İlk Romanlarımıza Dair
Kendine has hoş bir üslubu ve harika detayları ile bende iz bırakacak olan bu kitabı zevkle okudum. Aklımda kalanları, sevdiğim detayları ve bende bıraktığı etkileri anlatmak istedim bu yüzden.
Yazarın üç cilt olarak yayımladığı serinin bu ilk cildinde başlangıcından 1950'li yıllara kadar roman serüvenimiz irdeleniyor.
Kendisinin de
Hüseyin Rahmi Gürpınar ölmeden önce son sözü “Kedilerimi iyi doyurunuz!" olan, Türk Edebiyatının büyük üstatlarındandır.
Hazan Bülbülü 1914 yılında H.R.G tarafından yazılmış tiyatro türündeki eseridir. Eser ilk olarak 1916 yılında İkdam Matbaası tarafından basılmıştır.
Gürpınar, bu eserinde Osmanlı'nın son zamanlarına ışık tutmaktadır.
Türk toplumunun kültürleri, evleri yaşamları ve sosyal ilişkileri hakkında bilgi vermektedir.
İstanbul'un eski halini Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın anlatımı ile öğrenmek aynı zamanda hayalini kurmak gerçekten çok güzel bir tecrübe olacaktır.
Kitap gerçekten çok akıcı bazen sapmalar meydana gelse de genel anlamda birbirine bağlamak çok daha kolay oluyor. Sade ve akıcı anlatımı ile okumaya doyamayacağınız bir kitap olacaktır.
-Spoiler-
Kitapta zengin aynı zamanda yaşlı olan Refi Efendi'nin sevda ateşine düşüp kızından çok küçük yaşta olan "Şahende Hanım" ile evlenmesi ve evlendikten sonra gelişen olaylar anlatılır. Refi Efendi zamanından sonra "Öten Hazan Bülbülü" olarak tasvir edilir.
Okumanız gereken güzel bir kitap iyi okumalar :)
224 syf.
·
Not rated
*Ceviz Nasıl Kırılır?*
Buyrun Şadan Bey ile öğrenelim.
Kitabımızın ana karakteri nitelikli bir zamparadır. Kitapta alışmışın kudurmuştan beter olduğu gözler önüne serilmektedir.
Sevdim seni Hüseyin Rahmi!
Sana ait okuduğum ilk eserdi fakat son olmayacağına eminim.
Yazarımızın dili, anlatımı oldukça akıcı ve nükteli. Vermek isteği mesajları dolandırmadan açık bir dille kaleme döktüğünü görmekteyiz.
Tek bir durum üzerinden topluma dair bir çok hatalı davranışın dile getirildiği ders niteliğinde bir eser.
Astrolojiye göre karma, inanca göre ilahi adaleti vs. adı her ne olursa olsun, bu hayatta ektiğimizi biçmekteyiz tıpkı Şadan Bey gibi.
Şadan Bey’in ava gidiyorum diyerek başladığı macera, avlanmasının verdiği okkalı ders ile son buluyor.
Kitaptan en sevdiğim cümleleri paylaşarak incelemeyi sonlandırıyorum. Herkese keyifli okumalar dilerim.
“Mazimiz karanlık, halimiz kararsız, istikbalimiz meçhul, hissiyatımız muamma, ahlakımız dermansız... Ortada sağlam kalan hangi hakikatler var? İnsanların içinde bize benzemeyenler varsa el kaldırsın... Hepimiz gülüncüz. İliklerimize kadar gülünç... Birbirimizden ibret almaya kalkışmamız daha gülünç değil midir? Ben neyim ki diğer insan olan benden ibret alıyorum...”
Gönül Bir Yel Değirmenidir Sevda ÖğütürHüseyin Rahmi Gürpınar · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20223,347 okunma
Herkese merhaba,
Kitabın anlatımı gayet sade, akıcı. Kadınların kendi arasındaki konuşmalar beni benden aldı Urafeler üzerinden yürüyen toplum olarak tiye alınmış bir eser. 1910 yılında yazılmış olduğunu düşünürek görmeden mektuplaşarak karşılıklı insan duygularının işlendiği güzel bir eser, tavsiye ederim.
Hüseyin Rahmi Gürpınar'dan okuduğum ilk eser oldu. Kitabı beğendim ve keyifle okudum. Okuyacağım kitapları titizlikle seçtiğim için, okuduktan sonra "beğenmedim" dediğim kitap çok nadirdir.
Tekrardan kitaba dönecek olursak, Hüseyin Rahmi, bu eserinde hiciv metodunu kullanarak bazı eleştiriler yapıyor.
Kendisinin de çok güzel biçimde ifade ettiği gibi: "ilim ve irfanın zayıf bulunduğu memleketlerde hile, aldatmacayla daha çok iş görülür".
Kitabındaki hikayede, Efsuncu Baba adlı mutaassıp bir adam ve cahil 2 Ermeni genç üzerinden, büyü, sihir, efsun vb gibi kavramlara itimat eden insanların eleştirisini yapıyor.
Kitabı günümüz şartları için de düşünmek yanlış olmaz sanırım, zira günümüz insanları da ilim, fen, teknoloji, felsefe, edebiyat, tarih vs alanları değil de kendisine bile hayrı olmayan, şeyh, derviş, ermiş gibi bir takım din sömürücülere tâbi olup, onlara itibar gösteriyor.
Yani Hüseyin Rahmi'nin sözüne çıkıyor işin sonu, ilim ve irfanın olmadığı yerde, hurafeler baş gösterir.
Ve şu güzel sözü de cok hoşuma gitti: "Her insanı, hatta her toplumu hoşlandığı yemle avlarlar", günümüzde de din adı altında bu yemi sıkça kullanıyorlar ne yazık ki...
Eserin muhtevasından çok, verdiği anlam ve özeleştiriye yer verdim, eser zaten çok kısa, tek solukta okunabilecek bir yapıya sahip, o yüzden içeriğine değinmeyeceğim. Kısaca şunları söyleyim, mizahlı, keyifli bir anlatımı var.
Velhasıl ben keyifle okudum, hatta Hüseyin Rahmi'nin diğer eseri "Gulyabani"yi okumayı da sabırsızlıkla bekliyorum.
Sizlere de tavsiye ederim.
HÜSEYİN RAHMİ GÜRPINAR - KUYRUKLU YILDIZ ALTINDA BİR İZDİVAÇ
Öncelikle hepinize merhabalar, kitap dostlarım. Bugün sizlere Türk edebiyatından çokça tanınan bir kitap olan Kuyrukluyıldız Altında Bir İzdivaç kitabının incelemesini yapacağım.
Öncelikle kitabın konusuna bakacak olursak; kitabımız geçmiş zamanda dünyaya çarpması olası olan bir
