O Mutlak Kudret ve o Ebedî Varlık lûtfedip inayet edince, demir Hz. Davud'un elinde yumuşak bir muma dönüştü. Hz. Süleyman'a da taç ve taht verdi; yüzüğünden ötürü cinler ve periler onun emrine boyun eğdi.
Mekke'de indirilmiştir. 93 ayettir. Hz Süleyman'ın ordusuna yol veren karıncadan söz ettiği için karınca anlamına gelen bu ismi almıştır.
Tevhid peygamberlik ve ahiret inancını merkezi alan surede özellikle ahireti inkar etmenin sebep olduğu olumsuzluklardan söz edilir.
Kuran'ın hiçbir ayetinde heykel yasaklanmazken Hz. Süleyman'ın saltanatının bir ihtişamı olarak gösterilen heykele bu Sebe Suresi - 13. ayetin beyanına rağmen "haram" denerek nasıl karşı çıkılabilir?
Malın, mülkün, gücün esiri olmadan nimetleri vereni unutmadan şükür ile Rabb'ine iltica eden Hz. Süleyman'ın varlıkla imtihanı, her birimize kulluğumuzun sınandığı imtihanlarda nasıl bir duruş sergilememiz gerektiğini göstermektedir.
Birinci Dunya Savasi sonrasinda kurulan ve Birlesmis Milletler'in oncusu olan Milletler Cemiyeti, 1922'de "Filistin'de yasayan halklar kendilerini yonetebilecek duruma gelene kadar" bolgenin Ingiliz mandasi olarak kalmasina hukmetti. Bolgenin adi Filistin Mandasi olmus; Filistin adi resmiyet kazanmisti.
Milletler Cemiyeti, mandayi kabul etmekle kalmamis, Balfour Deklarasyonu'nun hedefini hayata gecirmekle de gorevlendirmisti. Yani Yahudiler icin bir "yurt" kurulma hedefini. Araplar bu duzenlemeye itiraz etti. Yahudilere ait bir ulke kurulursa teknolojik acidan guclu, Batililarin destegini almis ve dini acidan cok farkli bir milletin boyundurugu altina girmekten ve son tahlilde topraklarindan atilmaktan korkmuslardi.
Taraflar genel olarak Filistin'i paylasmak istemedikleri gibi uc dince kutsal sayilan Kudus'u de paylasamiyorlardi. Yahudilerim kutsal saydigi Suleyman Tapinagi'nin insa edildigi Tapinak Tepesi, Kudus'teydi. Tapinak Tepesi'ni cevreleyen antik istinat duvarinin bir kismi, bugun "Aglama Duvari" olarak bildigimiz buyuk bir parcasi hala ayaktaydi.
Bu kutsallik yiginini daha da icinden cikilmaz hale getirense Tapinak Tepesi ile Muslumanlarin kutsal bildigi Kubbetus-Sahra ve Mescid-i Aksa gibi yapilari barindiran Harem-i Serif'in ayni yer olmasiydi! Emevi halifesi Abdulmelik, 691'de Hz. Muhammed'in miraca ciktigina inanilan yerde ayagini bastigi yere altin kubbesiyle tanidigimiz Kubbetus-sahra'yi, hemen karsisina da Mescid'i Aksa'yi yaptirmisti.
Hz. Süleyman: "Dünyadaki her şey: delilik ve bilgelik, zenginlik ve yoksulluk, sevinç ve acı; bunların hepsi boştur, hiçtir. İnsan ölüp gider ve ardında hiçbir şey kalmaz. Ve bu saçmadır." der.
“Hz. Süleyman'a layık zambağın görkemli ipek giysisiyle, menekşelerin çok renkli minesiyle birlikte ve bilhassa, hâlâ son donların serinliğini taşıyan, bu sabahtan beri bekleyen iki kelebek için, ilk Kudüs gülünün kapısını aralayacak olan esintiyle birlikte gelin.”
Babillilerin m.ö 586'da Kudus'u ele gecirip Suleyman Tapinagi'ni yikmasiyla bolgedeki Yahudi hakimiyeti, bir daha kurulacagi 20. yuzyila kadar ortadan kalkacakti. Aradaki yirmi bes asir boyunca Filistin'i sirasiyla Persler, Yunanlar, Romalilar ve 638'de Hz. Omer'in Kudus'u almasinin ardindan da hepsi Musluman olan Emeviler, Abbasiler, Selcuklular, Fatimiler, Eyyubiler, Memlukler ve Osmanlilar yonetti.
M.ö 66'da Filistin'i ele geciren Romalilarin bolgeye hakim olmasindan itibaren Yahudiler, sik sik ayaklanmaya baslamisti. 117-138 yillarinda iktidari elinde tutan Roma Imparatoru Hadrian, ayaklanmalardan illallah edince bolgenin Yahudi kimligini silmek adina o gunlerde Yehuda olarak bilinen adini, Yahudilerin iki asir savastigi milletten hareketle, Filistin olarak degistirdi. Romalilar bu isme asinaydi zira M.ö 5. yuzyilda yasayan unlu tarihci Heredot ve m.ö 4. yuzyilda yasamis olan Yunan dusunur Aristo, eserlerinde bolgeden Filistin adiyla bahsetmisti. Hadrian, kullanimi bir bakima resmilestirmisti. Imparator Yahudiligi fiilen yasakladigi gibi Yahudilerin cogunu bolgeden surmustu de. Yahudilerin asirlar surecek ve vaadedilmis topraklara donme hayaliyle yasayacaklari surgun hayati boyle baslamisti. Rusya ve Avrupa basta olmak uzere bircok yere dagilacaklardi.
Bir nokta bulunca ha ben ha senmiş
Peygamberde olsan çile var denmiş
Hz. Süleyman(...) nefsi nasıl yenmiş
Dertsiz ÂDEM(...) adam olamaz
Yerinde hikmetli söz ise sahibini aratır
Bir öz aranır bunda çünkü bir iz bırakır
Yol varsa yürünecek yolcuyuda yaratır
Dertsiz adam ÂDEM(...) olamaz
ALLAH ADAMI olmaya çıkınca yola
Nefs peşinde koşmaya biraz mola
O zaman erler meydanda belli ola
Dertsiz kalem destan yazamaz
Rivayete göre Hz. Süleyman ayakta ansızın vefat etmiş, bir süre bastonuna dayalı olarak öylece kalmış, cinler onun öldüğünü bilememişlerdi. Bir ağaç kurdu bastonu kemirmiş, baston kırılınca Hz. Süleyman yere düşmüş ve böylece öldüğü anlaşılmıştı. Bekleyiş ayette çok belirgin bir şekilde öne çıkarılmış.
"Süleyman’ın ölümüne hükmettiğimizde, öldüğünü, ancak asâsını kemiren ağaç kurdu göstermişti. Süleyman’ın cesedi yere yıkılınca ortaya çıktı ki, eğer cinler gaybı bilmiş olsalardı o aşağılayıcı eziyete katlanıp durmazlardı."
Cinler bile bekleyişten nasibini almadan kurtulamıyor.
youtu.be/BlmzHf6ywkQ?si=...
Bir Müslüman buraya, ilk kıblem derken, bir Hristiyan Hz. Zekeriya'nın şehit edildiği, Hz. Meryem'in ikamet edip yetiştiği yer gözüyle bakar. Yahudiler için ise bu mukaddes alan Hz. Davud ve Hz. Süleyman ile başlayan bir dizi hadisenin cereyan ettiği yer olması bakımından önemlidir.
Kaçıncı defa okudum hatırlamıyorum, kaynak olarak kaç defa elimden geçti onu da bilmiyorum ama her okuduğumda "ya ben bunu nasıl unuttum" dediğim bir kitap. Bu sefer evlatlarımla birlikte hatırladık. Gece yatmadsn önce masal okuma yaşını geçince gerçek kurtarıcılarımız ile tanıştılar.
İslam Tarihinden Altın Sayfalar kitabında şöyle bir bilgi geçiyor; "Peygamberimizin üç temel vazifesi vardı; tebliğ, tedbir ve tezkiye. Efendimiz bu vazifelerini hakkıyla yapabildiği için başka birine ihtiyaç yoktu. Onun irtihalinden sonra tebliğ vazifesi alimlere, tedbir vazifesi Sultan ve emirlere, tezkiye vazifesi mürşidi kamillere verildi"
İşte bu kıymetli vazifenin ilk sahibi Hz. Ebubekir Efendimiz'den bil itibar 33 kıymetli mürşid ve onların hem ibret hem izzet dolu aziz ömürleri. Evladı olmaktan gurur duyduğum, bütün vasıflarımın üstünde "ben İmami Rabbani Evladıyım" dediğim Hazreti Üstazım Süleyman Hilmi Tunahan Efendi Hz.leri başta olmak üzere bütün silsilesi sadaatımızın şefaatleri üzerimize olsun.