Geceye karışıyor gündüz
huzurlu dalgalar
altına bürülü
sarmaş - dolaş...
Mutluluk nasıl da
sere - serpe kollarındaydı
Öğle uykusunda
şimdi
akşam serinliğinde
nefes alıp - veren
yorgun kaya, ılık...
Yeşil ışıkların soğukluğunda
oynaş mutluluk;
yanında karanlık uçurum
derin sonsuzluk.
Hayatımın en güzel günü
akşamın alacakaranlığında yitik.
Kurumuş, yorgun gözlerinde alev;
ruhun, ermiş taşkın gözyaşı denizi;
aşkın erguvanı akıyor
beyaz köpüklü denizlerde
sakin ve huzur dolu
ve sen
mutluluğun son kararsızlığında
tek başına...
This text has been automatically translated from Turkish. Show Original
I never promised you a rose garden. I never promised perfect justice. And I never promised peace or happiness. I can only help you gain the freedom to fight all this. The only reality I offer you is my war.
This text has been automatically translated from Turkish. Show Original
"I never promised you a rose garden. I never promised perfect justice. And I never promised peace or happiness. I can only help you gain the freedom to fight them. The only reality I offer you is my war. And being healthy means being free to accept or reject this struggle, to the best of your ability. I never promise false things. The tale of a perfect, rosy world is a big lie... Moreover, such a world would be a very boring place.
Örneğin acının, yoksulluğun, sefaletin, ölümün ve bu buna benzer
tüm kötülüklerin olmadığı bir dünya hayal edelim. Açlık mı? Yok, herkes
rahatlıkla istediğini yiyip içebilmekte, çok güzel yerlerde barınabilmekte. Aşk
acısı? Yok, herkes istediği kişiyle beraber olabilmekte. Kimse kimseyi
kıskanmıyor, herkes birbirinin iyiliğini düşünüyor. Her şey dört dörtlük. Hatta
öyle ki birbirimize iyilik yapmaya bile gerek yok, kıskançlık olmadığı için aşkın
da tadı çıkmıyor. Çalışma yok, dert yok tasa yok… Böyle bir dünya bizde
duygu denilen bir şey bırakmazdı sanırım. Yüzyılların getirdiği kültür, uygarlık,
edebiyat, felsefe çöp olup giderdi. Özlem, aşk, hüzün ve belki de huzur,
mutluluk törpülenir hatta biterdi. Eğer evren bir simülasyonsa, bu simülasyonun
kodlarında büyük bir kargaşa çıkardı, arıza çıkar ve bir müddet sonra
simülasyon yok olurdu. Yani işin ironik tarafı tam hedeflenen mükemmeliyete
varınca mevcudiyet ortadan kalkardı. Yüzyıllar boyunca özlenen, hedeflenen o
kutsal gün aslında her şeyin bittiği günle aynı.
"Sana hiçbir zaman gül bahçesi vadetmedim ben. Hiçbir zaman kusursuz bir adalet vadetmedim. Ve hiçbir zaman huzur ya da mutluluk da vadetmedim. Sana ancak bütün bunlarla savaşma özgürlüğüne kavuşmanda yardımcı olabilirim. Sana sunduğum tek gerçeklik savaşım."
Bazen ruh belli bir dini benimseyerek, derin bir felsefe edinerek ya da zihinsel veya sanatsal bir ideal yaratarak güven içinde huzur ve mutluluk bulduğunu sanır. Ancak bazen karşı konulmaz cazibeler dinin yetersiz ya da eksik olduğunu gösterir; teorik felsefe yararsız bir dekor gibi görünür ya da bir esirin yıllarca üzerinde çalıştığı ideal heykel bir an dizlerinin dibinde un ufak olur.
"Yalnızlığım bir mutluluk arayışı değil, çünkü yapımda yok mutlu olma yeteneği; hiç kaybetmemiş olanlar dışında kimsenin elde edemeyeceği huzur da değil peşinde koştuğum; bir uyku arayışı benimki, bir silinme isteği, utangaçça bir reddediş."
Kendinize mutluluk, huzur ve netlik yükleyin. Dışınızdaki dünyanın koşulları sizi mutsuz edemez, ama sizin mutsuzluğunuz dünyadaki tüm sefaletlerin kaynağını yaratır. Yoksunluk aklın bir hastalığıdır.