"İbn Abbas (ra): 'Dünya hayatının müjdesi (büşra), ölüm esnasında rahmet meleklerinin Allah'tan getirmiş oldukları müjdedir. Ahirette ise, mü'minin ruhu çıktığı esnada, Allah'a çıkarılırken, gelinin baba evinden koca evine götürülmesi gibi götürülür ve ruhuna Allah'ın hoşnudluğu müjdelenir.'der."
İnsan Yayınları,60
İbn Teymiye hadd-i zátında çok alim, zahid, âbid bir kimse idi. Talebesi İbn Kayyim el-Cevziyye de öyledir. Fakat bunlar, ihtilaflı meselelerde çok ileri gitmişler, kendileri gibi düşünmeyenlere çok ağır şekilde çatmışlar, gulüvve(haddi aşma) sapmışlardır. Onların meşrebindeki kimseler yüzünden de İslâm dünyasında asırlardan beri sona ermeyen çekişmeler, fikir kavgaları sürüp gitmektedir. İbn Teymiye bütün İslam dünyasının hürmet, sevgi ve hüsn-i zannını kazanan Şeyh-i Ekber Muhyiddin Arabi hazretleriiçin Şeyh-i ekfer [en kafir şeyh] diyecek kadar müfridane hücumlarda bulunmuştur. Aşırı hareketleri, yersiz tenkidleri, gulüvv'leri ve halkın zihnini karıştıran bazı fetva ve ictihadları yüzünden de Ehl-i Sünnet uleması tarafından hayatının son devresinde hapsine karar verilmişti.
Sayfa 102 - Bedir
Reklam
Bu yüzden Sufi üzülemediği için de üzülür, ağlayamadığı için de ağlar. (Ibn i Kayyim el Cevziyye)
İbn Mesud (رضي الله عنه) der ki: ‎Peygamberlerden hangisi bir derde düçar olmuşsa, ‎Allah'tan, O'nu tesbih ederek yardım istemiştir…
İbn Kayyim dedi ki: Peygamber (sav) en-nevazil kunutunu bazı kimselere yardım, bazılarına ise ceza istemek için yapardı. Kunut yaptığı esarette olanlar hür olduktan sonra ve ceza istediği de tevbe edip İslama girdikten sonra kunutu terkederdi. Onun kunutu bir nedenden kaynaklıydı, ne zaman bu neden aradan kalksa kunutu da durdururdu.
Sayfa 272
İbn Kayyim Cevziyye (حمـہ اللـہ تعالـﮯ) şöyle demiştir: Günahların ve aşırılıkların etkilerinden biri de toprakta, suda, havada, ekinlerde, meyvelerde ve meskenlerde çeşitli bozulmalara yol açmasıdır.
Sayfa 157
Reklam
İmam İbn Kayyim (رحمـہ اللـہ تعالـﮯ) şöyle demiştir: Hayra davet edenler, Allah'ın kitabına ve Rasulünün sünnetine davet edenlerdir. Falan filanın görüşüne davet edenler değil.!
Sayfa 229
İbn-i Abbas (r.a.) Peygamber'in (s.a.v.) şöyle buyurduğunu rivayet eder: "Kim, eceli gelmeyen bir hastayı ziyaret eder de o hastaya yedi defa: 'Büyük arşın Rabbi olan yüce Allah'tan ona şifa vermesini dilerim.' diye dua ederse Allah o kimseyi kesinlikle o hastalıktan afiyete kavuşturur.' " Ebu Davud, 3106
Bazen başına gelen belâlar Allah’ın senin şikâyetlerini işitmesi içindir. Allah, seni kendisine yalvarırken görmeyi sever.. İbn-i Kayyim (rahmatullâhi aleyh) dedi ki: “Allah kulunun şikayetlerini, yalvarmasını ve duâsını duymak için de kulunu imtihân eder.” Cilt, 3, s.187
Sayfa 487
İbn-i Kayyim (حمـہ اللـہ تعالـﮯ) şöyle demiştir: Bu Şiiler, Ademoğulları için bir utanç haline geldi ve aklı başında her insan tarafından alay konusu oldu.
Sayfa 152
Reklam
İbn Kayyim (رحمه اللَّـه) şöyle demiştir: Kim insanların en güçlüsü olmayı seviyorsa, Allah'a güvensin.
Sayfa 364
SubhanAllah...
‎İbn Kayyım رحمه الله der ki; ‎Ruh, musibetlere uğramadan asla arınamaz. İçindeki tüm adi metalleri çıkarmadan asla saf olamayacak olan altın gibidir…
İbn Kayyim (rahîmehullâh) şöyle demiştir: "İslâm; Allâh'ı birlemek, sadece O'na ibâdet etmek, O'na hiçbir şeyi ortak koşmamak, Allâh'a ve Rasûlü'ne îmân etmek, Rasûl'ün getirdiklerinde ona tâbi olmaktır. Kul bunu yapmadığı sürece Müslüman olamaz. Eğer inatçı (yani bilerek inkâr eden) ve zorba bir kâfir değilse de en azından câhil bir kâfirdir."
Sayfa 411
İbn Kayyim (rahîmehullâh), Allâh ismi şerîfi hakkında şöyle demiştir: "Allâh ismi, Allâh'u Teâlâ'nın mabûd ve ilâh edinildiğini gösterir. Çünkü tüm yaratıklar sevgi ve yüceltme ile ihtiyaç ve sıkıntılarında O'na yönelerek, sadece O'nun ilâhlığını kabullenmişlerdir. Bu, Allâh'ın rab oluşunun ve merhametinin, mülk ve hamdinin kemâlini içerir. İlâh, rab, rahmân ve mülkün yegâne sâhibi olmasını gerektirir. Aynı zamanda bu, tüm kemâl sıfatlarını da gerekli kılar. Bu isim korku anında söylense, kulun korkusu yok olur, sıkıntı anında söylense, Allâh'u Teâlâ kulunun sıkıntısını giderir. Bir tasa, keder ve endişe anında söylendiğinde, Allâh'u Teâlâ kulundan keder, tasa ve endişeyi giderir. Kul sıkıntıda iken 'Allâh' dese, Allâh onu bolluğa eriştirir. Zayıf ve güçsüz biri bu ismi söylese, Allâh'u Teâlâ ona güç ve kuvvet kazandırır. Yenik düşmüş biri söylese, Allâh'u Teâlâ kendisine yardım eder ve onu destekler. Başı sıkışmış biri O'nu çağırsa, Allâh'u Teâlâ sıkıntısını önler. Kovulan ve yerilen ancak O'na sığınır."
Sayfa 56
İbn Abbas (r.a.) Peygamber'in (s.a.v.) iki secde arasında şöyle dediğini nakletmiştir: Allahümmagfirlî verhamnî vehdinî ve âfinî verfa’nî vecburnî verzuknî (Allah'ım! Beni affet, bana merhamet eyle, bana hidayet et, bana afiyet ver, beni rızıklandır.)
623 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.