Yaşlıların huysuz, öfkeli ve nahoş olduklarını söylerler. Bir de paragöz oldukları söylenir. Ama bunlar kişinin kendi eksikliğidir, yaşlılıkla bir ilgisi yoktur. Huysuzluk ve diğer kusurlar bir dereceye kadar maruz görülebilir ama yaşlılar da hep şunları düşünür: kendilerinin ihmal edildiğini, küçük görüldüklerini, alay edildiklerini sanırlar. Bedensel güçsüzlük yüzünden de sürekli ağlamaklı olurlar. Ancak tüm bu kusurlar iyi karakter ve iyi eğitimle yumuşatılabilir.
Sayfa 51 - Tutku yayınlarıKitabı okudu
Korktuğum ve nefret ettiğim şeylerden ne iyi niyetimle kurtuluyorum ne de onlara yeniden bağımlı hale geliyorum. Çok fazla sızlanacak ve huysuzluk edecek kadar kötü bir durumda değilim . Ne hastayım ne de sağlığım yerinde.
Sayfa 80 - DOĞUBATIKitabı okudu
Reklam
“Ne çocuksu ne narin bir yaratıktı! Sanki bir ketenkuşu seke seke ayaklarımın altına gelmiş ve beni minicik kanatları üzerine alıp taşımayı teklif etmişti. Huysuzluk ettim ama yaratık gitmemişti. Tuhaf bir sebatla yanımda kaldı ve bir nevi hükmedercesine bana yardım edilmesi gerektiğini söyledi ve sonunda etti de. O çelimsiz omuza yaslandığım anda yepyeni, capcanlı bir duygu tüm bedenimi ele geçirdi.”
Sayfa 435Kitabı okudu
Kant Türklerin seyahat ettiklerinde ülkeleri çoğunlukla kendilerine has kusurlarına göre ayırt ettiklerini söyler ve bu yöntemi kullanarak şu listeyi ekler: 1) Moda Ülkesi ( Fransa ) 2) Huysuzluk ülkesi ( Ingiltere) 3) Atalar ülkesi ( Ispanya ) 4) Gösteriş ülkesi ( Italya ) 5) Unvanlar ülkesi ( Almanya ) 6) Lordlar ülkesi ( Polonya ) .   Atalar ülkesi... ! Dolayısıyla bizim değil, günümüz ispanyolların mülkü değil. Bu dünyadan göçmüş olanlar hâlâ bizi yönetiyor ve bizlere baskı yapan bir ölüm oligarşisi oluşturuyorlar. " Şunu bil ki - der hizmetçi, Hoifori'de- ölüler dirileri öldürüyor. "
Sayfa 22
Geri13
34 öğeden 31 ile 34 arasındakiler gösteriliyor.