YASAKLI KİTAPLAR LİSTESİ
Farklı ülkelerde çeşitli zamanlarda iktidarda bulunanlar tarafından siyasi, toplumsal, dinî veya ahlaki motivasyonlarla süresiz olarak ya da belirli bir süre için satışına, dağıtımına veya erişimine engel olunmuş, basılıp dağıtılmış olanlarının da toplatılmış olduğu kitaplar dünya üzerinde hep olmuştur. Birçok durumda
Hukukçu ve araştırmacı olan İlhan Arsel'den beyinlerde şimşekler çakmasına sebep olabilecek sert bir kitap. İlhan Arsel, okuyucularına İslam dini içerisinde kadına yönelik ayrımcılığı, gericiliği anlatmış ve sert bir şekilde eleştirmiş. Bunu yaparkende Kuran-ı Kerim'den ayet, sahih hadis ve birinci elden İslami kaynakları kullanıyor,
Rejim en başından beri kendisini kadınlar üzerinde göstermeyi ve hatta var etmeyi seçti. "İran'daki Kadınlara Yönelik Ayrımcılığa Karşı-Hemen Şimdi Eşit Haklar" örgütünden Sohaila Sharifi şunları anlatıyor:
İslamcılar devrimi kendine mal edip iktidara sızdıkça ilk hedefi kadınlar oldu. Humeyni'nin getirdiği ilk yasalardan biri kadınların örtünmesinin zorunlu kılınmasıydı; nihayetinde başka yasalar bunu izledi ve kadınlar her şeyi, sahip oldukları bütün hakları yitirdiler. Resmi olarak ikinci sınıf vatandaş oldular ve tamamen erkek vasilerine bağımlı kılındılar.
"Batı İran'ı ezmek istemez, hatta sever"
Ş.Teoman Duralı
Daha önce "Lübnan bataklık olur" diyerek uyarmıştı. Felsefe profesörü Teoman Duralı şimdi de "Lübnan savaşı İran'a saldırının ön hazırlığı mı" sorusunu yanıtlıyor. "Yahudilerin en çok sevmeleri gereken millet Fars milleti olması lazım"
* İran Devrim’in Öncesi/Sonrası Bir İz Düşüm: Albay
* “Bu ülke için fazla iyiydin.
Bu taşlı toprak için fazla soylu bir çiçektin.”
Albay’a ithaf olunur.
İranlı yazar Mahmut Devlet Abadi, İran’ın İlk Nobel Edebiyat Ödülü’ne aday gösterilen bir isimdir. 2014 yılında Fransa’nın “Chevalier de I’OrdredesArts et desLettres” sanat ve edebiyat
Bu inceleme, yapacağım en sert dilli ve eleştirel inceleme olabilir, sebepse hakkında okuduğum şahsa hiç ısınamamış olmamdan ibaret.
Foucault'yu son 2 yıldır, yüksek lisansımın başından beridir epey duymuştum. Hakkında bu kadar makale okumuşken, kendisini iyice araştırmış, youtube üzerinden bazı röportajlarını ve söyleşilerini izlemiştim
Türk kadınının, Atatürkçü bir devrim anlayışı içinde elde ettiği kazanımlarının önemini iyi değerlendirebilmek için İran İslam Cumhuriyeti'nin, yirminci yüzyılın sonlarına yaklaşırken, İran kadınına layık gördüğü konuma kısaca göz atmakta yarar var. İran' da, "taammüden" işlenen cinayetlerde kadının tanıklığı kabul edilmemektedir. Katilin öldürülebilmesi için ödenmesi gereken "kan parası", eğer öldürülen kişi kadın ise, yarıya inmektedir. Koca, karısını "zina" yaparken görüp de öldürürse ceza almamaktadır. Okullarda kız ve erkek öğrenciler ayrı kitaplar okumakta, erkek öğretmenler kız öğrencilere ders verememektedir. Humeyni ve yakınları, İslam'ın "zor" ile bağdaşmayacağını söyleyerek, örtünme konusunda kadınlara baskı yapılmayacağım vaat ettikleri halde, örtünmeyen kadınlar işten çıkarılmakta ve doğrudan ya da dolaylı baskılarla kadınların örtünmeleri zorunlu kılınmaktadır. "İslam Devrimi"nden sonra, kadın yargıçlar işten atılmıştır.
Not; Ciğerini bildiğimiz Nasrallah efendinin kofti konuşmasından önce yayınlanmıştır.
Önce şunu hatırlayalım. "Şia'nın hepsi bir değildir. İçlerinde aşırı fırkalar olabilir." savunması meşhurdur. Bir yere kadar doğrudur da. İslam? Devrimi lideri diye anılan Humeyni herhalde bu azınlıktaki aşırıların görüşlerine sahip değildir diye
1963 olaylarının sonunda ilan edilen sıkıyönetim ayaklanma sorumlularını hızla yargılamaya başladı. Tutuklananlar arasında Humeyni de vardı ve idam istemiyle yargılanıyordu. Ayetullah Şeriatmedari ve Milani ile bütün ayetullahlar birleşerek Humeyni'nin ayetullah mertebesine yükseltildiğini açıkladılar. Ayetullahlık makamı tutuklanma ve idam edilme karşısında dokunulmazlığı olan tek makamdı. Böylece Humeyni serbest bırakıldı, fakat kısa süre sonra Türkiye'ye sürgüne gönderildi.