Bir müddet sonra Resûl-i Ekrem Efendimiz çadırından çıktı ve Hz. Ebû Bekir'e hitaben, "Ya Eba Bekir!" dedi. "Senin halin, Hz. İbrahim'in haline benzer. O, Allah'a, 'Kim bana uyarsa, işte o bendendir. Kim de bana karşı gelirse, şüphe yok ki Sen istediğin kimseyi mağfiret edersin. Zira sen, Gafur ve Rahim'sin' demişti. Ey Ebû Bekir! Senin halin, Hz. İsa'nın haline de benzer. Hz. İsa, Allah'a, Eğer, onları azaba uğratırsan, onlar Senin kullarındır. Eğer onları Affedersen, şüphe yok ki kudretiyle her şeye üstün gelen, hikmetiyle her yaptığını yerli yerinde yapan Sensin' demişti." Sonra Hz. Ömer'e dönerek, "Ey Ömer!" dedi. "Senin halin de. Hz. Nuh'un haline benzer: O, Allah'a, 'Ey Rabbim! Yeryüzünde kafirlerden yurt tutan hiçbir kimse bırakma!" demişti. Senin halin, ey Ömer, Hz. Musa'nın haline de benzer: Yüreklerini şiddetle sık; ki onlar, inletici azabı görünceye kadar iman etmeyeceklerdir!" demişti.
Sayfa 49
"Uyku, aslı olmayan hayaller gösteren bir hâlettir. Husumet harbe yol açan bir keyfiyettir. Heva ve heves işin sonunu saymamaktan ibarettir." (Hz. Ömer)
Ötüken | 7. Basım 2023Kitabı okuyor
Reklam
Hakem b. Keysän esir edilmiş ve Rasûlüllah'a getirilmişti. Hz. Peygamber, ona Islam'ı arzetu, fakat o, kabul etmedi. Rasûlullah onu yine davet etti ve uzun müddet teklifini tekrarladı. O kadar koi Hz. Ömer dayanamadı ve "Ya Rasülallah, ne diye bununla uğraşıp duruyorsun?! Vallahi, bu katiyyen müslüman olmaz. Bırak da şunun boynunu vurayım, canını Cehennem'e yollayayım" dedi. Fakat Hz. Peygamber buna kulak asmadı ve Hakemi Islam'a davete devam etti. Nihayet o müslüman olunca Rasûl-u Ekrem, ashabına döndü ve "Biraz önce size uysaydım onu öldürecektim ve o Cehennem'lik olacaktı" buyurdular. Hz. Ömer'in ifadesiyle bundan sonra Hakem, ihlaslı bir müslüman olmuş ve Allah yolunda cihadlara katılmıştır.
Sayfa 267 - Kandehlevi 1, 75-76.Kitabı okuyor
Hz. Ömer'in Kudüs'ü fethinde şehri dolaşıp bizzat Peygamber Efendimiz'in tarif ettiği Mirac Makamı'nı aradığını biliyoruz. O günkü Kudüs Patriği Soframyus'un Hz. Ömer'i ısrarla Kıyame Kilisesi'ne ve Davud Peygamber'in kabrinin bulunduğu Davud Dağı'na götürmesine rağmen, buraların tarife uymadığını söyleyen Hz. Ömer, Beytü'l-Makdis'i görünce doğru yerin burası olduğunu ifade etmiştir. Bizzat Hz. Ömer'in de katılımıyla buradaki mezbelelikler temizlenmiş ve Mukaddes Kaya'nın üzerine bir sundurma konularak burası mescid haline getirilmiştir. 685 yılında Kudüs'e gelen Hristiyan hacılardan Arculf adında bir zat, Aksa alanı içinde kare şeklinde bir binanın varlığından bahsetmiştir. Eski kalıntıların üzerine kirişler konularak inşa edilen bu yapıyı Müslümanlar namazlarını eda etmek amacıyla kullanmıştır. Hz. Ömer'in inşa ettirdiği bu yapı günümüze ulaşamamış, sadece ismi bugünlere gelmiştir. Bugün Kubbetü's-Sahra'ya yanlış bir şekilde Ömer Mescidi denmesinin sebebi budur.
Sayfa 258
Efendimizle (s.a.v.) birlikte bir grup muhacir, Kuba mescidine geldiler. Ensar topluluğundan insanlar mescitte oturuyorlardı. Efendimiz orada bulunanlara; "Siz mü'min misiniz?" diye sordu, cemaat sustu, kimse ses çıkarmadı, sonra aynı soruyu tekrar sordu. Hz. Ömer (ra) araya girip "Ya Resulullah! Şüphesiz ki, onlar mü'mindirler, ben de onlarla beraberim" dedi. Bunun üzerine Peygamberimiz (s.a.v.) oradakilere; "Kazaya razı olur musunuz?" diye sordu. Onlar "Ever" dediler. "Belaya sabreder misiniz?" diye sordu. Onlar yine "Evet" dediler. "Bollukta şükreder misiniz?" diye sordu. Onlar tekrar "Evet" dediler. Bunun üzerine Efendimiz (s.a.v.) "Kâbe'nin Rabb'inin hakkı için sizler mü'minlersiniz buyurdu ve sonra aralarına oturdu.
Hz. Ömer (r.a)
“Namazı terk edenin İslâm’dan nasibi yoktur.”
Sayfa 65 - Hüküm Kitap Yayınları, 10.Baskı,Mart 2024.Kitabı okuyor
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.