Nur suresi, 24:22
Hz. Ebubekir (ra), İfk hadisesinde kızı Aişe'ye atılan iftira meselesinde dedikodu yapan ve akrabası da olan Mustah'a artık iyilik yapmayacağına dair yemin ettiği zaman şu ayet nazil oldu: "İçinizden faziletli ve servet sahibi kimseler akrabaya, yoksullara, Allah yolunda hicret edenlere (mallarından) vermeyeceklerine yemin etmesinler, onları bağışlasınlar ve feragat göstersinler. Allah'ın sizi bağışlamasını arzulamaz mısınız? Allah çok bağışlayandır, çok merhametlidir."
Sayfa 87 - Çelik Yayınevi
Yine en güzel davranışını Efendimizden öğreniyoruz
Erkek, yiğitlikte Zaloğlu Rüstem olsa, kahramanlıkta Hz. Hamza' yı bile geçse, kendi kadının esiridir. Mübarek sözleri ile cümle âlemi mest eden Hz. Muhammed (s.a.v), Hz. Aişe' ye " ey pembe beyaz kadın, ey Hümeyra bana bir şeyler söyle de beni rahatlat." Diye buyururdu.
Reklam
Gerçek aşk
"Ya Resulullah! Beni seviyor musun?" diye sorar, Efendimiz de "Evet, ya Aişe! Tabii seviyorum!" diye cevap verirdi. Hz. Aişe annemiz daha ötesini de duymak istediği için bu sefer "Ya Resulullah! Beni nasıl seviyorsun?" diye sorardı. Cevap nasıl geliyordu biliyor musunuz? "KÖRDÜĞÜM GİBİ!" Bu cevap Aişe annemizi çok sevindirirdi. Çünkü kördüğüm açılmazdı. Açılmayan, bitmeyen sırlı bir sevgi demekti bu! Alacağı cevap onu çok mutlu ettiği için Hz. Aişe sık sık sorardı: "Ey Allah'ın Rasulü; kördüğüm ne âlemde?" Efendimiz'in (sas) verdiği cevap ise annemizi âdeta kendinden geçirirdi: "İlk günkü gibi..."
Sayfa 459Kitabı okudu
-Hz.Aişe, Beni nasıl seviyorsun ya Resûlullah? +“Seni kördüğüm gibi seviyorum.”
Hz. Aişe annemiz Efendimiz'in (sas) hayatından bize bir sünnet aktarıyor. Hem de çok önemli bir sünnet... Sünnet deyince sadece akıllarına tabakların altını sıyırmak gelen, pazarlık yapmak gelen bu çağın insanının bu sünnetten alacağı çok ama çok önemli dersler var. Annemiz diyorki: "Resûlullah (sas) hayatı boyunca ne bir hanımına ne bir câriyesine ne de bir hizmetçisine bir fiske dahi vurmadı, kötü bir söz söylemedi, onları rencide etmedi." Sünnet üzere yaşamak mı istiyorsunuz, sünneti ihya etmek mi istiyorsunuz, alın size çok önemli bir sünnet!
Sayfa 457Kitabı okudu
Hz. Ebu Bekir
Efendimiz in (sas) o haneye gidişi, hane sahibi olan Hz. Ebû Bekir'in heyecanlandırıyordu ve Hz. Ebu Bekir o anda gözyaşlarına boğuluyor ve tek bir cümleyi zorlukla ancak söyleyebiliyordu: "Es-sohbe Ya Rasülallah?/ Yol arkadaşlığı mı Ya Resülullah?" Efendimiz (sas) "Evet, yol arkadaşlığı" diyordu. Bunun üzerine Hz Ebû Bekir, daha da seviniyor ve sevincinden gözyaşlarına hakim olamıyordu. Bu tabloya şahit olan Hz. Aişe validemiz şöyle diyecektir: "O güne kadar bir insanın sevincinden böylesine ağladığını görmemiştim. " Neye seviniyor, neye ağlıyordu Hz. Ebû Bekir? Hicret yolunda Efendimiz'e (sas) arkadaş olmak ne demekti? Başına yüz deve konmak demekti. Ölü ya da sağ Medine'ye varmadan tutuklanmak demekti. İşkence demekti ölmek demekti. Bir insan işin sonunda ölüm olan bir yolculuğa nasıl sevinir? Eğer o insan yolculuğa çıkacağı insanı, ölümüne bir sevda ile severse, gerçek bir sevgi ile ona bağlanmışsa elbette böyle sevinecektir. Çünkü sahâbenin sevdası, Ebû Bekir'in sevdası, ölümüne bir sevda idi. Hz. Ebû Bekir'i de sevindiren, sevdiğinin yolunda ölme yani ölümlerin en güzeli olan şehadet imkânını yakalamasından başka bir şey değildi.
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.