.. gençtim ya, ne fark eder deyip
geçerdim
nehrin uğultusu da olur, dalların hışırtısı da
gözyaşı, çiğ tanesi, gizli dert veya
verem
ne fark eder demişim
bilmeden farkı istemişim.
Vay beni leylak kokusundan çoban çevgenine
arastadan ırmaklara çark ettiren dargınlık ..
“Gitgide alışıyorum sana.
Hiçbir alışkanlık bu kadar güzel olamaz
Ellerin ellerimden uzaksa nasıl güçsüzüm bilemezsin
Yanımda olduğun zamanlar ;
Sigara dumanı gibi ciğerlerime doluyor
Alkol gibi damarlarıma yayılıyorsun.”
Ümit Yaşar Oğuzcan / Alışkanlık
..."hatta en kalabalıklar içinde bile onu yakalayıveriyordu, onu tarif etmeye kalksa anlatamazdı, yazmaya kalksa onu betimleyebilecek her sözcük birdenbire kendini yok ederdi, beyninin en aktif olduğu zamanlar bile bu duyguya bir çözüm üretemezdi, ve insanoğlunun bu kadar çaresiz kalıp bir çözüm üretemediği tek duygu aşktan başka neydi ? "
Azif / İlknur Yavuz / 2019
Beni bu güzel havalar mahvetti,
Böyle havada istifa ettim
Evkaftaki memuriyetimden.
Tütüne böyle havada alıştım,
Böyle havada aşık oldum;
Eve ekmekle tuz götürmeyi
Böyle havalarda unuttum;
Şiir yazma hastalığım
Hep böyle havalarda nüksetti;
Beni bu güzel havalar mahvetti
bu şuursuz beklemeler yıpratmaya başladı beni
geceler gündüze inat bulaşıyor ellerime camlardan
alnımı dayadığım pencereden dışarıyı seyrediyorum
karanlık, kopkoyu bir karanlık sarmış şehri
sirenlerin umursamaz gürültüsü korkutuyor beni
ambulanslar hızlı hızlı seni taşıyormuşçasına
huzursuzum,
yoksun bulamıyorum seni
en son o gece gördüm seni
yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı ,
yetmişinde bile , mesela, zeytin dikeceksin,
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
yaşamak, yani ağır bastığından. '