Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
148 syf.
·
Puan vermedi
Aslan Yürekli Richard Kudüs'ü almaya çalışmış fakat her seferinde Salahaddin Eyyubî'nin ordusuyla karşılaşmıştır. Hatta Salahaddin Eyyubî, Aslan Yürekli Richard'ı Kudüs'ü ziyaret etmesi için çağırdığı halde kabul etmeyerek hayattayken Kudüs'ü görme fırsatı bulamamıştır. Ey buyuk ALLAH ım.. Bugun bu zulmu yapanlara Ebabilerini gonderme Gokten taş
Kudüs'e Uyanmak
Kudüs'e UyanmakHalis Mutlu · Mecaz Yayınları · 2020620 okunma
Selâm ve Rahmet olsun Sana... 23.03.1960
Çekilip nur-u hidayet yine zindan olacak, Yine firkat, yine hasret, yine hüsran olacak. Yine sen, yaş yerine kan akıtıp ağla gözüm, Çünkü hicran dolu kalbim yine hicran olacak. Yine göç var diye Mecnuna haber verme sakın! Yine matem, yine zâri, yine efgan olacak. Açılan ol gül-ü tevhid, sararıp solsa gerek, Kapanıp kâbe-i irfan, yine viran
Reklam
Ölüm anında geriye bıraktığın dünyalık her şey ölümünden sonra senin için ancak hasret ve hüsran sebebidir. Artık sen onları istersen çoğalt, istersen azalt! Çoğaltırsan ancak hasretini artırmış olursun; azaltırsan da sırtındaki yükü hafifletmiş olursun.
Sayfa 153Kitabı okudu
358 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Kevok Özgürlüğe , Baz Kevok'a Hasret.....
Ülkesi olmayanların ülkesi..... Bir toplumun inançlarını, geleneklerini, kültürlerini ve dilini yok edip onları kendi diliyle asimilasyona ugratmak büyük bir katliam... "Varlığımızı niçin kabul etmiyorsunuz? Bizi niçin rahat bırakmıyorsunuz, neden hep bizi değiştirmek istiyorsunuz?" Bu cümle kulaklarımi bi hayli çınlatiyor ve beni yaralıyor. Acı, hüsran, çaresiz kalmış bir halk. Kendilerini ifade edemeyen, kendi ağıtlarını dile getiremeyen, acılarını, sevinçlerini yaşamayan bir halk... Annem hep der ki; "Bir insanın kendi dilinde sevip sevilmesi lazım, kendi kültürüyle, geleneğiyle yaşaması lazım. O zaman o insan mutlu olur ve kendi topluna mutluluğu,huzuru sağlar. Galiba ANNEM 'de bu hikâyeyi duymuş yada okumus olabilir. CANIM ANNEM... Ama görüyoruz ki kevok, jir, renas ve niceleri yaşayamıyor.... Geç de olsa Baz'da kendini tanıyor nereden geldiğini nereli oluğunu ve kim olduğunu..... Yarım kalan aşkları, mücadeleleri, umutları, sevdaları, hayalleri ve yaralı,çaresiz, kırgın yürekleri.... Kalemine, hayal gücüne, anlatım biçimine bayıldım... Kitaba gelince mükemmelin ötesi bir kitap olmuş...
Aşk Gibi Aydınlık Ölüm Gibi Karanlık (Cep Boy)
Aşk Gibi Aydınlık Ölüm Gibi Karanlık (Cep Boy)Mehmed Uzun · İthaki Yayınları · 20179,5bin okunma
Geçen gün, okumadığım, belki de hiç okumayacağım bir kitap geçti elime. Adı: Bütün İyiler Biraz Küskündür. Neden bilmem, adını okuyunca boynum büküldü. Tecessüs buyurup; ne imiş, bir bakayım diye sayfalarını karıştırmaya başladım. 5-6 sayfa sonra bir paragrafa takıldı gözüm. Neden bilmem, paragrafı okuyunca boynum daha da büküldü: ‘’Hayatım boyunca çok kitap satırı kanattım, çok nadir ki bir cümleyi, her gün ama her gün hatırlarım. ‘İnsanların rûhuma izinsiz girişleri yok mu; beni delirtiyor!’ Beni insanların çıldırtmasındansa gökyüzünün çıldırtmasını isterdim; karanlık yağmurun, müziğin…’’ Sonra, ben de rûhumun kederinden gittim kendime bir kahve yaptım. Demiyor mu, dedim neticede şâir içimden: ‘’İçtiğim şarap değil; uzat kadehini, hasret doldurayım.’’ diye. Biliyorum acıyoruz. Acıyoruz çünkü, ''İçimizde şeytan var. Can kırıkları var. Nefret var. Yalanlar var. Bir yanımız bizi çoktan terk etmiş kaçıyor. Melankoli ve hüsran var. Keşke bazı geceler hiç sabah olmasa...'' ( RU)
bugün buraya misafirdi hislerimiz :')
Mekteb-i fünunda ve ulûm-u İslâmiyede gayet müdakkik ve kıdemli muallimlerden Hasan Feyzi'nin bir şiiri Hazretinize Buradan Ayrılırken Söylemiştim Çekilip nur-u hidayet yine zindan olacak Yine firkat, yine hasret, yine hüsran olacak Yine sen, yaş yerine kan akıtıp ağla gözüm Çünkü hicran dolu kalbim yine hicran
Reklam
Zarif bir kalp taşır kimileri, Hasret,hüsran,yorgunluk ve sevgi dolu...
Helak deryasında beş gemi yüzmektedir: Hırs, riya, günahlarda ısrar, gaflet ve yeis [kunut]. Kim hırs gemisine binerse dünya sevgisinin kıyısına ulaşır. Kim riya gemisine binerse nifak sahiline varır. Kim günahlarda ısrar gemisine binerse hüsran [şekavet] sahiline çıkar. Kim gaflet gemisine binerse derin pişmanlık [hasret] sahiline ulaşır. Kim yeis gemisine binerse küfür sahiline varır.
Cehennem ehline en büyük ve en ağır başında, çektikleri azapla beraber kaçırdıkları cennet nimetlerinin içlerinde bıraktığı hasret, Allah'a kavuşamama ve onun rızâsından mahrum kalmanın üzüntüsü vardır. Çünkü onlar, bütün bunların hepsinin değersiz birkaç dirheme, günleri sayılı olan şu dünyanın hakir ve zelil şehvetlerine satmışlardı. Sonra onlar keder ve üzüntü içinde, "Bu ne büyük bir hüsran ne büyük bir hasrettir ki, rabbimize isyan ederek nasıl kendimizi helâk ettik! Şu günleri sayılı olan dünyada, rabbimizin bize yüklediği mükellefiyetleri nasıl yapamadık! Biraz olsun sabretseydik şimdi o günler bitmiş ve âlemlerin rabbinin huzurunda olacak, O'nun rızâsını ve hoşnutluğunu tadıyor olacaktık" derler. Hakikaten bu, ne büyük bir pişmanlık ve ne büyük bir hasrettir. Giden gitmiş, iş işten geçmiş, felâkete saplanıp kalmışlardır. Dünya nimetlerinden ve zevklerinden yanlarında hiçbir şey kalmamıştır.
Sayfa 248
384 syf.
·
Puan vermedi
Kişisel gelişim kitaplarını okumayı gerçekten sevemediğim halde değer verdiğim bir kişinin önerisiyle biraz da onu kırmamak adına bir şans verdim hatta diğer iki kitabı da -hazır indirimde diye-aldım. Kimseyi yargılamadan belki bu bana bi şeyler katabilir düşüncesiyle de kitabı okumaya karar verdim. Lakin yine aynı şeyler... inanç, düşünce gücü,
Duygusal Zeka
Duygusal ZekaBircan Yıldırım · Destek Yayınları · 2020616 okunma
Reklam
Tüm aşk hikayeleri hüsran hikayeleridir. Ebeveynlerle çocuklara ilişkin hikayeler de aslen birer aşk/sevgi hikayeleridir. Aşık olmak varlığından haberdar olmadığımız bir hüsranın (şekillendirici hüsranların ve onları kendi kendinize iyileştirme girişimlerinizin) hatırlatılmasıdır; birini istemiş, bir şeyden mahrum kalmışsınızdır ve sonra o şey
Hüsran ve hasret ...
"Gidiyorum," diyor, gidiyor, ardında uçurum gibi bir boşluk bırakıyor.
İlahi Ferman
Kaybetmiştir rengini, sevdaya hasret beşer Şehrin sokaklarına, bir dertli vicdan düşer Kanat açsam sonsuza, dar gelen âfâkımdan Umutlar yitik harap, geriye nalan düşer Fikrimi koymam sende, uzak ülke gülüşün Kaderime sensizlik, kavrulmuş cihan düşer Yalnızlık gülün süsü, gururlu ve mağrurdur Hasretinden bülbülün, payına hicran düşer Masivada kaybolan; öksüz, bahtsız sevdama Ayrılık acısından, yakıcı hüsran düşer Akıl baştan gitmeli, çün aşkı kaldıramaz Maşuku bilmez kalbe, her daim buhran düşer Öter Hüma kuşları, görklü dağlar ardında Gören gözle beraber, yârana seyran düşer Ey dert gel! Misafir ol, nazlı gönül haneme Seninle bana gayrı, ilahi ferman düşer
Gecenin koynunda hüzünler demledim ! Kadeh kadeh yudum yudum içtim .. Vakit şimdi hasret vakit şimdi hicran ve hüsran Ayrılıkların sesini yağmurlar kokusunu getirir rüzgarlarla, Bir ay doğar ilk akşamdan geceden der! Dertli bir türkü ile yüreğim sızlar ,gözlere ise bulutlar dolar. Ellerim babamın ellerini saçlarım annemin şefkat dolu dokunuşlarını arar.. Vakit şimdi özlem vakit şimdi yetim bakışlarıma dokunur da geçer…!. 14.03.2018
95 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.