Buhara bostanı hariç doğuda ve batıda lezzette rakipsizdir Huvarezm bostanı! Huvarezm bostanının kabuğu yeşil, içi kırmızıdır. Gayet tatlı ve sertçedir. İşin garip yanı bu meyve kurutuluyor; tıpkı bizim orada ahududunun ve Malakka incirinin kurutulup kalıplara bölünmesi gibi! Bu karpuz Huvarezm'den toplanıp Hint'in ve Çin 'in en uzak köşelerine ihrac edilir. Kuruyemişlerin hiçbiri bu denli lezzetli değildir! Hint beldelerinden Dihll'de ikametim esnasında misafirlerin gelişini dört gözle bekler, onlardan kuru Huvarezm bostanı satın alırdım. Hint hükümdarı, huzuruna bu yemişten getirilse hemen bana gönderirdi; zira çok sevdiğimi bilirdi! Onun güzel adetlerinden biri de yabancı misafirleri ülkelerinin meyvesiyle sevindirmekti. Böyle sürprizleri çok severdi.
Hint ülkesinde Haydariler adı verilen dervişlerden bir bölük, yanımıza gelerek bir gece misafir kaldılar. Bu taifenin üyeleri boyunlarına demir bukağılar, kollarına demir halkalar geçirmişti. Reisleri simsiyah bir adamdı. Biraz sonra yapacakları raks esnasında yakmak için benden odun istedi. Bu yörenin valisi olan ve Hammar adıyla tanınan Aziz'e rica ettim, odun toplansın diye. Neredeyse on yük odun gönderdi Aziz. Dervişler yatsı namazından sonra ateş yaktılar. Odunlar kor haline gelince sema etmeye başladılar; kızıl alevin içine dalıp dans ettiler, yuvarlandılar. Üstadları benden bir gömlek istedi. Kendisine uzattığım gayet ince gömleği giydi. Közlerin içinde yuvarlandı ve gömleğin yeniyle korlara vurdu, vurdu, vurdu. Sonunda ateşi söndürdü. Biraz sonra gömleği bana getirdi. Hiçbir noktasında yanık izi yoktu! Hayretler içinde kaldım.
Reklam
"Aslında kader yoktur, mükellef (sorumlu insan) kendi eylemlerini yaratır!" diyorlar.
İskenderiye'nin limanı muazzamdır. Hindistan'ın Kavlem ve Kalikût limanları, Türk yurdunun Kırem[=Kırım] yöresindeki kâfirlerin Surdak limanı ve Çin'in Zeytûn limanı istisna edilecek olursa yeryüzünde buraya denk bir deniz ticaret merkezi görmedim.
Basra şehri Fırat ile Dicle'nin sahilindedir. Orada, Mağrib şehirlerinden Vadi-i Sela ve sairede olduğu gibi, med ve cezir olur. Bahr-ı Faris (Basra Körfezi) 'ten çıkan suyu tuzlu haliç şehre on mil uzaklıktadır. Med esnasında tuzlu su tatlı suya ve cezir zamanında ise tatlı su tuzlu suya galebe çalar. Basralılar evlerine bu sudan aldıklarından suları deniz suyu gibidir, denilir.
Sayfa 143 - Yeni Şafak Kültür Armağanı Baskı İmaj, İlk Türkçe Baskı ve Çevirmeni, 1907 Muhammed Şerif Paşa Sultan V. Mehmet Reşatın Katibi
Basra
Basralılar cuma namazını yukarıda bahsi geçen Hazret-i Ali mescidinde eda ederler. Bundan sonra mescidin kapısı kapatılarak yalnız cuma günleri oraya gelirler. Bu mescid en güzel camilerden biridir. Hazret-i Osman'ın şehit edildiği sırada okumakta olduğu Mushaf-ı Şerif orada olup, "feseyekfikühumullah ve huvessemiulalim" ayet-i kerimesinin bulunduğu sahifede kan lekesi görülmektedir.
Sayfa 142 - Yeni Şafak Kültür Armağanı Baskı İmaj, İlk Türkçe Baskı ve Çevirmeni, 1907 Muhammed Şerif Paşa Sultan V. Mehmet Reşatın Katibi
Reklam
530 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.