Herkese merhaba, ramazan ayı için seçtiğim bu eserle yaptığımız yol arkadaşlığından bahsedeceğim biraz. Uzun zaman oldu evet, o yüzden bu yorumu heyecanla kaleme alıyorum Sezai Karakoç’tan ilk önce Diriliş Neslinin Amentüsü’nü okumuştum. Benim için duygu yüklü bir okuma olmuştu, çok sevmiştim. Sonra yazarın Diriliş Gazetesi’nde yayınladığı oruç yazılarının bir araya getirilmesinden meydana gelen Samanyolunda Ziyafet’i okumak istedim. Ramazan ayı vesilesiyle okuma fırsatı buldum. Bahsettiğim üzere, gazete yazılarının bir araya getirilmesiyle oluştuğu için, arka arkaya okunup bitirilecek bir kitap değil. Ben her gün birkaç bölüm okuyarak ilerlemeye çalıştım. Roman insanı olduğum için kısa yazıları arka arkaya okuyamıyorum beni tanıyanlar bilir. Bu sebeple parça parça okumak iyi geldi. Hatta ruhum huzur buldu diyebilirim. Oruç ibadetine karşı bambaşka bir bakış açısı kazandırdı. Ama bana kalırsa, yazardan henüz hiç kitap okumayan biri için başlangıç kitabı olmamalı derim. Sezai Karakoç’u yeni okumaya başlayan biri olarak önerilerinizi paylaşırsanız çok mutlu olurum şimdiden herkese keyifli okumalar dilerim kitapla kalın
"İnkılap önce kalpte, sonra zihinde, sonra fikirde, sonra bedende gerçekleşecek. Er-geç alınteri-göz nuru-el emeğine, Veysel Baba'nın sadık yari "Kara Toprağa" döneceğiz. Aslımıza."
Mustafa Kutlu bu deneme kitabına Hududullah'ın tarifi ile başlıyor. İnsanoğlunun Allahın çizdiği sınırları geçerek, doğanın, yaşamın
Biz çocuklarımızın yastıklarını kabartıp deterjan kokulu nevresimlere huzur içinde bırakıyorken, aynı anda bazı çocuklar yataklarıyla beraber bombalanıyorlardı.