İçimden kapital toplumun insanı ezen düzenine lanetler okudum. Sinirlendim. Belli etmemeye çalıştım. Ne de olsa elimden bir şey gelmezdi. Böyle gelmiş ve ne yazık ki böyle gidiyordu. Ve ben artık dünyayı değiştirmek için uğraşan, devrim, emek, hak, hukuk diyen haşarı üniversiteli kız çocuğu değildim. Hızır ile İlyas’ın buluşup baharı müjdelemesinden, bize umut vermesinden, güzel dilekler dilememizden bir gün sonra devrimcilerin en güzellerinin darağacında asıldıkları, umutlarımızın söndürüldüğü, dileklerimizin koparıldığı bu ülkede ben kimdim? Ben aklının altın defterini, mecburen kapamış biriydim. İçinde bulunduğu medya sistemin maaşlı bir çalışanıydım. Annemin ve babamın biricik kızıydım. Sıradan, kendi hâlinde gazeteci bir kızdım. Müdür’ün sorgusuz sualsiz beni buralara gönderdiği bir çalışanıydım. İçim daraldı... #zihnimdekiler