Basit bir soruyla başlayalım. Neyi "esenlik" olarak görüyoruz? Çok basitçe söylersek, esenlik sadece kendi içindeki derin bir hoşnutluk duygusudur. Bedeninin hoşnutsa buna sağlık diyoruz. Çok hoşnutsa buna keyif diyoruz. Zihnin hoşnutsa buna huzur diyoruz. Çok hoşnutsa buna mutluluk diyoruz. Eğer duyguların hoşnutsa buna sevgi diyoruz. Çok hoşnutsa buna şefkat diyoruz. Yaşam enerjilerin hoşnutsa buna saadet diyoruz. Çok hoşnutsa buna coşku diyoruz. Aradığın tek şey bu: içeride dışarıda hoşnutluk. Hoşnutluk içte olduğunda, huzur, neşe, mutluluk olarak adlandırılır. Çevrendeki şeyler hoş hale geldiğinde, bu başarı olarak adlandırılır. Eğer bunların hiçbiriyle ilgilenmiyorsan ve cennete gitmek istiyorsan, aradığın şey ne? Sadece, öbür dünyaya dair bir başarı! Yani, aslında tüm insan deneyimi, yalnızca farklı düzeylerdeki bir hoşnutluk ve hoşnutsuzluk meselesidir.
Bedenin hoşnutsa buna sağlık diyoruz. Çok hoşnutsa buna keyif diyoruz. Zihnin hoşnutsa buna huzur diyoruz. Çok hoşnutsa buna mutluluk diyoruz. Eğer duyguların hoşnutsa buna sevgi diyoruz. Çok hoşnutsa buna şefkat diyoruz. Yaşam enerjilerin hoşnutsa buna saadet diyoruz. Çok hoşnutsa, buna coşku diyoruz. Aradığın tek şey bu içeride ve dışarıda hoşnutluk.
Reklam
Hiçbir şey mutluluk,huzur vermiyor...
Varlığım, yorganın altında da, insanların arasında da, hep aynıydı: Acılar içinde dünyanın bilincine varmış durumdaydı. Gün, mutluluk gibi doğmak bilmiyordu ve o saatte, sonsuza dek gecikecek gibi geliyordu bana.
derin huzur ve mutluluk, büyük bir dava uğruna, kendi ve etrafındaki dar çerçevenin dışında yaşayan bir insanın erişebileceği bir şeydir.
Sayfa 18 - İnkılapKitabı okudu
Ruh, Kendisini ifade edebilmek için zihni araç olarak kullanır. Ruh’a ev sahipliği yapan Zihin huzur içinde ve neşe doludur. Gücü Ruh’tan gelir ve görevini mutlu bir şekilde gerçekleştirir. Yine de zihin kendisini Ruh’tan ayrı görebilir. Kendisini bir bedenin içinde algıladığında, kendini o bedenle özdeşleştirebilir. Böyle bir durumda görevini yerine getiremez, huzuru kaçar ve mutluluk anlamsız ve yabancı olur. Ruhtan ayrı bir zihin, düşünemez. Kendini çaresiz, sınırlı ve zayıf görür çünkü Kaynağının gücünü reddetmiştir. Görevi ile bağlantısı kesildiği anda yalnız ve ayrı olduğunu düşünür. Her şey ve herkes ona karşı saldırıda bulunmaktadır ve o, cılız bedenini siper eder. Bu şekilde zıtlıkları birleştirmeye çalışır çünkü görevinin bu olduğunu düşünür.
Sayfa 96
"ve hiçbir zaman huzur ya da mutluluk vadetmedim. Sana ancak bütün bunlarla savaşma özgürlüğüne kavuşmanda yardımcı olabilirim. Sana sunduğum tek gerçeklik savaşım. Ve sağlıklı olmak, gücünün yettiği kadarıyla bu savaşımı kabul edip etmemekte özgür olmak demektir."
Sayfa 115
Reklam
Sen ışığını yüksek tutup, dengeni koruyarak, yaşamını her daim iyilik, neşe, mutluluk ve huzur halinde sürdürebilirsin.
Geçen günler kimi zaman insana huzur ve mutluluk veriyor,kimi zaman karabasan gibi insanın üzerine acımasızca çöküyordu.
Kahpe kader sen bana ne zaman güleceksin?
İlkbahar geçti, yaz ve güz de öyle, ama Selma'ya olan aşkım, bir çeşit sükûnetle icra edilen bir ibadete, öksüz bir çocuğun cennetteki annesine karşı duygularına dönene kadar giderek arttı. Hasretim kendinden başka gözü hiçbir şeyi görmeyen kör bir kedere, gözlerimden yaş döktüren tutku, yüreğimden kanımı çeken bir şaşkınlığa dönüştü, aşk iniltilerim Selma ve kocası için mutluluk, babası için huzur duası haline geldi... Dualarım ve ümitlerim boş yereydi; çünkü Selma'nın kederi ancak ölümün iyileştireceği amansız bir iç hastalığıydı.
Sayfa 113 - Olympia yayınlarıKitabı okudu
İnsan her gün başına bir şey geleceğini düşünerek yaşayamaz. Hayata kendini bırakmak, ânı yaşamak zorundadır yoksa ne huzur bulabilir ne de de mutluluk. Başına gelebilecek şeylerin sıkıntısını ve endişesini daha o anlar gelmeden, belki de hiç gelmeyecekken yaşamak insanı delirtebilir.
Reklam
Mutluluk ve huzur ancak Allah’ı razı etmededir… Çünkü “Güldüren de O’dur.Ağlatan da O’dur”
Sayfa 14 - (Necm,43)Kitabı okuyor
“Adalet uygulanmıyorsa, namussuzluk örtbas ediliyorsa ve inançlarını koruyan insanlar acı çekiyorsa, sizin gerçekliğiniz ne işe yarıyor peki?"...."Bak, dinle beni,” dedi Furi." Sana hiçbir zaman gül bahçesi vadetmedim ben. Hiçbir zaman kusursuz bir adalet vadetmedim...ve hiçbir zaman huzur ya da mutluluk da vadetmedim. Sana ancak bütün bunlarla savaşma özgürlüğüne kavuşmanda yardımcı olabilirim. Sana sunduğum tek gerçeklik savaşım. Ve sağlıklı olmak, gücünün yettiği kadarıyla, bu savaşımı kabul edip etmemekte özgür olmak demektir. Ben yalan şeyler vadetmem hiç. Kusursuz, güllük gülistanlık bir dünya masalı koca bir yalandır… üstelik böyle bir dünya çok can sıkıcı bir yer olur!"
Geçen günler kimi zaman insana huzur ve mutluluk veriyor, kimi zaman karabasan gibi insanın üzerine acımasızca çöküyordu.
"Huzur ve mutluluk dışarıdaki şeylerde değil, insanın içindedir."
Sayfa 49 - Karbon
"Etrafımızda gizemli ve harika dünyalar kuruluyor ya da çatırdayarak yıkılıyordu. İnsan ilişkileri gergin teller gibi kopup duruyordu. Arkadaşlarımız, dostlarımız yeni mutluluk arayışları içinde yeniden doğuyor ve yeniden örüyorlardı. Biz mi hayatın tüm cazibelerine ve dehşetlerine karşılık elimizdeki yegane nimeti kullanıyorduk: kayıtsızlık! İnsan sormadan edemiyor tabii: Kumdan yaptığın bir kaleden daha uzun ömürlü ne olabilir ki? Bir aile yaşamında, karşılıklı karaktersizlikten daha güçlü ve daha güvenilir ne olabilir ki? Savunma yeteneği olmayan iki düşman devletten daha büyük bir huzur ve barış ortamı olabilir mi? "
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.