Alevîlikte Yezit, kötülüğün sembolü olarak yerleşmiştir. Özellikle Hz. Muhammed'in torunu Hz. Hüseyin ve çocuklarını Kerbela'da susuz bıraktıktan sonra trajik bir şekilde şehit etmiş olması, Alevîlerin Yezit'den nefret etmesinin temel nedenidir.
Şah Hatâyî askerlerinden, kâfir olan Yezit ve Mervan üzerine her zaman gaza yapmalarını istemektedir:
Yezit û kâfir û Mervan'a her dem
Gazilerden gaza ister Hatâyî"
Yine Hatâyî'ye göre Yezit'in sesine kulak verilmemeli, ensesinden balta eksik olmamalıdır:
"Yezit'e zahm-ı seyf tir û hançer,
Başından gitmesin tiğ û teberdir"
Pir Sultan ise Hz. Hüseyin'in katili Yezit'e lanet ederek şunları demektedir:
"Lânet olsun ol Yezit'in canına
Kıydı Yezit İmamların kanına
Kesti başını götürdü Mervan'a
İmam Hüseyin'in başıdır deyü"
Alevîlik bununla da kalmamış, Yezit ismini cins isme dönüştürmüş ve ona evrensel anlamda bir kötülük sıfatı yüklemiştir. O geçmişteki ve gelecekteki, hatta yaşanılan zamanda kötü olandır. İstisnasız bütün Alevî yazınında Yezit lanetle anılmış ve affı mümkün olmayan kötü fiil işleyen kişilere Yezit sıfatı verilmiştir.
Bazı Alevî yazmalarında Yezit'ten “Yezit putu" şeklinde bahsedilmiştir. Çünkü Halife Yezit, nefsini putlaştırıp ona tapanların müşahhas hâli olarak algılanmıştır.
Bir insanın «ehl-i sünnet ve'l-cemaat»den olabilmesi için şu altmış iki esası kabullenmesi gerekir:
1 — İmanında şüphesi olmayacak: «İnşallah (Allah dilerse) mü'minim» gibi şekke (şüpheye) sebebiyet veren ifadelerden kaçınacak.
2- İslâm camiasına (cemaatine) karşı gelmeyecek.
3 — Salih ve günahkâr ayrımı yapmaksızın, her müslümanın arkasında
Kerbelâ Vakası'nda aslında Hz. Ali'nin tek oğlu şehit edilmez. Kerbelâ'da Hz. Ali'nin beş oğlu birden şehit edilir. Hz. Hüseyin'den diğer dördünün farkı, Hz. Fatma'dan ol- mamış olmalarıdır
- Muhamed zamanında hem Matta, Markos, Luka, Yuhanna İncilleri; hem de şu anda var olan Tevrat mevcuttu, bunlar yeni bir oluşum için kaynak olarak vardı. Zaten, Kuran'da var olan sosyal içerikli temaların hemen hemen hepsi, Tevrat'ta da vardır. Elimizde var olan Tevrat kitabı, MÖ 6.asırda "Azra" adında bir kahin tarafından yazılıp
MODERN İSLAM DÜŞÜNCESİNİN FİKRÎ VE TOPLUMSAL TAHRİBATI
"Dinin sekülerleştirilmesi" veya "dinî bir çözülme" olarak nitelendirilmesinin pek de yanlış olmayacağını düşündüğümüz Modern İslam Düşüncesi kendisini orijinal bir yaklaşım olarak takdim etse de, varlık sebebi ve en temel karakteri olan tepkisellik, onu sanıldığından daha
Her ne kadar bazı çevreler, Hünkâr'ı Ahmet Yesevi bağlantısı ile Sünniliğe çekmeye çalışsalar da bu temelden kasıtlı ve yanlıştır. Çünkü Hacı Bektaş Veli'nin yaşadığı döneme yakın ilk kaynaklar Hacı Bektaş Veli'yi Babaîlere bağlı "Şia" bir derviş olarak tanıtır; üstelik bu açıkça ifade edilir. Kaldı ki Ahmet