Mevlid'in Çıkış Hikayesi
O yıllarda Şam dolaylarından Arap bir mehdi/Mesih habercisi çıkagelir. Bursa Ulu Camii'nde Bakara Suresinin sonunda geçen "bizim resullerimiz arasında bir fark yoktur" mealindeki ayeti tefsir etmeye başlar.
Arap vaizin söyledikleri çok iddialıdır. İlgili ayete dayanarak Efendimiz (s.a.v) ile diğer peygamberler arasında hiçbir fark olmadığını, hatta "babasız doğma" noktasında Hz. İsa efendimizin, Peygamberimizden üstün olduğunu anlatır. Oldukça etkili konuşan bu Arap vaizin konuşmaları, camideki cemaat üzerinde oldukça tesirli olur.
O gün, Bursa Ulu Camii'nde bu vaazı dinleyen Süleyman Çelebi'nin canı bu işe çok sıkılır ve "Allah adın zikredelim evvela / vacip oldur cümle işte her kula" beytiyle başlayan muhteşem eserini kaleme almaya başlar.
Eser bittiğinde o kadar beğenilir ki, derhal bestelenir ve tüm Osmanlı ülkesinde her vesile ile okunmaya başlar. Zamanla bu okumalar, "Mevlid meclisi" ismini alarak kendi içerisinde başlı başına bir ritüele dönüşür. Bugün dahi Kazan'dan Kerkük'e, Saraybosna'dan Üsküp'e değin İslam coğrafyasının pek çok noktasında bu şahane eser okunmaktadır.
Süleyman Çelebi, yazılma gerekçesini de hesaba katarak, eser boyunca bize demektedir ki "behey mehdi/Mesih bekleyen, bu bekleyişle ömür çürüten, bu bekleyişle robotlaşan şaşkın! Kurtuluşa bir vesile mi arıyorsun? O halde kurtuluşunun Hakikat-i Muhammediye"de olduğunu bil. Mehdi/Mesih bekleyeceğine, asıl kurtuluş vesilesi olan Efendimiz (s.a.v)'in eteğine yapış. Kurtuluş mu arıyorsun? Kurtuluş Kuran'dır, kurtuluş sünnete ittiba etmektir."
Sayfa 125 - Profil Kitap / 2017Kitabı okudu
Düşünceler
Hristiyanlıkla ilgili şu ana kadar “Mevcut kaynaklara göre Hristiyanlık(Suat Yıldırım)” İnandığımız dini hakikatler(Antun Goral) ve “İncillerin hikayesi(N.Mehmet Solmaz)” adlı kitapları okudum ve fikkatle okuyana yetecek kadar kanaat veren eserler bunlar. İncili de farklı kaynaklardan okudum, aslında sorun da bu ya, hangi incile güveneyim?
Kadının Dünyayı Algılama Şekli Erkekten Farklı / Mülâkat
Annenin çocuğuna ilk hediyesi ‘duygu kabı’dır!
Kıymetli okurlarımız, sizler için Psikolog Zühre Çelen Hanımefendi ile ‘Kadın Psikolojisi’ ekseninde röportaj yaptık. Çok verimli bir söyleşi oldu elhamdülilllah. Sizlerin de keyifle okuyacağını; verimli bulacağını ve pay alacağını
Hz. İsa
Her fotoğrafın anlatılacak bir hikayesi vardır, ancak bu fotoğrafın arkasında birden fazla anlatılan hikaye yatıyor gibi görünüyor. Peki hangisi gerçek hikaye?
Fotoğrafta gördüğünüz kişiler Pontius Pilatus'un emriyle İsa'yı çarmıha geren radikal bir örgütün gizli üyeleri. "Bîra Kûji" olarak adlandırılırlar, bu ifade İbranice "kardeşin kardeşi öldürmesi" anlamına gelir. İç karışıklığın yaşandığı dönemde Roma topluluğu derinden etkilendi ve barışın sağlanması gerekiyordu. Romalılar geleneklerine sıkı sıkıya bağlı bir topluluktur ve kavga eden kişilerin kolayca bir araya gelmelerini beklemek gerçekçi değildir. Taraflar arasındaki ihtilafın çözülmesi ve barışın nasıl sağlanması gerektiği konusunda akıl yürütebilecek kişilere ihtiyaç vardı. İşte tam bu noktada bir heyet (İhtiyar heyeti gibi düşünün) kuruldu ve bu heyet tarafların barışma isteği üzerine Vaftizci Yahya'nın vaftiz ettiği Yahudi vaiz Yeşua bar Yosef'e talepte bulundu. Nasıralı Yeşua barışı sağlamak üzerine koşar adım yola koyuldu. Ve uzun, zorlu bir süreç başladı. Yaklaşık onyıllar süren görüşmeler sırasında birçok devlet görevlisi ile görüşmeler yapıldı. Kan dökmenin anlamsızlığı vurgulandı ve barışın önemi anlatılmaya çalışıldı. İlginç bir şekilde, taraflar da barışa niyetliydi, her kesimden ateşkes çağrıları defaatla yapıldı. Fakat bazı güçler Romalılar arasındaki barışın sağlanmasını istemiyordu. Olaya müdahil oldular ve sonuç olarak karşıtlık, ölüm ve kardeş kanının dökülmesi devam etti. Ta ki "O"nu öldürene kadar.
Kaynak:
- Üzerinde oturuyorum.
Hz. İsa hikayesi
Peygamberi dağa doğru koşarken görenler, "Ey İsa, aslandan mı kaçıyorsun?" diye sormuşlar. O, "Hayır!" demiş. "Kaplandan mı ejderhadan mı kaçıyorsun?" diye sormuşlar. O yine, "Hayır," demiş ve eklemiş " ben peygamberim, aslandan kaplandan korkmam." Peki o zaman neden kaçıyorsun?" diye sormuşlar. "Ahmaklardan kaçıyorum," demiş İsa, "çünkü onlarla baş edemem."
Sayfa 171Kitabı okudu
