— Biri kardeşiniz, diğeri damadınız olan şu alçak, hilekâr heriflere karşı kendimi müdafaa tenezzülünde bulunmayacağım. Bir kelime yalan irtikâb etmeksizin hakikati size söyleyeceğim. Dinleyiniz... Şu karşınızda oturan melekler gibi afif zannettiğiniz murabiye namındaki karı yok mu? İşte o namussuz bir karıdır. Kambur biraderiniz de onun âşığıdır. O karı için çıra gibi yanıp tutuşuyor şöyle... Damat Bey de ikinci sevdalısıdır. Mahdum Bey de üçüncü... Belki dördüncüsü de sizsiniz fakat orasını pek iyi bilemiyorum. Kaç zamandır şu sofalarda, bu odalarda dönen “alâ alâ hey”leri, Molayer’in yüz kitabını okursanız göremezsiniz. Nâmûs-ı âilenizi muhafaza için matmazel dediğiniz şu yırtık karının oda kapısını kuşağımla bu gece ben bağladım. Bana ne yapacaksanız haydi yapınız.
3 MAYIS'I ÜÇ İSİMDEN DİNLEMEK Hakan Paksoy, Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun, Prof. Dr. İskender Öksüz ve Sadi Somuncuoğlu Hakan Paksoy (HP): Millî Düşünce Youtube kanalı izleyicilerini selamlıyorum. Bugün önemli bir konuyu, Türk siyaset ve fikir hayatında ve devlet hayatında önemli olmakla birlikte çok da fazla üzerinde durulmayan bir olayı
Reklam
16. ASIRDAN SESLER Aşağıda okuyacağınız yazı “Kanuni Devrinde Bir Sefirin Hatıratı ” isimli kitaptan alınmıştır. Bu sefir, G.D.E. Busbecg’dir. İşte bu sefirin hatıralarından bazı parçalar: Amasya’ya vardığımız zaman, Veziriazam Ahmet Paşa’ya ve diğer paşalara hürmetlerimizi arz ettik. (Sultan burada yoktu). İmparatorun talimatı
Bu kitabın başına gelen pişmiş tavuğun başına gelmedi! Bu kitabı eline alan okuyucu şaşıp kalacak?! Bu ne biçim baskı, bu formalar neden buruşuk ve kirli?.. Serdengeçti’nin kendisi perişan, düzensiz olsa da kitapları, temiz ve düzenli idi... Bu ne hâl! Yangından mı çıkmış bunlar, sel ağzından mı kurtarılmış?! diyecekler... Haklısınız, hakkınız
- Onbaşı Sançar! Sana çok önemli bir şey söyleyeceğim. Hiç ummadığın bir şey… Birdenbire Sançar’ın gözleri açıldı. - Ne! Yoksa benim erlerden biri attan mı düştü? - Yok canım! Bunda ne var ki? Daha önemli bir şey… - Kara Kağan mı öldü? - Hayır daha önemli! - Ne ise tez söyle! Bana bir aylık sözü bir günde konuşturdun! Fu-lin oynak bir hal aldı. Şaşkınlıktan taş gibi duran Onbaşının boynuna kollarını dolayarak: - Ben sana vuruldum! Dedi
:D
- Onbaşı Sançar! Sana çok önemli bir şey söyleyeceğim. Hiç ummadığın bir şey… Birdenbire Sançar’ın gözleri açıldı. - Ne! Yoksa benim erlerden biri attan mı düştü? - Yok canım! Bunda ne var ki? Daha önemli bir şey… - Kara Kağan mı öldü? - Hayır daha önemli! - Ne ise tez söyle! Bana bir aylık sözü bir günde konuşturdun! Fu-lin oynak bir hal aldı. Şaşkınlıktan taş gibi duran Onbaşının boynuna kollarını dolayarak: - Ben sana vuruldum! Dedi.