İbn Kayyim rahimehullah dedi ki:
Kalp iki şeyden dolayı paslanır:
gaflet ve günah...
Kalbi parlatan da iki şeydir:
istiğfar ve zikir...
Her kimin vaktinin çoğu
gaflet ile geçiyorsa onun kalbi üzerindeki
pas birikmiş ve kalıplaşmış demektir.
Kişinin kalbinin pası, gafletine göredir.
Paslanan bir kalbe bilgiler olduğu gibi işlemez.
Böyle bir kalp batılı hak suretinde
hakkı da batıl suretinde görür. Çünkü kalbin üzerindeki
pas birikmiş olduğundan dolayı kalp kararmıştır.
Kalp kararınca da hakikatlerin şeklini olduğu gibi
göremez.
İbn Kayyım rahimehullah dedi ki:
Hatırlatma ancak yaşayan bir kalp tarafından algılanır. Ölü bir kalbe gelince, bildiğiniz gibi yara ölüye acı vermez.
Zâdu'l-Meâd
İbn-i Kayyim (rahimehullah) dedi ki:
"Kim hamd etmeye devam ederse hayırlar onun peşinden gider.
Ve kimde İstiğfar'a devam ederse ona kapalı olan şeyler açılır."
Muhammed b. Vâsi rahimehullâh dedi ki:
“(Sahâbeden) bana ulaşan habere göre ölüler cuma günü, bir önceki gün ve bir sonraki gün kendilerini ziyaret edenleri tanırlar.”
Beyhakî, Şu‘abü’l-îmân, nr. 8862;
İbnü'l-Kayyim, Zâdü’l-meâd, 1/402;
İbn Receb, Ehvâlü’l-ḳubûr, s.87.
Özellikle musibetler esnasında tüm farzlarda kunut yapmak meşrudur. Nebi (aleyhisselam) beş vakit namazda da kunut yapar, Müslümanlar için yardım ister ve kafirlere lanet ederdi.
Ebu Hureyre dedi ki: "Allah'a yemin olsun ki sizlere Rasûlullah'ın namazını açıklayacağı göstereceğim." Ebu Hureyre (radıyallahu anhu) öğlen, yatsı ve sabah namazında kunut yapıyor, mü'minlere dua edip kafirlere lanet ediyordu. Müslim Sahihinde rivayet etmiştir.
Sahihayn'de Eyyüb'ün Muhammed'den, onun da Enes'ten rivayet ettiği şu hadis geçmektedir: "Nebî (aleyhisselâm) sabah namazında rükudan sonra kunut yaptı."
Yine Sahihayn'de Süleyman et-Teymi'nin Ebi Meclez'den, onun da Enes'ten rivayet ettiği şu hadis geçmektedir: "Nebî (aleyhisselam) bir ay boyunca Ri'l ve Zekvan'a (kabilelerine) kunut yaparak beddua etti."
Ebu Davud Sünen'inde Hilal b. Habbab yoluyla İkrime'den İbn Abbas'ın şöyle dediğini aktarmıştır: "Rasûlullah (aleyhisselâm) tam bir ay boyunca hiç aralık vermeden, her namazın peşinde, öğle, ikindi, akşam, yatsı ve sabah namazlarında kunut yaptı. Şöyle ki: son rekatta "semiallahu limen hamideh" deyince Süleym aşiretinden Ri'l, Zekvan ve Useyye kabilelerine beddua ediyor, namazda kendine uyanlar da amin diyorlardı." İbn Kayyım (rahimehullah) şöyle demiştir: "Bu hadis sahihtir."
Bu kunut Müslümanların mescidlerinde sıkıntı yok oluncaya ve musibet ortadan kalkıncaya dek devam eder.
Duada sünnet olan namaz kılanların duaya amin diyebilmesi için, duanın açık- tan sesli bir şekilde yapılmasıdır