Ashab-ı Kiram’ın tabiri ile onun düğünü “En gü zel düğün.” dür.
Son nasihat ...
Tekrar söyleyelim de şu çirkin sözü hayatımızdan çıkaralım : "Bir kereden ne olacak ki?" değil, "Madem bir kere, bu da neden Allah için olmasın ki..."
Reklam
İbn Merduye'nin bildirdiğine göre Enes B. Malik (radıyallahu anh) : "İki denizi salıverdi ki birbirine kavuşsunlar" ayetini açıklarken : "Burada Ali ve Fatıma kastedilmektedir." dedi. Sonra "O denizlerin ikisinden inci ve mercan çıkar" buyruğu hakkında ise: "Burada Hasan ve Hüseyin kastedilmektedir." dedi.
Düğünlerde “damatlar Ali gibi, gelinler Fâtıma gibi olsun.” diye dualar edilmiş ve içten gelerek “Amin!” denilmiştir.
Bizim evlerimizde tv başköşede. Bir evin başköşesinde tv olursa evden zikir, tesbih ve tahmid gider. Bizler dizilere, programlara kapıldık. Dizilerdeki erkek-bayan ile eşlerimizi kıyasladık. Hayal ürünü olan hadiseleri eşlerimizden bekledik. Zikir olmayan evlerde huzur nasıl olur ki? Kalpler Allah'ın zikriyle huzur buluyor, evler neden huzur bulmasın ki! Onların evinde zikir hiç eksik olmazdı. Bizlerin evinde dünyalık ne kadar çok ise, zikir onlarda o kadar çoktu.
Dünya hayatının telaşını, sıkıntısını ve yorgunluğunu evi- mizde atarız. Evi içinde muhabbet olmayan kişiler, dışarda mutluluğu arar, bu aramaları onları asla gerçek mutluluğu götürmez. Başına öyle dert ve sıkıntılar açar ki, evinde ki sı- kıntıları arar olur. Evlerimiz limanlarımızdır. Bütün günki mesainin yorgunluğunu, koltuğa uzanarak atarız. Yaşanan stres ve sıkıntı, ailemiz ile yaptığımız muhabbet ile sona erer. Bu muhabbetler bizleri hayata daha sıkı bağlar.
Reklam
708 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.