Hüseyin Cavid qız məktəbində
— Quzum, yavrum! Adın nədir? — Gülbahar. — Pəki, sənin anan, baban varmı? — Var. — Nasıl, zənginmidir baban? — Əvət, zəngin, bəyzadə... — Öylə isə, geydiyin geyim neçin böylə sadə? Yoxmu sənin incilərin, altun bilərziklərin? Söylə, yavrum! Heç sıxılma... — Var əfəndim, var... lakin Müəlliməm hər gün söylər, onların yox qiyməti, Bir qızın ancaq bilgidir, təmizlikdir ziynəti. — Çox doğru söz... Bu dünyada sənin ən çox sevdiyin Kimdir, quzum, söylərmisən? — Ən çox sevdiyim ilkin O Allah ki, yeri-göyü, insanları xəlq eylər. — Sonra kimlər? — Sonra onun göndərdiyi elçilər. — Başqa sevdiklərin nasıl, yoxmu? — Var... — Kimdir onlar? Anam, babam, müəlliməm, bir də bütün insanlar.
Hüseyn Cavid
Hüseyn Cavid
İTTİHAT VE TERAKKİ HAKKINDA KAYNAK KİTAPLAR
-Şevket Süreyya Aydemir, Enver (özellikle 1. 2. Cilt) -Murat Bardakçı, Naciyem Ruhum Efendim -Halil Erdoğan Cengiz, Enver Paşa'nın Anıları -Hüseyin Cahit Yalçın, Talât Paşa -Hüseyin Cahit Yalçın, Tanıdıklarım -Nevzat Artuç, Cemal Paşa -Tevfik Çavdar, Talât Paşa -Hikmet Çiçek, Dr. Bahattin Şakir -Tarık Zafer Tunaya, Türkiye'de Siyasal
Reklam
İttihat ve Terakki dostluk üzerine kurulmuştur ve dostluk bağı partinin hem görkemli hem de güç dönemlerinde bir arada kalmasını sağlamıştır. Hüseyin Cahit (Yalçın) Bey, Maliye Nazırı Mehmet Cavid 1926'da idam edildikten sonra oğlu Şiar'ı (Yalçın) derhâl himayesine aldı, evlat edindi.
Sayfa 118Kitabı okudu
Üzeyir Hacıbeyli, bütün Türk dünyasının dahi müzisyenlerinden biri . Bizde, opera ve operet san'abnın bir numaralı yıldız ismi Üzeyir Hacıbeyli'dir. Üzeyir Hacıbeyli, 1885- 1948 yılları arasında yaşadı. 22 yaşında iken Leyli ve Mecnun operasını besteledi . Sonra birbiri arkasından "Şeyh Senan, Rüstem ve Söhrab, Şah Abbas ve
Petrol kuyularının açılmasıyla birlikte zenginleşmeye başlayan şehirde, Avrupa'nın Barak ve Gotik mimarisine uygun taş binalar da yükselmeye başlamış. Geniş caddeler boyunca uzayan, 5-6 katlı o taş binaların ön cephelerinde veya kapı kenarlarında, şöyle açıklamalar var: "Yazar, Mir Celal Ali oğlu Paşayev, 1908-1978 yıllarında, bu evde yaşamıştır!" "Neft sanayinin teşkilatçısı Prof. Enver Nezeroğlu, 1962-1992 yılları arasında bu evde yaşamıştır. " "Azerbaycan mülki aviasının (hava yollarının) görkemli teşkilatçısı emektar tayyareci Nureddin Mecidoğlu burada yaşamıştır (1910-1961). "Bakü'de pek çok evin kapı alınlarında, böyle levhaların bulunduğunu bana söylediler. Ne güzel! Ne güzel! Ne güzel! Bu arada, şehirdeki ev müzelerinden de kısaca bahsetmeliyim: Azerbaycan'da san'at ve siyaset dünyasının önde gelen kişileri vefat ettiklerinde, doğup büyüdükleri veya oturduklan evler müze haline getirilmiş. Bunlara "Ev müzesi " diyorlar. Baku'nün ev müzelerinden, ben sadece dördünü gezip gördüm. Üzeyir Hacıbeyli'nin Ev Müzesi, Hophopname şairi Mirze Elekber Sabir'in Ev Müzesi; şair ve tiyatro yazarı Hüseyin Cavid'in Ev Müzesi ve Azerbaycan'ın Mehmed Emin Resulzade'den sonra ikinci Cumhurbaşkanı olan Neriman Neriman'ın Ev Müzesi....
Azerbaycan'ın Abdülhak Hamid'i sayılan ve eserlerinde daha çok Türkiye Türkçesi kullanan Hüseyin Cavid'i Ruslar sebepsiz yere Sibirya 'ya sürdüler. Hüseyin Cavid 'in mezarı hala Sibirya 'dadır (1 982). Çok değerli şairlerimizden Mikail Müşfik 'in nasıl öldüğünü veya nasıl öldürüldüğünü kesin olarak bilmiyoruz. Müşfik'i mutlaka bulup okumalısınız. Yine meşhur şairlerimizden Ahmet Cevad'ı bileceksiniz. Çırpınırdın Karadeniz Bakıp Türk'ün bayrağına adlı şarkısının güfte yazarıdır. Moskova'nın hışmına uğrayanlar arasında .o da var. Yusuf Vezir Çemenzeminli, Seyyid Hüseyin, Tağı Şahbazı, Simurg, Kantemir, Emin Abid, Ali Akbaş Müznip, Büyükağa Talibli, Hanefi Zeynallı, Bekir Çobanzade, Ali Nazım, Mustafa Guliyev, Ruh ullah Axund gibi yazarlarımız, ilim adamlarımız sadece vatansever olduklan, Türklük şuuroyla yaşadıkları için asılmışlar, kurşuna dizilmişler, petrol kuyularına atılmışlar ve hapishanelerde bin bir türlü zulüm çemberi içerisinde tutularak ölmüşler, öldürülmüşlerdir. Nazım Hikmet, bu bizim yüz akımız olan şöhretlerimiz için tek mısra olsun yazmadı; daha doğrusu yazmaya cesaret edemedi. Nazım için varsa yoksa Amerikalıların öldürdükleri Japon çocukları.
Reklam
Azerice değil Azerbaycanca değil Azerbaycan Türkçesi
Nebi Bey! Ben, biraz okuyan, araştıran bir adamım. Şimdi bizim aramızdaki münakaşa nereden kaynaklanıyor biliyor musun? Bizim 1923 yılında, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kurmamızdan kaynaklanıyor. Çünkü biz 1923 yılına kadar Osmanlı i dik. Siz de o yıllarda, kendinize Türk diyordunuz. Bizim dilimiz Osmanlıca, sizin diliniz ise Türkçe idi. Biz Osmanlı'yı bıraktık, Türk olduk. Size de o zaman " Azerbaycanlı " dediler. Biz Osmanlıcadan ayrılıp, dilimizin Türkçe olduğunu ilan ettik. Bir de baktık ki, siz de Türkçeden ayrılıp Azerbaycancaya yapışmışsınız. Ben, buraya gelmeden önce Azerbaycan edebiyatının cesur ve namuslu kalemlerinden Hüseyin Cavid'i okudum. Bazı makale başlıkları aynen şöyle idi: "Azerbaycan 'da Türk Tiyatrosu, Azerbaycan 'da Türk Dili, Azerbaycan 'da Türk Şiiri, Azerbaycan 'da Türk Tarihi, Azerbaycan Türk Medeniyeti . . . " Elimde, 1934 yılında Bakü'de basılan bir kitap var. Kitap, Azerbaycan'ın büyük şairi Sabiri anlatıyor. Kitabın bir yerinde deniliyor ki: "Mollahana Şamahı'da açıldı. Bu mektepte esas olarak üç dil okutuluyordu: Türkçe, Farsça, Rusça ! Türkçe ile Farsçayı, Hacı Seyid Ezim okutuyordu. Rusçayı da Helil Bey adında biri okutuyordu. " Peki, bu nasıl bir iş Nebi Bey? Büyük şair Sabirin okuduğu mektepte niçin Türkçe, Farsça, Rusça okutuluyordu da Azerbaycan dili okutulmuyordu? Bu nasıl bir iştir?
Zəiflər daima gücdən bəhs edər.
Sayfa 311 - "Səyavuş".Üçüncü pərdə.I səhnə.Kitabı okudu
Sevgisiz yaşayan canlı bir məzar! Sevərkən ölənlər daha bəxtiyar.
Sayfa 278 - "Səyavuş".Birinci pərdə.II səhnə.Kitabı okudu
Əvət,könül nəyi sevərsə,o gözəldir.
Sayfa 125 - "Topal Teymur".Üçüncü pərdəKitabı okudu
Reklam
Məncə Azərbaycan xalqı yabançılara kölgə olmaqdan çox zövq alır və xarici təsirə daha çapuq qapılırlar.
Sayfa 116 - "Topal Teymur".İkinci pərdəKitabı okudu
Mənə qalırsa xeyir və şər ekizdir.Məhəbbətlə ədavət bir-birinə bağlıdır.Lüzumundan fəzlə məhəbbət nifrət doğurduğu kimi,həddən aşırı qan tökülməkdə də bir fəzilət yoxdur.
Sayfa 106 - "Topal Teymur".Birinci pərdəKitabı okudu
Resim