HUMEYNİ HAREKETİ
Ülkenin idaresinde böylesine müşkilat ile karşılaşan Humeyni, tarih boyunca her diktatörün şiarı olan bir taktiğe başvurdu: Bir dış gâile ihdas etmek! Bunun içinse sebep hazırdı. Madem ki O, “veli fakih” sıfatıyla beklenen Mehdi’nin vekili ve Şii âleminin başıydı, o halde Şia’nın mukaddes şehirleri Necef (eski Kûfe) ve Kerbela kendisinin idaresi altında olmalıydı.Ayrıca Mekke ve Medine’nin “mesned-i hilafet” kabulu dolayısıyla halifenin idaresi altında bulunmasına benzer bir mantıkla, Irak’la İran arasında bir kavga düşündü.Çünkü o takdirde iç kargaşa umumen bir ihanet olarak görülecekti.Üstelik İran’la Irak arasında bir de “Bahreyn” çekişmesi vardı.Bu düşüncelerle Humeyni, İran’da seferberlik ilan etti.Bunun kendisine karşı olduğunu kavramakta gecikmeyen Irak ve onun ihtilalle iktidara gelmiş olan “Baasçı” lideri Saddam Hüseyin, İran’a karşı harbi başlattı.
Sayfa 208Kitabı okudu
HUMEYNİ HAREKETİ
İslam inkılabı, dindarlarla hareket eden solcularla birlikte gerçekleştirilmiş olduğu halde Humeyni onlara makam ve mevki vermekte nekes davranmıştı.Bu durum, solcular arasında huzursuzluğa sebep oldu.Buna bir de “şah taraftarı” denilerek idam edilen binlerce insanın akrabaları arasındaki şikayetler eklendi.Zira başta Şah’ın generalleri olmak üzere birçok insanın ellerine otomatik silah verilerek “devrim muhafızı” ilan edilen 16-17 yaşındaki gençler tarafından bilâ muhakeme kurşuna dizilmeleri huzursuzluğu arttırdı. 4 Kasım 1979 tarihinde solcu gençler, Humeyni’yi müşkil bir durumda bırakmak için Amerikan Büyükelçiliğini bastılar ve personeli rehin aldılar. 444 gün süren bu hareketin muhtemel gayeleri şunlardır: 1- Kendilerine makam ve mevki verilmemesinden dolayı muhalif tavır aldıkları Humeyni ile aralarındaki ihtilafı alenileştirip büyütmek. 2- Humeyni’nin CIA tarafından desteklendiğine dair buradan elde edebilecekleri birtakım vesaiki, ona karşı kullanarak idarede söz sahibi olabilecekleri mevkiler elde etmek. 3- Amerika bu sebeple bir müdahalede bulunursa buna karşı Rusya’dan yardım talep olunarak ülkenin yeniden komünizme râm olmasını sağlamak. Humeyni’nin sessiz kalması sebebiyle birinci, Amerikalıların Humeyni’nin ülkeye dönmesinden önce bu husustaki her delili ortadan kaldırmış olması sebebiyle de ikinci gaye gerçekleşmedi.Fakat üçüncü şıkta zikrettiğimiz gaye, az kalsın gerçekleşiyordu.
Sayfa 204Kitabı okudu
Reklam
Yasalara göre genç İranlı kızlar dokuz yaşına girdiklerinde baştan aşağıya kapanmalıdır ama çoğu çok önceden çador giyer. Humeyni, kız çocukların dokuz yaşına geldiklerinde evlendirilecek olgunluğa eriştiklerini açıklamıştı.
Sayfa 122 - Varlık AnlatıKitabı okudu
İran'ı, en ufak neşenin bile yasaklandığı bir ülke durumuna soktular. Ama dert gösterisine gelince işler değişiyor, dert dinsel bir tören şeklini alıyor. Humeyni bile neşenin İslam'a aykırı olduğunu söylemişti. İran Devrimi'nden altı ay sonra, ulusal radyoda, "İslam'da eğlencenin yeri yoktur.
Sayfa 122 - Varlık AnlatıKitabı okudu
Humeyni başa geçince ayrıcalıklı sınıfın büyük bir kısmı ülkeden kaçmış, bundan ötürü doktor, dişçi ve bu tür uzman açığı çok ciddi boyutlara ulaşmıştı. O günlerde Ayetullah Humeyni deneyimli uzmanlık dallarını önemsiz diye nitelendirdi çünkü "her şeyin çaresi yalnız İslam'da vardı.
Sayfa 121 - Varlık AnlatıKitabı okudu
Yaşadığı mucizevi, bireysel tecrübe:
O hayati gün ve karardan birkaç ay sonra zihinsel ve ruhsal bir ikilemle karşılaştım. Reşad, 19 sisteminin Tevbe 128-129'un Kuran'a ait olmadığını, sonradan ekleme olduğunu ilan etmişti... Ondan aldığım bu haber beni yıkmıştı. Kendisine hemen orada, Fatih'teki İnkılab Yayınlarının bürosunda acele ile 15:9 ayetini hatırlatarak bir
Sayfa 403 - Ozan Yayıncılık / 11 - 1 Temmuz 1986 Kadir GecemKitabı okudu
Reklam
Ünlü varoluşçu filozof Jean-Paul Sartre'in, "Dinsizim, ama bir tane seçseydim; bu Şeriati'nin dini olurdu." diyerek öğrencisini övdüğü söylenir. Şeriati İran'daki devrimin esin kaynağı ve öğrencilerinin çoğu Humeyni'yle yan yana devrime önderlik etmiş olmasına rağmen; Şeriati'nin öğrencileriyle mollaların kafa yapısı arasında uzlaşması mümkün olmayan farklılıklar vardı. Şeriati din adamalarımı çok eleştiriyordu ve mollalar tarafından yönetilen bir İslami hükümete daima karşıydı. Mollaların, Beni Sadr'in oluşturduğu hükümette kabine üyesi olan Şeriati'nin öğrencisi ve Amerika'da benimle yakın arkadaş olan Ali Behzadnia'nın özenle özetlediği Ali'nin fikirleri ve eserlerine karşı savaş başlatmaları uzun sürmeyecekti: "O, ne yeni her şeye karşı çıkan bilgisiz gerici bir fanatikti ne de bağımsız bir muhakeme yapmaksızın Batı'yı taklit eden sözde Batılılaşmış aydınlardan biriydi."
Sayfa 310 - Ozan Yayıncılık / 6 - Humeyni'den DavetKitabı okudu
jane maryam kırmızı ve beyaz çiçeğim, ne zaman geliyorsun? küçük taç yaprağım, ne zaman geliyorsun? dedinki: çiçekler açtığında geleceğim dünyanın bütün çiçekleri açtı, ne zaman geliyorsun? meryem'im, aç gözlerini, söyle ismimi
400 syf.
·
Not rated
·
Read in 6 days
Roman ve bilgi karışımı tadında bi biyografi tarzı eser. Adam hem görmüş hemi de gezmiş valla. Akıcı ve hoşuma giden bir tarzdaydı, hatta kesinlikle okuyun derim zira yazarımız, Tebliğ Cemaati, İhvan’ul Müslimin, Mevdudi, Seyyid Kutup, Kelim Sıddıki, İsmail Raci el- Faruki, Rabıta, Usame b. Ladin, Afganistan Cihadı, Selman Rüşdi, İbni Rüşd, Gazzali, Muhyiddin Arabi, Farabi, Şehy Nazım Kıbrisi, Ekmeleddin İhsanoğlu, Ali Bulaç, Hasan Sabbah ve Haşhaşiler, Gulbeddin Hikmetyar, Burhaneddin Rabbani, Enver İbrahim, Humeyni ve İran İslam Devrimi, Suudiler ve Vahhabilik, 11 Eylül, Malezya,Türkiye vb hepsini bir arada toplamış. Yani hepsine değiniyor ve tabi aynı zamanda ilham kaynağı olduğu (yazarın kendisine) şahsiyetler bunlar. Cenneti arayan adam aslında Cenete doğru bir arayış ve yolculuk peşinde diyebiliriz. Kitabın son kısımlarında yer alan bir - iki cümle ile bitireyim: "İslam'ın cenneti bir varış yeri değil, bir seyahat tarzıdır. Yaşamı durduramadığımız gibi, cenneti aramaktan da vazgeçemeyiz. Bu arayış sürekli bir oluş sürecidir. Keşfettiğim bütün başarısız cennetler, yanlış yönlendirilmiş bir varış inancına dayanıyor. Bu yüzden, herkes sorgulanmaya kapalı, kesin inançlar kümesi ile yaşamak zorunda kalıyor. Oysa Seyahatin kendisi her gün su kaynağına giden yoldaki bir düşünme ve sorgulama biçimidir. Özellikle Seyahatin yapılması, sürekli değişen manzara ve çevre şartları içinde, seçilen yolun doğruluğundan emin olmak için daima dikkat, gözlem ve sorgulama gerektirmektedir."
Cenneti Arayan Adam
Cenneti Arayan AdamZiyaüddin Serdar · Mahya Yayınları · 2018221 okunma
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.