‘’ sabır,boyun eğmek değil,mücadele etmektir’’ Hz.ömer (r.a)
Hz. Ebu Bekir(r.a) konuşmamak için ağzına Çakıl koyar ve şöyle derdi:” insanları felaketlere sürükleyen onların dilleridir." Hz.Ömer (r.a) şunu söylerdi: “ çok konuşmayın. Çünkü çok konuşan çok yanılır, çok Yanılan çok günah kazanır, çok günah kazanan da cehenneme gider." İbn Mesud (r.a) şöyle demiştir: “ dil kadar uzunca hapsedilme muhtaç olan hiçbir şey yoktur." Tavus (r.a) şöyle demiştir: ”Dil canavardır; serbest bırakılırsa sahibini yer." Vehb b. Münebbih (r.h) Âl-i Davud (a.s)'ın hikmetinden şunu söyledi: ‘ akıllı bir kimseye gereken, zamanını bilmek, dilini korumak ve kendi dünyasına yönelmektir.' Hasan el-Basri (r.h) şunları söylemiştir: “Dilini tutmayan kimse, dinden bir şey anlamamıştır” “Müminin dili düşüncesinin arkasındadır. O önce düşünür ve ancak doğru bulunca konuşur. Münafığın dili ise düşüncesinin önündedir o düşünmeden konuşur Ömer b. Abdülaziz (r.a) şunu söylemiştir: “ ölümü çokça Zikreden düşünen dünyadan az şeyle yetinir; sözünü amelinden Sayan da ancak kendisini ilgilendiren konuşması gereken şeyi konuşur." Muhammed b. Vasih (r.a) şöyle demiştir: “Dilini tutmak, altın ve Gümüş’ü tutmaktan daha önemlidir." Yunus b. Ubeyd (r.h) şunu söylemiştir: “ben sözlerine dikkat eden bir insan gördükçe, onun diğer amellerinin de iyi olduğunu gördüm."
Reklam
Aynalar
"Aynalar Âlem-i Misâl'in madde âlemindeki iz düşümü. Âlem-i Misâl de geçmiş ve geleceğin yansıdığı görüntüler âlemi. Manalar Berzah âleminden suretler madde âleminden. Hz. Ömer R.A. aynaya bakarken suretini farklı görmekten korkarmış, Aşere-i Mübeşşere'den olduğu halde. Bu Hz. Ömer R.A.'nın imanının yakin mertebesini gösteriyor bize. Aynayı kapatmak doğru bir şey. Aynaya devamlı bakmak hastalık, narsistliği besler ama ayna taşımak da Sünnet-i Seniyyeden. Üstünü başını düzeltmek için hoş olmayan şeyleri gidermek için bir ihtiyaç. Aşırı olan her şey zararlı."
İnandığınız gibi yaşamazsanız, yaşadığınız gibi inanmaya başlarsınız. — Hz. Ömer (r.a)
Tarihi cevap
(Uhud Savaşının sonunda) Mekkeli müşriklerin lideri Ebu Süfyan dağın üzerine çıktı ve seslendi müminlere en yüksek sesiyle: Zafer dönüşümlüdür, dün siz bugün biz. Hz. Ömer r.a. ona cevap verdi: "Allah en yücedir. EŞİT DEĞİLİZ. BİZİM ÖLÜLERİMİZ CENNETTE. SIZINKILER CEHENNEMDE."
Ebu’l Hasan Nedvi
Ebu’l Hasan Nedvi
Kalp nasıl ölür?
Müminlerin emiri Hz. Ömer r.a şöyle der: "Çok gülenin heybeti azalır. Şaka yapan hafife alınır. Bir şeyi çok yapan onunla tanınır. Çok konuşan çok yanlışa düşer; çok yanlış yapanın hayâsı azalır; hayâsı azalanın takvası azalır; takvası azalanın ise kalbi ölür."
Reklam
Bedir savaşı müslümanların kesin zaferi ile sonuçlanınca, Peygamberimiz (sav) Ebu Cehil, Utbe ve Şeybe gibi azılı müşriklerin gömülü olduğu çukurların başına gitti ve onlara: "𝘼𝙡𝙡𝙖𝙝'𝜾𝙣 𝙫𝙖𝙖𝙙 𝙚𝙩𝙩𝙞𝙜̆𝙞 𝙖𝙯𝙖𝙗𝜾𝙣 𝙝𝙖𝙠 𝙤𝙡𝙙𝙪𝙜̆𝙪𝙣𝙪 𝙜𝙤̈𝙧𝙙𝙪̈𝙣𝙪̈𝙯 𝙢𝙪̈?" dedi. Bunun üzerine Hz. Ömer(r.a): "Ya Rasulallah! Onlar ölü, senin sözlerini duyuyorlar mı?"dedi. Peygamberimiz (sav): "𝙉𝙚𝙛𝙨𝙞𝙢 𝙠𝙪𝙙𝙧𝙚𝙩 𝙚𝙡𝙞𝙣𝙙𝙚 𝙤𝙡𝙖𝙣 𝘼𝙡𝙡𝙖𝙝'𝙖 𝙮𝙚𝙢𝙞𝙣 𝙚𝙙𝙚𝙧𝙞𝙢 𝙠𝙞, 𝙤𝙣𝙡𝙖𝙧 𝙗𝙚𝙣𝙞𝙢 𝙨𝙤̈𝙯𝙡𝙚𝙧𝙞𝙢𝙞 𝙨𝙞𝙯𝙙𝙚𝙣 𝙙𝙖𝙝𝙖 𝙞𝙮𝙞 𝙙𝙪𝙮𝙪𝙮𝙤𝙧𝙡𝙖𝙧, 𝙖𝙣𝙘𝙖𝙠(𝙨𝙚𝙨𝙡𝙞) 𝙘𝙚𝙫𝙖𝙥 𝙫𝙚𝙧𝙚𝙢𝙚𝙯𝙡𝙚𝙧."buyurdu. (Müslîm)
Sayfa 62 - Erkam Yayın San.ve Tic. A. Ş.Kitabı okuyor
Medine'de daha fazla kalamayacağını anlayan Mu'âz b. Cebel, şehit olma arzusunu dile getirerek Hz. Ebû Bekr'den yeni başlamakta olan Şam seferlerine katılmak için izin istedi. Hz. Ebû Bekr (r.a) bu âlim sahâbîye Medine'de ihtiyacı olduğu halde bu talebi geri çevirmedi. Bilahare Hz. Ömer (r.a) bu durumu şu ifadelerle anlatacaktır: "Mu'âz b. Cebel'in ayrılması Medine'yi ve Medinelileri onun fıkhından ve fetvalarından mahrum bıraktı. Ebû Bekr'e, insanların kendisine ihtiyacı olduğunu söyleyerek onu Medine'de tutmasını söylemiştim. Razı olmadı ve şöyle dedi: "O şehadet arzusuyla bir karar vermiş. Ben onu alıkoymam!"
Sayfa 74
Aynelyakîn tanıyanın mahzunluğu nasıldır kim bilir..
(…) Mu'az b. Cebel sıklıkla kabr-i saadete gidip, orada mahzun bir vaziyette vakit geçiriyordu. Bir keresinde Hz. Ömer (r.a) Muʻâz b. Cebel'i (r.a) yine mescitte ağlarken gördü ve ağlama sebebini sordu. Mu'âz (r.a) şöyle cevap verdi: "Hz. Peygamber'den (s.a.v) dinlediğim şu hadis sebebiyle ağlıyorum: "Riyanın azı (küçük) şirktir. Allah'ın veli kullarına düşmanlık eden kimse Allah'a savaş ilan etmiş demektir. Allah hallerini insanlardan gizleyen ebrar ve müttaki kullarını sever. O kimseler ki, insanlardan uzak kaldıklarında fark edilip aranmazlar. Hazır bulunduklarında fark edilip tanınmazlar. Onların kalpleri hidâyet kandilleridir. Hep karanlık ve tozlu yerlerden çıkarlar.”
Sayfa 73
Bizim mesela yolculuklarda hala bir türlü namazı kısaltamayan anlayışımızı. İlle ben farzı 4 rekat kalacağım illa namazın sünnetlerini de kılacağım diye direten halimizi. Çünkü biz bunu öğrendik başkasını öğrenmedik. Halbuki aldığımız din eğitimi bize zor ve sağlıksız olan yerine kolay ve dine uygun olanı verebilirdi. Mesela şu bilgi benim zihnimde çok şey değiştirmiştir: Abdullah bin Ömer r.a bir yolculukta Mekke ile Medine arasında mola verdi insanlara öğle namazını cemaatle kıldırdı sonra döndü yola devam etmek için devesine tam binecekken arkasına baktı biraz önce farz kıldırdığı cemaatten bazı adamların namaz kıldığını gördü. "Ne yapıyorlar bunlar?" diye sordu. "Sünneti kılıyorlar efendim." dediler. Gayet doğal karşılanabilecek biçimde mesela öğle namazının son sünnetini kılıyorlar. Hz Ömer'in oğlu o büyük ilim insanı dedi ki: "Ben sünnet kılacak olsam önce farzımı tam kılarım. Ben, Allah Resulü s.a.v ile yolculuk yaptım Ebubekir r.a ve babam Ömer'le r.a yolculuk yaptım. Hiçbirisinin yolculukta farzdan başka bir şey kıldığını görmedim."
Sayfa 112Kitabı okudu
Reklam
Dağlara buğdaylar serpin. 'Müslüman ülkede kuşlar aç' demesinler. Hz. Ömer (r.a)
Zeyd (r.a) ve Oğlu Üsame
Hz. Ömer hilafeti döneminde, Zeyd'in oğluna kendi oğlundan çok daha fazla maaş bağlar. Hz. Ömer'in öz oğlu olan Abdullah b Ömer, Hz. Ömer'e mealen '' Zeyd'in oğluna neden benden fazla maaş bağlıyorsun?'' diye sorar. Sonuçta birisi halife oğluyken diğeri insanların pek çoğunun nezdinde azatlı bir kölenin oğlu hükmünde görülüyor. Hz. Ömer oğluna '' Üsame, Resulullah'a senden ve babası Zeyd de senin babandan daha sevgilidir.'' buyurur.
Sayfa 68 - İnsan YayınlarıKitabı okudu
KUDÜS’ÜN FETHİ
Bugün Hz. Ömer zamanında İslam ordusu Kudüs'ü fethetti (636) Hicret’in 15. senesinde Amr bin Âs (r.a.), Gazze, Sebastıyye, Nablus, Yafa beldelerini ve civarlarını fethettikten sonra Kudüs’ü muhasara etti ve şehirdekilere beldenin teslimi için haber gönderdi. Kudüs’ün ileri gelenleri, Halîfe Hazret-i Ömer (r.a.) bizzât gelip de söz ve af
Hz. Ömer (r.a) der ki: "Allah'ı zikretmeye devam edin. Zira o şifadır. İnsanlardan da dilinizi çekin, çünkü o hastalıktır."
Sayfa 165
Tevbeden maksad günahı bilip yapmamaktır. Ameli salihte bulunmaktan maksad kendini beyenmemektir . Şükürden maksad aczini itiraf edip kulluğu bilmektir... HZ .ÖMER R.A .🌿
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.