Ayrılır
Ayrılmaz deme sevdiğim… Ayrılır.. Et tırnaktan…koyun kuzudan…yavru anadan..ayrılır… Ayrılmaz deme… Ayrıldıysa şems mevlana’dan, Ayrıldıy’sa ay bile dünya’dan Vakti gelince mecnun bile leyla’dan usul usul ayrılır…
Müslümanlar, Kudüs'ü Ömer (r.a) döneminde fethettiler. Şehri Yahudilerden teslim almadılar. Bilakis o sırada şehirde bir tek Yahudi bile yoktu. Kudüs'e girmeleri Romalılar tarafından yasaklanmış ve dört asır boyunca onlar oraya girememişlerdi. Ömer'in Kudüs patriğine taahhüt ettiği şartlardan birisi de şehre hiçbir Yahudi'nin sokulmayacağıydı. Hz. Ömer'in imzaladığı bu anlaşma, İslâm tarihi boyunca harfiyen ve büyük bir ciddiyetle tatbik edildi.
Reklam
GAYB MESELESİ
Gaybı Allah bilir ama Nur Risaleleri'nden yaptığımız bu alıntılardan, evliyanın gaybı bildiği sonucu çıkmaktadır.(Hâşâ) Nitekim bu kanaat Nur Risaleleri'nde açık olarak belirtilmiştir: Madem Hz. Ali (R.A.) "ene medînetu'l-'ilmi ve 'aliyyun babuha" hadisine mazhardır. Hem madem Şah-ı Velayet ünvanını alarak
Sayfa 216 - Süleymaniye vakfıKitabı okuyor
Araplar, Kudüs ve Filistin'e yerleşmiş, asırlar boyu Kenanlılar ve daha birçok Arap kabilesi burada yaşamışlardır. Hz. İbrahim (a.s), yanına eşi Sara'yı da alarak asıl vatanı olan Irak'tan hicret etmiş ve buraya yerleşmiştir. Eski Ahit'e göre İbrahim (a.s) Filistin'e geldiğinde 75 yaşındaydı.
Hz. Ebû Hureyreden rivayet edilmiştir: Rasulallah (s.a.v) şöyle buyurdu; "Güneşin doğduğu her günde, insan bedenindeki mafsallar için ( yani onların selametine şükretmek) için sadaka vermelidir... Senin iki kişi arasında adaletli karar vermen sadakadır. Bir adamı bineğine bindirmek veya eşyasını yüklemekte ona yardım etmen sadakadır. Güzel söz sadakadır. Namaz için her attığın adım sadakadır. Yoldan eziyet veren şeyi uzaklaştırman sadakadır.
Sayfa 173 - GülistanKitabı okuyor
Bir dönem insanlar İslâm'a ait olmayan şeyleri İslâm'a kattı. İslâm'dan olmayan bir takım yabancı unsurlar İslâm'a girdi. Böylece onun güzelliği bozuldu, berraklığı çamura battı. Bidatlar yayıldı. İnsanlar, "Bidat-ı Hasene" adıyla ve "Hayrın ziyadesi hayırdır" sloganı altında, Allah'ın kitabında indirmediği şeyleri İslâm'dan kabul eder oldu. Hz. Peygamber (sav), dinde ilaveyi yasaklamıştır, nitekim ilaveyi kabul eden, eksilmeyi de kabul eder. Kamil olan, ne ilaveyi ne de eksilmeyi kabul eder. Allah (cc), dinini tamamlamıştır, kimseden ziyade kabul etmez. "Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim. Size nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm'ı seçtim." Dine ziyade getirmek isteyen kişi sanki Allah (cc)' düzeltiyor ve dinin nakıs olduğunu iddia ederek, onu tamamlamak istiyor.
Reklam
8934. İbn Büreyde, babasından naklediyor: Resulullah (sav) hastalandığında şöyle buyurdu: "Ebu Bekr'e emredin, namazı kıldırsın." Bunun üzerine Hz.Aişe: "Ya Resulallah! Babam çok yufka yürekli biridir" deyince, Hz.Peygamber (sav) yine: "Ebu Bekr'e emredin, namazı kıldırsın. Çünkü siz (ey hanımlar), Hz.Yusuf'un (yani onu fitneye sürüklemeye çalışan) oda arkadaşlarısınız" buyurdu. Böylelikle Hz.Peygamber (sav), hayatta iken Ebu Bekr insanlara imamlık yaptı. Hadisi imam Ahmed rivayet etmiş olup, ravileri Sahib'in ravileridir.(1) **************************** (1) Müsned-i' Ahmed (5/361)
Sayfa 33 - Ocak Yayıncılık
Hz. Yusuf'u babası sevdi diye kuyuya, Züleyha sevdi diye zindana attılar. Sevginin imtihanı çok olur.
“Hz. Yusuf'u kuyuya atan elleri yıllar sonra Hz. Yusuf'tan azık dilenen eller yapan Allah, geciktirir; lâkin asla ihmal etmez.”
Müslümanların birçoğunun, Yahudilerin, itikat yönünden, Hiristiyanlardan daha kötü olduklarını düşünmelerinin sebebi onların İslâmî dâvete ve İslâm Peygamberine (s.a.v) karşı sergileye geldikleri kötü tutumlarıdır. Hz. Peygamber döneminde Medine'de bulunan Benî Kaynukâ, Benî Nadîr ve Benî Kureyza Yahudilerinin tutumu da bu anlayışın başlıca sebeplerindendir.
Reklam
Mübin olan Kur'an-ı Kerim, güneştir ve güneşin önü arkası olmaz; onu hayatının ölçüsü yaparsan, attığın her adımda onunla olursan, seni her zaman ısıtır ve yolunu aydınlatır. Yeter ki ona sarılmayı bil.
Kur'an-ı Kerim'in girişinde ذٰلِكَ الْكِتَابُ لَا رَيْبَۚۛ فٖيهِۚۛ "Bu kendisinden asla şüphe, çarpıklık ve karışıklık bulunmayan bir kitaptır. " ayet-i kerimesi(Bakara, 2/2) bulunmaktadır.
Yusuf Süresi Bizlere Şunları Anlatmaktadır:
- İmtihan olan bu dünya hayatında her şeyi değiştiren; - İmha değil İhyadır. - İhmal değil İkmaldir. - Yakınma değil Duadır. - Şikayet değil Şükürdür. - Acelecilik değil Sabırdır.
Kur'an-ı Kerim'de Kıssaların Anlatılma Sebepleri:
- Allah'a isyandan sakınılması, - Peygambere itaatte kalınması, - İbret, ders, nasihat ve öğüt alınması, - Allah'ın rızasına ulaşması ve o ödüle layık olunması - İslam'ın bizlerden istediklerinin aktarılması ve hedeflerinin açıklanması
Belki de Yusuf süresindeki en önemli ve en hüzünlü ders, bu hayatta yakınında olan kimsenin, bazen seni en çok seven kimse olmayışıdır.
Resim