Anayasa, 'devlet korkusu'nu temel almıştır; tüm yasalar, tüzük ve yönetmelikler bu temel anlayış üstüne oturtulur. Devlet yöneticilerinin çevresini 'Evet Efendimciler!' kuşatmıştır.
Herkesin, kendisinden ne kadar çok korkarsa o kadar çok çalışacağını düşünür ve bu korkunun sürekli olmasını sağlamaya çalışır. Bu yönetici, "Benden korkun!" demez; korkunun adını değiştirir, "saygı," der.
Aramak... ömür boyunca aramak... Yalnız seni aramak... Paslı teneke kutularda, küf kokan dolaplarda, çerçevelerde, tenhalarda, ağaç diplerinde, sonra vapurlarda, trenlerde hep seni aramak. Belki bu şehirde değilsin. Ne çıkar? Seni arıyorum ya.
On sekizde Kırklar ile şarap içtim;
Zikrini söyleyip, hazır durup göğsümü deştim;
Nasib kıldı, cennet gezip huriler kucakladım;
Hakk Mustafa cemallerini gördüm ben işte.