davranmıştı.Bu durum, solcular arasında huzursuzluğa sebep oldu.Buna bir de “şah taraftarı” denilerek idam edilen binlerce insanın akrabaları arasındaki şikayetler eklendi.Zira başta Şah’ın generalleri olmak üzere birçok insanın ellerine otomatik silah verilerek “devrim muhafızı” ilan edilen 16-17 yaşındaki gençler tarafından bilâ muhakeme kurşuna dizilmeleri huzursuzluğu arttırdı. 4 Kasım 1979 tarihinde solcu gençler, Humeyni’yi müşkil bir durumda bırakmak için Amerikan Büyükelçiliğini bastılar ve personeli rehin aldılar. 444 gün süren bu hareketin muhtemel gayeleri şunlardır: 1- Kendilerine makam ve mevki verilmemesinden dolayı muhalif tavır aldıkları Humeyni ile aralarındaki ihtilafı alenileştirip büyütmek. 2- Humeyni’nin CIA tarafından desteklendiğine dair buradan elde edebilecekleri birtakım vesaiki, ona karşı kullanarak idarede söz sahibi olabilecekleri mevkiler elde etmek. 3- Amerika bu sebeple bir müdahalede bulunursa buna karşı Rusya’dan yardım talep olunarak ülkenin yeniden komünizme râm olmasını sağlamak. Humeyni’nin sessiz kalması sebebiyle birinci, Amerikalıların Humeyni’nin ülkeye dönmesinden önce bu husustaki her delili ortadan kaldırmış olması sebebiyle de ikinci gaye gerçekleşmedi.Fakat üçüncü şıkta zikrettiğimiz gaye, az kalsın gerçekleşiyordu.
Sayfa 204Kitabı okudu
Yasalara göre genç İranlı kızlar dokuz yaşına girdiklerinde baştan aşağıya kapanmalıdır ama çoğu çok önceden çador giyer. Humeyni, kız çocukların dokuz yaşına geldiklerinde evlendirilecek olgunluğa eriştiklerini açıklamıştı.
Sayfa 122 - Varlık AnlatıKitabı okudu
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.