Evet yeni bir dünya, ama cesur mu gerçekten? Ve cesursa veya değilse nedir ki cesaret! Mutluluk mu özgürlük mü, hangisi daha değerli insan için... Belki, "Mutluluk tabiki, refah ve huzur dolu olsa tüm insanlık, ne güzel olurdu bilinmese kötülük." diyorsunuzdur. Belki de, "İyiyi ve kötüyü de kendisi seçmeli, iradeli olmalı, yaptıklarının mükâfatını ve cezasını çekmeli kısacası gerçek anlamda özgür olmalı." diyorsunuz. Her iki seçenecek de bence hem ütopya hem distopya... Ve kurtuluş da ikisi arasında gerçek kurtuluş da. Ancak bulamamışız, uyduramamışız kurtuluşla kendi düzenimizi. Kendi 'Cesur Yeni Dünya' mızı. Belki bulduk ama bulanların, yönetenlerin, güçlülerin işilerine gelmedi bu.
Birde bir soru sormak istiyorum hem bu kitabı okuyanlara hem de herhangi bir yerden adını duyanlara: SİZCE CESUR YENİ DÜNYA KİTABI BİR ÜTOPYA ÖRNEĞİ Mİ DİSTOPYA ÖRNEĞİ Mİ?
Benim fikrim distopya yönünde çünkü .... Bu cümleyi devam ettirmeyeceğim, okuyanlar ne demek istediğimi anladı, okumayanlara da çok büyük bir spoiler olur yazmak. Döneminde yarıştığı 1984 ile kıyaslamak bence mükemmel olurdu.
