YAŞAMIN GEÇİCİLİĞİ ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
"Hayat bir lotus yaprağındaki damlacıklar gibi uçucu…" Bu cümleyi ilk olarak 20 yıl önce okumuştum. O günden beri birçok yere not etmişim. Beni çok etkileyen bir metnin ilk cümlesi bu. Bu basit ama güçlü benzetmeyle başlayıp akıp giden paragraf, bana hayatın anlamı ve geleceğe dair pek çok düşünce ilham etti. “Dünya fani, ölüm gerçek”
Benimde hayallerim vardı ama yıktılar, Tekrar kurdum tekrar yıktılar Anladım ki insanla mutluluk hayal'i kurmak hüsrândan başka bir şey değildir ama insanın elinden tut, çelme takma...
Reklam
SAĞIR, KÖR, DİLSİZ VE TOPAL HANIM! İmâm-ı A'zam "rahmetullahi aleyh" hazretlerinin babası Sâbit, daha bekar iken temiz ahlâklı, takvâ ve verâ sâhibiydi. Zühdü, salahı ve ilmi pekçoktu. Yüzünde bir nur vardı. Bir gün bir dere kenarında abdest alıyordu. Suda bir elma gördü. Elmayı alıp, abdestten sonra elinde olmayarak dişledi. Fakat
Cawdrey, “Hüsrana Uğratmak” deyimini şu şekilde tanımlar: Kendinden beklenen bir şeyi boşa çıkarmak, gözardı etmek ya da yok saymak. Ayrıca karşınızdaki kişiyi - ister talep ettiği şeye sahip olup da vermeyerek, ister talep ettiği şey siz de varmış yanılsaması yaratıp vermeye yanaşmayarak - kandırmak anlamına gelir. Art arda ortaya çıkan üç çeşit
Kur’ân’ın kıssalarla ilgili genel üslubu, bir kıssayı giriş, gelişme ve sonuç şeklinde yekpare olarak anlatmak değildir. Kur’ân genellikle peygamberlerin kıssalarını bağlamın gerektirdiği mahiyette ve miktarda söz konusu eder. Bundan dolayı biz bir kıssanın bağlama göre Kur’ân’ın çeşitli surelerine serpiştirildiğini görürüz. Oysa bu surede anlatılan Yusuf kıssası Peygamber Efendimize tek celsede iniyor. Bu çok enteresan. Kur’ân, genel üslubunu bu surede terk etmiştir. Kur’ân’ın giriş, gelişme ve sonuç şeklinde bir konuyu başından sonuna kadar anlattığı tek sure Yusuf suresidir. Kıssada muhteşem bir akış, insanı derinden etkileyen bir aksiyon göze çarpar. Okuyucuyu düşündürmek ve olayın içine çekmek için kıssa anlatılırken olayın bazı kareleri düşürülür. Bu da insanın düşünce ve hayal gücünü devreye sokar, insanı adeta bir girdap gibi içine çeker ve adeta olayın parçası kılar. Ve insan Mushaf’ın kapağını kapattığında kıssanın mesajı adeta insanın hayatının bir parçası olur. Yani insan düşünerek ve kendini vererek bu kıssayı okuduğunda kıssa ile kendi ruhu arasında bir med-cezir yaşar. Aslında Kur’ân’daki bütün surelerde bu duygu benzer şekilde tecrübe edilirken bu durum Yusuf suresinde daha da belirgindir.
Mısır'a Sultanı Kuyudan Gelir
Mısır'a Sultanı Kuyudan Gelir
ABDÜLLATİF ŞENER - TEKASÜR 3 KASIM 2020 MECLİS KONUŞMASI
Yönetici sınıfın, kara paraya yönelmesi, yolsuzluğa yönelmesi, kanunlara aykırı kaynaklara ve servet biriktirmeye yönelmesi, Kur’an’daki ifadeyle ‘tekâsür’ peşinde koşması bu yönetici sınıfta yeni bir refleks geliştirir.  Yolsuzluklar arttıkça o ülkede yönetici sınıf, ülke kaynaklarını nereye harcadığını gizlemeye başlar, ülkede yönetimin
Reklam
26 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.