Avrupa'nın Osmanlı/Türk imajını oluşturan tarihi olaylar arasında İstanbul'un fethi, Kanûnî Sultan Süleyman'ın dillere destan devlet adamlığı ve zenginliği, yenicerilerin askerî cesareti yahut haremlerin "gizemli dünvası" kadar, Osmanlı tarihinin en hazin hadiselerindenbiri de yer almaktadır. Bu, XV. yüzyılın ikinci yarısında bütün Avrupa'da konuşulan Cem Sultan olayıdır. Türkler arasında da yüzyıllar boyunca nedametle konuşulan Cem Sultan hadisesi Avrupa'da büyük yankılar uyandırmış, Osmanlı-Avrupa ilişkilerinde yabana atılamayacak bir rol oynamıştır.
Sayfa 119Kitabı okudu
Misyonumuz
Kültürel ön yargıların, kategorik ret ve kabullerin tahayyül dünyamızı ve yaşam alanımızı alabildiğine daralttığı şu günlerde, kendimiz kalarak ötekine açılmayı öğrenmek zorundayız.
Sayfa 10 - İSAM YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Bismillahirrahmanirrahim.
Kendini ontolojik mânada evrenin merkezinde gören bir topluluk, herhalde başkalarını “barbar, parya” olarak görmekten çekinmeyecektir.
Sayfa 7 - İSAM YayınlarıKitabı okuyor
Duymak için susmayı öğrenmek gerekir.
Sayfa 60 - İnsan yayınlarıKitabı okuyor
Zira fikri olmayan sözün derinliği yoktur.
Sayfa 49 - İnsan yayınlarıKitabı okuyor
Dil asaletini yitirmişse düşünce de fakirleşir.
Sayfa 47 - İnsan yayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Ancak bilgi ve erdeme sahip olanlar dünyanın isinden, pasından, kirinden ve kötülüklerinden kendilerini koruyabilirler.
Sayfa 45 - İnsan yayınlarıKitabı okuyor
Aristo, "Bir şeyi bilmek, onun kaynağını bilmektir." der. Yani bir şey bilmek, onu ortaya çıkaran ilk sebebi bilmektir. Ağacı binmek, tohumu bilmeyi gerektirir. Tohumu bilmek toprağı, suyu, güneşi ve tüm bunların ötesinde canlı olmanın manasını bilmektir. Ve tüm sistemde ilk sebep yani muharrik–i evvel, evrendeki tüm hareketi değişimi, dönüşümü başlatan ilkedir ve bu, ilk muharrik ve ilk sebep olan Tanrı'ya kadar geri gider. Bu bilim ilkesi kelam ve metafiziğe uyarlandığında şu anlama gelir: Âemi anlamak istiyorsan önce onu yaratanı bil.Eseri anlamak istiyorsun önce ustasını tanı. O ilk sebebe geri görüp kaynağı, ilk hareket ettiriciye geri döndüğünde tüm varlığın neden var olduğunu anlayacaksın. İşte o zaman her şey yerli yerine oturacak. İşte o zaman mana ile suret, dil ile hakikat, ifade ile mana yerine bulacak, birbirini bütünleyecek ve insan gerçek manada anlamaya ve ifade etmeye başlayacak.
Aklı aydınlanıp kalbi karanlıkta kalan insan zeki ve başaralı olabilir ama hüsranda olmaktan kurtulamaz.
Sayfa 42 - İnsan yayınlarıKitabı okuyor
Düşünmek aydınlatır. Düşünen aydınlanır.
Sayfa 41 - İnsan yayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Tefekkürün amacı öncelikle varlıklarını tabiatını ve mahiyetini, kendi gerçeklerine uygun bir sekilde anlamak ve buna göre davranmaktır
Sayfa 23 - İnsan yayınları
Sebebin bilgisi, sonucun bilgisiyle bütün hâle gelir
Sayfa 23 - İnsan yayınları
Varlığın mânâsını kavramadan anlamlı bir hayat yaşamak mumkun değildir
Sayfa 23 - İnsan yayınları
Marx "Din kitlelerin afyonudur" dediğinde Hıristiyanlık ve Kilise dışında hangi dinî tecrübeden gerçek manada haberdardı? İslamı ne kadar biliyordu? Hinduizm'i, Budizm'i ne kadar biliyordu? Dinin devrimci ve dönüştürücü gücünü neden hiç görmedi ya da görmek istemedi?
Sayfa 91 - İnsan YayınlarıKitabı okuyor
Zıtlıklar ve farklılıklar, denge ve düzen için vardır.
Sayfa 90 - İnsan YayınlarıKitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.