Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

hyogaki

sen hep, sevgilerinin adamı olacaksın. sevgi senin olacak. haberini alacağım onun bunun ağzından. gözlerini anlatacak bir yabancı. benim bakmaya kıyamadığım gözlerini toy ağızlardan seyredeceğim. harelerim titreyecek dinlerken. ağlayamayacağım. öğrendiklerim hafızamda birike birike, tıpkı bir saman balyası gibi küme küme ağırlık yapacak. her an
Reklam
bir dostumun önerisi üzerine başladığım ve hayatımın yoğunluğuna rağmen çok kısa sürede bitirdiğim, samiha ayverdi hanımefendinin ateş ağacı kitabı hakkında bir kaç kelam yazmak istiyorum. öncelikle, samiha ayverdi dilini, hikayelerini ve uslübünü çok beğendiğim nadide bir yazar ve bu kitabı da beni şaşırtmadı lakin.. lakin bu kitabında ben
bittim benden bu kadar akacak su durmaz akar

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
'' terliklerle fırladım arkandan bir bilsen''* bir insanın ardından terliklerle fırlamak. bu kadar çaresiz düşmek peşine. ansızın. idrak yok, yalnız içgüdü. öyle ki vahşi bir hayvan olsa fırlayan, pençelerini çıkarıncaya kadar sokağa atmış olur kendini. soğuk, buz gibi. ansızın çıkıverirsin ardından, kapı arkandan gürültüyle
hayat akıyor, tıpıtıpına aynı: ağaçların gölgesi serinletici ve yaz ayları sahil öğle saatlerinde bunaltıcı. kurbanlıklar pazarlara çıkarılmış, kartal metro istasyonunun karşısındaki iki eski ev harap ve yıkık gelip geçen trenleri seyir eylemeyi sürdürüyor. melahat teyzem dertli, neslihan gamsız. deniz, içine ne atsan yutacak dahi olsa, uzaktan
Reklam
sometimes I suddenly understand that I am hardly fallin in love with your impeccable lineament just by looking at you or seeing your random photographs in a random app. and the worst thing is, you are not impeccable but my brain chooses to see you by lightening your flaws and strengthening your features. oh god, help me. help me that I could ignore him. because I know if I do not ignore him, he will be the one who doing this. or help me by making his mind busy with me since he love me with all my weaknesses, so I could be the one who hug him as it will not end. to my endless forest..
hacet yok hatırlatmasına seni hatıraların bir dakika bile çıkmıyorsun aklımdan
dudaklarından dökülen bir söz, sadece, tek ve bir çift söz. beni niçin bu denli heyecanlandırır bilmem. ismim mesela, benim sen söyledin diye değil fakat sen söyleyince kat be kat daha hoşuma giden, ismim. niçin senden kendimi duymak bu kadar hoş. anlamam bana dönen yüzündeki güzelliğin midemdeki burulmaya etkisini. sonra niçin mesela, hakkında dinmek bilmeyen merakım, sesinin tınısını gün be gün duyma arzum. ne kalın ve fakat ne ince, sanki en mutedil ve güzel sese sen sahipmişçesine konuştuğun ses tonun. arada duraklayıp nefes alışların. söylemek istediklerini anlatamayınca hafifçe kelimeleri uzatman sonra. delirdim büsbütün galiba.
derin derin iç çektiğim bir insansın, ciğerlerimin ne kadar dolsa da bomboş hissettiği anlarda aklıma sen geliyorsun. gözlerin geliyor. bakmaya cesaret edemediğim, kim bilir belki kıyamadığım kahverengi gözlerin. gözlerin gibi kahverengi görmemiştim demeyeceğim çünki gözlerde olmadıysa bile doğa her türlü tonu içerdiğinden, muhakkak ki gözlerinin
adın üç kere geçti saçma sapan bir filmde, yalnız olsam çok ağlardım ama annem bakıyordu otoban dolusu gürültüyü sıkıştırıp beynime anne dedim, hadi çay koy da içelim
Reklam
öyle bozuk ki içim, günahın özü gibi öyle bozuk ki. her küçük olay bir büyük felaketin öncüsü gibi geliyor bana. öyle sersemce kuşkulu oluyor ki suçlu insan kendi kuyusunu kazıyor korkusuyla
William Shakespeare
William Shakespeare
ve sanki ne kadar çırpınsam;cürmümden daha fazla yer yakamayacağım. bir küçük ayrıntı olmak için bile,çok küçük kalacak ömrüm.
Gökhan Özcan
Gökhan Özcan
ne bir portakal bahçesinde dolaştım ne de bir posta treninde yolculuk ettim.çiçekler bir açmaya görsün,bir çılgınlık yapıp hatır için öleceğim.
Tarık Tufan
Tarık Tufan
cant you see ı just cant go
35 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.