Doğru hisseden, dürüst düşünen bir insan, dünyadaki kötülük ve adaletsizliklerden rahatsızsa, gayet doğal olarak bunun önce kendine dokunan kısmını düzeltmeye çalışmalı, yani kendini. Bu zaten bir ömür boyu sürer.
Sayfa 218
Bugün, sokakta ayrı ayrı, birbiriyle kavga etmiş iki arkadaşıma rastladım. İkisi de kavgayı anlattı. İkisi de haklıydı, sonuna kadar haklıydı. Başka şeyler ya da olayların farklı yüzlerini görmüş olduklarından değil. Hayır: Her ikiside olayları harfiyen nasıl olduysa öyle görüyor, aynı kıstasla değerlendiriyordu; ama her biri farklı bir şey görüyordu, dolayısıyla haklıydı. Gerçeğin varlığında bu ikilik karşısında şaşırıp kaldım.
Sayfa 271
Reklam
Eskiden, küçük ve mutluyken, bizim avluya bitişik evde alacalı bir papağanın sesi yaşardı. Yağmurlu günlerde bile aynı canlılıkla konuşur ve tabii tuzu kuru olduğundan, etrafı saran hüzünde telaşlı bir gramofon sesi gibi salınan, kendine has, değişmez bir duyguyu dile getirirdi.
Sayfa 289
Derdimiz gönül eğlendirmekse, hata etmiş olacağız. Tek yaptığımız sevmekse, ölebiliriz.
Sayfa 298
Bugün kendi dinimde münzeviyim. Bir fincan kahve, bir sigara, bir de düşlerim; göğün, yıldızların, işin, aşkın ve hatta güzelliğin ya da ihtişamın yerini gayet rahat doldurabilir. Deyim yerindeyse hiçbir uyarıcıya ihtiyacım yok. Ben afyonumu, kendi ruhumda buluyorum.
Evet, ama böyle olunca acım büyüyor... İnsan ıstırabına bir değer biçtiği an, onu gurur güneşiyle kuşatmış olur. Acıyı çok yoğun yaşamak, ıstırabın sevgili varlığı olduğumuza inandırabilir bizi. Öyleyse...
Sayfa 365
Reklam
1,000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.