Y: Geçen gün bir haber gördüm. Bir telefon markasının son modeli çıkmış. İnsanlar geceden kuyruğa girmişler o telefona sahip olabilmek için.
S: Konumuzla ne alâkası var bunun?
Y: Çok alâkası var. Milyarlarca insan düşün, ona sahip olabilmek için deliriyorlar. Aynı dizileri izliyorlar, aynı şarkıları dinliyorlar, aynı kıyâfetleri giyiyorlar. Daha da önemlisi ne biliyor musun? Aynı şeyleri hissediyorlar, aynı şeylere duygulanıp aynı şeylere gülüyorlar. Bunun nasıl bir kudret olduğunu anlamanı istiyorum Serdar. Bu insanların köleden ya da robotlardan ne farkı var ha? Söylesene bana! Daha komik olanı ne biliyor musun: bütün bunları kendi hür iradeleri ile yapıyor olduklarını sanmak.
S: Bütün bu insanların beynini yıkadınız yani, öyle mi? Gerçekten inanıyor musun buna?
Y: Kendi gözlerinle görmüyor musun, bunlar insan değil Serdar. Köle!
S: Sizler de dünyânın efendilerisiniz? Sen çıldırmışsın. Akıl hastasısın.
- Gerçekten anlamıyor olamazsın dimi? Bak, bütün insanlık aslında bir oyuncak. Sadece tüketiyorlar. Tıka basa hamburger yiyip, deli gibi içip kalkıp işe gidiyorlar. Krediler çekiyorlar. Dünyânın şu ânda 180 trilyon $ borcu olduğunu bilmiyorsun dimi? Kime borçlu insanlar Serdar? 180 trilyon $'dan bahsediyorum. Bize borçlu. Tüm insanlar borçlu olarak doğar. Sen şimdi bu insanların özgür irâdeleri olduğuna inanıyor musun? Ama onlar inanıyorlar, öyle sanıyorlar.