ZİHNİNDEKİLER / HÜSEYİN SEZER
“Şehirlere bakarak gelişmişlik anlaşılmaz, gelişmişlik şehirlerde yaşayan insanlara bakarak anlaşılır. O yüzden şehirleri boş ver insanlara bak. Elde hala kitap yok. Herkesin elinde son model telefon var. Kitapçılar, kütüphaneler hala bomboş...” 77
️Sinem, babaannesinin masallarıyla büyüyen mutlu bir çocuktur. Babaannesinin ve dedesinin nasıl tanıştıkları onun için hep merak konusu olmuştur. Çünkü bu soruyu ne zaman sorsa, cevabı alamamıştır. Aklına takılan bir başka şeyde babaannesinin, her sene aynı tarihte, elinde bir defterle bir yere gitmesidir. Siz bu soruları Sinem’le birlikte merak ederken, ben başka bir kişiden bahsedeyim.
️Emel bir İstanbul ‘da yaşayan bir gazeteci, çalıştığı kurumdaki müdürü Mecmettin Bey Emel’i ani gelişen bir olay üzerine arar ve ona Mersin’e gitmesini ister. Bu arada müdürün adını doğru yazdım. Hikâyesi kitapta var. Neyse asıl olaya geleyim. Mersin’de esrarengiz bir eposta alan müdür, bir cinayet işlendiğini ve bunun detaylarının ses kayıtlarında olduğunu söyler. Bunun içinde bir gazetenin gelip dinlemesi şartıyla açıklanacağını ekler.
️Bunun üzerine el mahkum yola düşen Emel, kendini karmaşık bir olayın ortasında bulur. O ses kayıtlarını dinlerken inan ben de en az Emel kadar sabırsızlandım. Neler olacak, bu anlatılanların sonu nereye varacak diye, merakla çevirdim sayfaları. Ortada bir cinayet var bu kesin ama kim katil, kim maktul onu öğrenene kadar akla karayı seçiyoruz resmen...
️Kitabın bir diğer güzel yanı, toplumsal olaylara ve kadın cinayetlerine , insan psikolojisine değiniyor olması. Soluksuz okunacak bir kurgu, kesinlikle tavsiye ederim.
