Öncelikle duygu durumunuzun ve psikolojinizin iyi olmadığını düşünüyorsanız bu kitabı okumayı biraz erteleyin.Çünkü kitap "Öyleyse kim kurtaracak beni var olmaktan? Hayatımı toprağa veriyorum." cümlesiyle başlıyor ve ardından sizde ister istemez yazarın umutsuzluğuna, kaybedişine ve üzüntülerine ortak oluyorsunuz.Ama yalnız olduğunuzu
Voroluşunun bilincine varmış, var olmaktan yorulmuş,insanlardan uzaklaşıp köşesinde anlaşılmayı beklemiş. O da olmamış, kendini hırpalarcasına yazmış hissettiklerini.Yazdıklarının saçma olduğundan dem vurmuş hep. İnsanlar görmesin diye hepsini sandığının içinde biriktirmiş.En çok delirmekten korkmuş.Hayata değmeden yaşamak istemiş. Kendisiyle ruhu arasındaki mesafeyi ne yaparsa yapsın kapatamamış. Ama ne olacaksa olsun doğudan batıdan saçmalayalım bu hayatı demiş.Kitap tam anlamıyla Huzursuzluğun Kitabı ve bu adam Portekizlilerin (Her ne kadar haberleri olmasa da. :) ) Oğuz Atayı ve bu kitap tutunayamanların kitabı. Tutunamayanlara tavsiyemdir.
Dünyada yalnızım... İnsanlar bana değmeden geçiyor yanımdan. Etrafımda havadan başka şey yok. Kendimi o kadar tecrit edilmiş hissediyorum ki, üzerimdeki giysiyle aramdaki boşluğu bile algılıyorum...