Bilsen duvarlara dalıp dalıp gittiğim günlerim yoktu önceleri. Hüzün neydi bilmezdim. Tazeydi gülüşlerim.
Gözlerini açtı. Kadın uzaklara bakıyordu. Yaşamanın güç olduğu bir dünyadan uzağa, çocuklukta tadılmış bir huzura kaçmak gerekti; hiç olmazsa bir güncük, yanında ona o tadılmış huzuru hatırlatan bu kadın varken. Sorduğu için pişmandı. Duymak istediği başka türlü laflardı; örneğin bir yemek tarifi. Çocukluğunda sık sık yemek tarifleri dinlerdi. —
Sayfa 175 - Can Yayınları / GÜZKitabı okudu
Reklam
Üçüncü gün otomobil gidince dilenciye baktı. Sigara içiyordu; ama acayip bir içişti bu. Avcunda saklı sigarayı ağzına götürüp çekiyor, bakınıyor, dumanı yere yere üflüyordu. "Vay kerata, saklıyor! Yoksa sigara içen dilenciye vermezler mi?.." Öğleyin odayı havalandırmıştı ama gene de sigara dumanıyla doluydu. Ağzının içi acıydı. Hiç yeri değilken kalorifer yakıcının aylığını arttırmayı düşündü. Tedirgindi. Dilenciye kızıyordu. Adam sigarasını atmış olacaktı. Geçenler avcuna para bırakıyordu. Birden anladı. Dilencinin niye beş gün gelip iki gün gelmediğini, niye hep bu vakit burada olduğunu artık biliyordu. Güldü. Yaman adamdı bu dilenci. İnsanların işten dönerken ucuza huzur satın aldıklarını biliyordu. Cumartesileri, pazarları Bugün neydi? Gün adlarıyla ilgisi yoktu. Onu üç gündür gördüğü ne göre çarşamba olması gerekirdi. "Bir de sabahları gidip bir kız okulunun önünde dileniyorsa alnından öpecem onu. Yufka yüreklidirler. Ucuza numara alırlar." Kişioğlu böyleydi. Kimi dilenmek, kimi sadaka vermek zorundaydı. Demin otomobille giden kadın sıcak bir sevgiye değil, etini satmaya gitmişti. Artık her şeyi kötüye yoruyordu.
Sayfa 54 - Can Yayınları / KIŞKitabı okudu
Hüzün neydi sanki o zaman Artık kullanılmayan dikiş makinesi annemden kalma. Ölüm neydi sanki o zaman Bir önseziden başka.
Sayfa 57 - MetisKitabı okudu
Evden kaçışımın pembe spor ayakkabıları vardı. Hüzün neydi sanki o zaman Artık kullanılmayan dikiş makinesi annemden kalma. Ölüm neydi sanki o zaman Bir önseziden başka. Evden kaçabilirsin çocuk, ama kaderden asla! Babam Çıkarılmış bir adam bütün fotoğraflardan Kader neydi sanki o zaman, Masada açık unutulmuş Turuncu kulaklı bir makastan başka.
Sayfa 57 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Anıların ve yaraların toplamından başka neydi ki hayat? Belki gülüyorsun bazen ama o da emanet. Birileri gelip alıyor senden o gülüşleri mutlaka.. Kimsenin kimseye bir şey bıraktığı yok, herkes kendi heybesini doldurma peşinde. Kimse senin gülüşlerini kalıcılaştırmak için uğraşmıyor. Kendi gülümsemesi uğruna senin yüzüne hüznü asıp gidiyor. Ama bazen insana en çok hüzün yakışıyor...
Reklam
541 öğeden 231 ile 240 arasındakiler gösteriliyor.